Levent Gültekin
İktidar mensupları 17/25 Aralık olaylarında iktidara karşı tavır alanlardan özür bekliyorlar.
Evet yanlış duymadınız. Yaptıkları yolsuzlukları, kutular içinde dağıtılan rüşvetleri, aldıkları kol saatini, telefondaki rüşvet pazarlıklarını sorun eden, bunların açıklığa kavuşturulmasını isteyen, varsa yolsuzluk yapanların yargı önünde hesap vermesini savunanlardan özür bekliyorlar.
Hem de en küçük bir mahcubiyet duymadan, yüzleri kızarmadan.
17/25 Aralık’ta iktidarın kimi mensuplarının yaptığı yolsuzlukları bahane ederek iktidarı yıkmaya çalışan bir grup vardı.
Bu konuda kimsenin şüphesi yok.
Yani yapılan esasında apaçık bir darbeydi. Bunun böyle olduğunu o gün de yazdım, söyledim, bugün de söylüyorum.
Çünkü tüm bu yolsuzluk iddiaları üzerinden iktidarla hesaplaşmaya kalkışan savcıları, hakimleri, polisleri geçmişte farklı davalarda izledikleri benzer yöntemlerden tanıyoruz.
Ergenekon, Balyoz, Erdoğan’a suikast gibi davaları kendilerine devlette alan açmak için nasıl kullandıklarını, bunun için bir grubun suçunu, defosunu nasıl kendi çıkarlarına malzeme yaptıklarını gördük.
17/25 Aralık’taki yolsuzluk iddialarını da yine Erdoğan’dan kurtulmak, devlette daha fazla etkin olmak için kullandıkları ortada.
Bu amaçla aylarca bilgi, belge toplayıp, bir yargı mensubu gibi değil bir militan gibi hareket etmeleri bundan.
Fakat bir grup Cemaat mensubunun, iktidarın yaptığı yolsuzlukları bahane ederek darbe yapmaya kalkışmış olması o yolsuzlukları suç olmaktan çıkarmıyor.
Darbe var diye yolsuzluk iddialarını görmezden mi geleceğiz?
Başkasının hakkını çalmak, iş adamlarını daha fazla rüşvet versinler diye tehdit etmek, çikolata kutularında rüşvet almak… görmezden gelinecek şeyler mi?
“Sen niçin yolsuzluk yaptın ki bu çete de bunu bahane ederek sana darbe yaptı?” sorusunu sormayacak mıyız?
Darbe suç da yolsuzluk suç değil mi?
Bir insan aynı anda hem yolsuzluğa hem de darbeye karşı olamıyor mu?
Darbeye malzeme yapılmış olması o yolsuzluğu yapanları aklamıyor.
Bunu göremiyor musunuz?
Ayan beyan ortaya dökülmüş onca yolsuzluk iddiası, ses kaydı varken “17/25 Aralık’ta niçin bunları konu edindiniz?” “Niçin iktidara yüklendiniz?” “Niçin iktidarın safında yer almadınız?” demek en hafif tabirle utanmazlıktır. Yolsuzluğu, hırsızlığı, başkasının hakkını gasp etmeyi sorun etmeyecek bir ahlaki anlayışa sahip olmaktır. Bütün bunları sorun görmeyi sağlayacak değerlerden yoksun olmaktır.
Bunca ses kaydını, bunca iddiayı, bunca görüntüyü nasıl içinize sindiriyorsunuz?
Ne yapacaktık? Ortada bir darbe var diye tüm bu yolsuzluk iddialarını görmezden mi gelecektik?
Rüşvet olarak aldığınız saatleri, kutular içindeki rüşvet paralarını mesele edinmeyecek miydik?
Bir çete, iktidarı ele geçirmek için kullanıyor diye yolsuzluk yapılmış olmasına sessiz mi kalacaktık?
Hem darbeye karşıyız hem de yolsuzluğa. Hem sizin hukuk, kural, anayasa tanımazlığınıza karşıyız hem de bunu bahane ederek darbe yapılmasına.
Hem sizin ülkeyi felakete sürükleyen, yıkımın eşiğine getiren politikalarınıza karşıyız hem de bunu bahane ederek darbeyle sorunu çözeceğini sanan o akılsızlığa.
Siz darbeye karşısınız da darbecilerin eline malzeme olan yolsuzluklara niçin karşı değilsiniz?
Onca iddiayı, ses kaydını, görüntüyü dert edinmemek, rahatsız olmamak nasıl bir ahlakın ürünü, hiç düşündünüz mü?
Nasıl bir insan bunca yolsuzluğu içine sindirir? Hiç baktınız mı?
Tamam darbe olmasın ama suç işleyenin, kanun, yasa tanımayanın, görevini kötüye kullananın, makamını, gücünü kullanarak haksız kazanç edinenin yaptığı yanına kar kalmasın diyoruz.
Anlaşılmıyor mu ne dediğimiz? Yoksa anlamazdan mı geliyorsunuz?
Bütün bu iddialar gerçek mi, değil mi? Bunu yargının ortaya çıkarması gerekiyordu.
Fakat büyük bir çabayla yargıdan da kaçtınız. Hâlâ da kaçıyorsunuz.
Yargılanmadan, hukukun önünde açıkça hesap vermeden darbe vardı diye ortadaki bunca iddiadan aklanacağınızı mı sanıyorsunuz?
Yargılanmaktan, hesap vermekten kaçtığınız için bu iddialardan, taşıdığı suçlamalardan hiçbir zaman kurtulamayacaksınız.
Çünkü insanlar o iddiaları unutmayacaklar.
Şimdi, darbe vardı deyip psikolojik bir baskıyla hakkınızdaki o iddiaların unutulmasını sağlamaya çalışıyorsunuz.
Yolsuzlukların unutulup sadece darbe yönünün hatırlanmasını istiyorsunuz.
Diyelim ki biz unuttuk. Ne olacak? Aklanacak mısınız?
Diğer taraftan tüm bunlar o çetenin uydurması diyorsanız o dört bakan niçin görevlerinden ayrılmak zorunda kaldı?
Ses kayıtları, görüntüler, alınan rüşvetler ortada. Tüm bunların sahte olduğuna, uydurma olduğunu söylüyorsanız toplumu ikna edecek soruşturma ve yargı süreçlerinden büyük bir çaba ile niçin kaçtınız?
Neyse daha fazla uzatmayayım.
Demek istediğim şu: Ortada hukuka aykırı, insani değerleri olan herkesi rahatsız edecek türden iddialar ve bu iddiaları destekleyecek deliller vardı.
Devleti ele geçirmeye çalışan bir çete, bu yolsuzluk iddialarını bahane edip darbeye kalkıştı diye yolsuzluğu sineye çekecek değildik. Değiliz.
Eğer özür dilemesi, utanması, mahcup olması, yüzünün kızarması gereken birileri varsa onlar ortaya dökülen bu iddiaları o dönemde sorun edenler değil, yolsuzluk yaparak bu çetenin eline o kozu verenlerdir. Rüşvet alanlardır. İş adamlarını tehdit edenlerdir. Ve hiçbir şey olmamış gibi ortalıkta elini kolunu sallayarak itibarlı insan havasında dolaşanlardır.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023