Düşünce ve ifade özgürlüğüyle ilgili herhangi bir sıkıntı yaşandığında akla ilk olarak Fransız filozof  Voltaire gelebilir. Günümüzde biraz demode olsa da tuhaf değildir, normal karşılanabilir. Ancak Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil'in Soma'da hayatını kaybeden madenciler için "onlara müstahaktır" -ölmeyi hak etmişlerdi anlamına gelen- sözünü savunmak için Voltaire'in akla gelmesi absürd kaçar. Doğan grubu yazarları da Özdil'i savunmak için ilk elden Voltaire'i yardıma çağırdılar. Murat Yetkin, Voltaire'in o ünlü deyişini hatırlatarak, Özdil'in ifade özgürlüğünü savunmaktan yana olduğunu yazdı. Konuyla ilgili "bilgece" başka bir değerlendirme de Tarhan Erdem Hocamız'dan geldi. Ülkemizde düşünce özgürlüğünün bilinmediğini vurgulayan Tarhan Erdem, "Onlara müstahaktır' sözü bence düşünce özgürlüğü sınırı dışına taşmamıştır" tespitinde bulundu. 

Tabii burada beni hayretler içinde bırakan şey Soma'daki madende can veren 301 insan için "onlar bunu kendileri hak etmişlerdi" sözü edildiğinde çoğu Doğan grubu yazarının aklına ifade özgürlüğü felsefesi ve Voltaire'in gelmesi... Ortada bir "düşünce", "fikir" olduğunu sanıyorlar. Oysa bu sözleri eden biri için "bunu söyleyen insan mı" diye tepki vermeleri ve biraz da şaşırmaları gerekirdi. Zaten vahim olan böyle bir durumda bile akıllarına Voltaire'in gelmesi. Bu yazarlar, insanlığın düşünce basamaklarının ve değerler silsilesinin daha başlangıcında olmalılar ki, hayatını feci biçimde kaybeden yüzlerce insanı siyasi aidiyetlerinden ötürü suçlamanın bir "fikir" olabileceğini düşünüyorlar. İnsanlara siyasi aidiyetlerinden ötürü ölümü reva görmek bir fikir değildir, olamaz.

Ortada bir fikir olsa, düşünce olsa elbette birlikte savunalım derim. Özdil'in hükümeti hedef alan düşüncelerini, en sıra dışı ve aykırı eleştirilerini ifade etmesi için destek olalım. Ancak yazarın kendisini fikirlerle değil, küfürlerle ifade ettiği gerçeğini de göz ardı etmeyelim. Ölen yüzlerce işçi için televizyon ekranlarında "onlar hak etmişlerdi" demenin düşünceyle, ahlakla, insanlıkla açıklanabileceğini hiç sanmıyorum. Yine de küfür yazılarına karşı değilim, Özdil'in nefret dilini yasaklayalım da demiyorum; böyle durumlarda Doğan grubu yazarları hiç olmazsa Voltaire'i yardıma çağırmasınlar yeter. Yazık değil mi bu filozofun akıllara ancak Yılmaz Özdil'i savunmak için gelmesi? Voltaire'e başvurulması ifade özgürlüğüyle ilgili kaygılardan daha çok bu yazarların yüzsüzlüğünden kaynaklanıyor. Doğan grubunun, Hürriyet'in düşünce özgürlüğünden ne anladığını yakın tarihten iyi biliyoruz; Ahmet Kaya'yı ifadelerinden ötürü nasıl linç ettiklerini, tutuklattıklarını, sürgünde ölüme mahkum ettiklerini unutmadık. Özgürlük şövalyesi değilsiniz, düşünce savaşçısı hele hiç değilsiniz. İfade özgürlüğünden anladığınız AK Parti'ye oy verdiği için ölümü hak ettiklerini düşünen yazarlara arka çıkmaktan ibarettir. Bu kadarsınız işte!