Levent Gültekin
Suriye meselesi patlak verdiğinde “Yapmayın, bu politika Suriye’yi büyük bir yıkıma götürür, ülkemizi büyük bir ateşin ortasına çeker, sınırlarımızı Peşaver’e döndürür” dedik, dinlemediler.
Üstelik Suriye politikasına itiraz eden, ‘yanlış’ diyen herkese ‘Esad’cı,’ ‘Türkiye’yi değil, Suriye’yi tutan vatan hainleri,’ ‘içimizdeki Suriyeliler’ yaftası vurdular.
Sonra hiçbir şey olmamış gibi çıkıp “Suriye politikası çok yanlıştı, Ahmet Davutoğlu’nun iktidara attığı bir kazıktı” deyip işin içinden sıyrıldılar.
“Yapma, bu politika ülkeyi felakete götürür” diyenler, ‘vatan haini’ ithamıyla karşılaştıklarıyla kaldı.
Mavi Marmara
İsrail ile Mavi Marmara meselesinde iktidarın verdiği diplomasiden uzak, duygusal tepkinin ülkeye vereceği zarar ortadaydı.
“Tamam olan oldu, bari diplomasiyi elden bırakmayalım, duygusallıktan kaçınalım, aklıselimle hareket edelim” diye itiraz edenler oldu.
“Yanlış yapıyorsunuz” diyenlere yine her zamanki gibi ‘kendi ülkesini değil, İsrail’i tutan korkaklar, vatan hainleri’ damgası vurdular.
“Bu politikadan en çok da bizim ülkemiz zarar görür” diyenleri ‘içimizdeki İsrailliler’ diyerek adeta linç ettiler.
Aradan birkaç yıl geçti. İsrail ile arayı düzeltmek için olmadık işler yaptılar. Mavi Marmara davasını geri çektiler. “Mavi Marmara gemisi bize mi sordu da gitti” diyerek bütün suçu o yolculuğa çıkanların üstüne yıkıp İsrail’le barıştılar.
Ülkenin iyiliği için uyaranlar yaftalandıklarıyla, ülke de itibarını kaybettiğiyle kaldı.
Rusya
Rus uçağı düşürüldüğünde de benzer bir durum yaşandı.
Bağırdılar, çağırdılar, meydan okudular, tehdit ettiler, “Gerekirse tezek yakarız” diyerek adeta ekonomik savaş ilan ettiler.
“Uçak düşürüldü, olan oldu. Bu konular bu üslupla, bu yaklaşımla çözülmez. Diplomasiyi elden bırakmayın, aklı başında hareket edin” diyenlere “Bir sefer de Türkiye’den yana olun, her olayda niye düşman safında oluyorsunuz” gibi ipe sapa gelmez isnatlarda bulundular.
Çok değil üç ay sonra bütün bunlar söylenmemiş gibi özür dileyip geri adım attılar.
Ekonomik zararlar, itibar kaybı, özür diler duruma düşmek… Bütün bunları unuttular. Hiçbir şey olmamış gibi şimdi Rusya ile dost oldular.
“Rusya önemli bir komşu; bu kadar germeyin” diyenler yine ‘Türkiye düşmanı’ suçlamasına uğradıklarıyla, ülke de zarar gördüğüyle kaldı.
Aydınlardan niye özür dilenmiyor?
Dikkat: Suriye, Mavi Marmara ve Rus uçağı olaylarında, Türkiye’yi düşünerek uyarıda bulunanlardan hiç kimse özür dilemedi.
İsrail’den bile özür dileyenler, bu ülkeyi düşünen aydınlara “Siz haklıymışsınız” demedi. Yabancılar karşısında boyun bükenler, Türk aydınlarına iade-i itibarda bulunmadı. Yurtsever yazarlar haklı çıktıkları halde, onlara yöneltilen suçlamalar geri alınmadı!
Çok mantıksız ama olan bu.
Almanya – Hollanda
Şimdi Almanya, Hollanda gibi ülkelerle kriz yaşanıyor.
Hiçbir yararı olmayan bir seçim çalışması inadı yüzünden ülkeye, Avrupa’da yaşayan insanlarımıza büyük zarar verecek işler yapıyorlar.
Evet, Avrupa’nın yaptığı demokrasiye uymuyor. Zaten ülke içinde de kimse Avrupa’nın bu tavrına destek olmadı.
Her zaman olduğu gibi diplomatik dili bir tarafa bırakmışlar. Yine asıyorlar, kesiyorlar, savaş açıyorlar, ağza alınmayacak sözler ediyorlar.
“Böyle yapmayın bu tutum, bu yaklaşım, bu üslup ülkeye zarar verir,” “Bu yaptıklarınızdan dolayı Avrupa’da yaşayan insanlarımızın hayatı zehir olur,” “Avrupa’da, bu yanlış politikalara karşı yükselen tepkiler giderek Türkiye düşmanlığına dönüşüyor. Bundan hepimiz fazlasıyla zarar görürüz” diyenlere ‘içimizdeki Hollandalılar, ülkeyi değil Batılıları tutan vatan hainleri…” gibi akıldan yoksun ithamlarda bulunuyorlar.
Türkiye’yi gerçekte kim seviyor?
Yani gene yanlış yapıyorlar, yaptıkları bu yanlışlarla ülkeye büyük zarar veriyorlar. Ülkenin itibarını dünyada yerle bir ediyorlar.
Küçük siyasi çıkarlar için ülkeyi, ülkenin geleceğini gözden çıkarmaktan zerre kadar imtina etmiyorlar.
Her seferinde ülke kaybediyor. Bu üsluptan, bu yaklaşımdan, bu tarzdan yine de vazgeçmiyorlar.
İtibar kayıpları, ekonomik zararlar, özür dilemek zorunda kalmanın yarattığı utanç… Hiçbiri umurlarında değil.
Söyleyin Allah aşkına, kendi ülkesine her seferinde bu kadar açık zarar veren, itibar kaybı yaşatan, her seferinde özür dilemek zorunda kalan insanlar mı ülkeyi seviyor, yoksa “Tüm bu kayıpları yaşamayalım” diye en başından uyaranlar mı?
Tehdidi, kabadayılığı siyaset zannedip Türkiye’nin itibarına ağır darbeler vuranlar mı ‘içimizdeki İrlandalılar’ yoksa tüm bu itibar kayıplarını engellemeye çalışanlar mı?
“Ülke zarar görür” endişesiyle iktidar politikalarını eleştirenler mi ülkeye zarar veriyor, yoksa her seferinde uyarılara kulak tıkayıp sonunda özür dilemek zorunda kalanlar mı?
Ülkeyi sevdiğinizi söylüyorsunuz. Sevdiğiniz halde bu kadar zarar verip kötülük yapıyorsunuz.
Hakikaten merak ediyorum sevmeseydiniz daha ne kadar, daha nasıl bir kötülük yapabilirdiniz?
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023