Kurtuluş TAYİZ
Batı ile yaşanan her krizde dikkat edilirse siyaset ve medya dünyasında sanki suçlu hükümetmiş gibi bir üslup öne çıkıyor. Bu yaklaşım Almanya ile yaşadığımız diplomatik gerilimde de kendini gösterdi; “tarafsız”olmak adına kullanılan dil, daha çok Almanya’dan yana. Bu ülke ile ekonomik ilişkilerimiz gerekçe gösterilerek, dış dayatmalara boyun eğmemiz bekleniyor.
Oysa Alman destekli kuruluşların Türkiye’yi hedef alan faaliyetlerine göz yumulursa ülke ekonomisi asıl o zaman büyük kayıplar verir. Batı destekli Gezi olaylarında ekonominin aldığı darbeyi hatırlayacak olursak; faizler bir gecede 4.67’den 9’a fırladı ve bunun da ülkeye maliyeti 18.5 milyar dolar oldu. Türkiye’nin ekonomisini sağlama almak için öncelikle yabancı ülkelerin buradaki sinsi faaliyetlerini kontrol altında tutması gerekiyor.
Suriye’de iç savaşın patlak vermesinin ardından Türkiye casusların cirit attığı bir ülkeye döndü. Sadece Almanya bağlantılı casuslar değil elbet; hangi ülkeden arasanız, burada bolca var. Bunların hepsi de “sivil organizasyon” maskesiyle ülkeye sızıyor.
Bu sivil organizasyonların adları farklı olsa da hedefleri aynı. Türkiye’de faaliyet gösteren ABD ve Alman menşeli “sivil organizasyonların” neredeyse hepsi FETÖ ve PKK ile ilişki içinde. Buna en iyi örnek Die Welt gazetesinin Türkiye temsilcisi Deniz Yücel. Ortaya çıkan bilgiler Yücel’in bir aktivistten daha çok PKK yöneticileriyle bağlantılı “casus” olduğunu gösterdi. İkinci örnek Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi yöneticisi Taner Kılıç; bu kişi de FETÖ bağlantılı operasyonda gözaltına alındı, ByLock kullanıcısı olduğu görüldü ve başka bir sürü daha gerekçeyle tutuklandı.
Almanya veya ABD ile diplomatik kriz yaşandığında siyaset ve medyasının Türkiye’yi peşinen mahkum etmekten vazgeçmesi gerekiyor. Yargı, yabancı devletlerin Türkiye’nin altını oymasını eli kolu bağlı izleyemez. Eğer bu tür faaliyetlere “ekonomik ilişkilerimiz bozulmasın” kaygısıyla yol verilirse ortada ne devlet kalır ne de zarar görmesinden endişe ettiğimiz bir ekonomi.
Almanya, daha yakın bir zaman önce Türkiye’ye bağlı din görevlilerini kendi ülkesinde “casusluk” yaptıkları suçlamasıyla tutukladı. Hükümetin dışında ne bir siyasetçi ne de medya bu tutuklamalara itiraz etmedi, tepki göstermedi. Ancak Alman casuslarına yönelik burada işlem yapıldığında, buradaki medya ve siyaset dünyası Almanya’dan daha çok tepki gösteriyor.
Bu çelişkiden kurtulmak gerekiyor; güvenlik güçlerinin operasyonlarını ve Türk Yargısı’nın kararlarını herkes soğuk kanlı değerlendirmek zorunda. Kimse canı sıkıldığı için gözaltı veya tutuklama işlemi yapmıyor. Almanya ile ticari ilişkilerin bozulmasını en son isteyecek kesim kuşkusuz hükümettir, muhalefet değil. Muhalefet zaten Almanya’nın yanında Türkiye’ye ambargo talep eden gayrimilli pozisyonunu korumaktadır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Alman medyasına verdiği demeçlerde Türkiye’deki kurumları şikayet eden, kötüleyen, aşağılayan bir dil kullanmakta ve Batı’yı “yardıma” çağırmaktadır. Türkiye’deki hakim medyanın pozisyonu da CHP’ninkinden farklı değil; Almanya’nın Türkiye’yi tehdit eden, aşağılayan, şantaj kokan açıklamalarını “Türk-Alman gerilimi” manşetleriyle “tarafsız” bir dil kullanarak vermekteler.
PKK ve FETÖ’ye verdiği destekle Almanya’nın Türkiye’ye karşı düşmanca bir politika izlediği açıkça görülmektedir. Bu kadar açık bir Türkiye düşmanlığı söz konusuyken topu taca atmanın, yarım ağızla “ama biz de kendimize bakalım” demenin doğru bir tarafı yok. “Tarafsız”kalabilirsiniz ama meseleyi biraz da gerçekçi değerlendirmek zorundasınız. Fazlasına zaten ihtiyaç yok!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019