Levent Gültekin
AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde, “Parti teşkilatlarında metal yorgunluğu var”diyerek ‘partide değişme gideceğini’ söyledi.
AK Parti yöneticilerine ve teşkilat mensuplarına, tıkanıklığın metal yorgunluğu değil, gerçekte ne olduğunu kendimce anlatmak istiyorum.
Partiler ülkedeki sorunları çözmek için görüş birliği içinde olan insanların bir araya gelmesiyle oluşan organizasyonlardır.
Siz de, ilk başlarda bu amaçla yola çıktınız.
Ülkeye hizmet etmek, sorunları çözmek için heyecanınız, azminiz vardı.
İlk yıllarda bazı eksikliklerinize rağmen gayet iyi işler yaptınız. Ülkede birçok şeyi değiştirdiniz.
Yaptığınız iyi işler neticesinde hem yurt dışından hem de içeriden takdir topladınız.
Güçlendikçe bir sanıya kapıldınız: Biz çok akıllıyız, en iyisi biziz, bu ülkeyi en çok biz seviyoruz bu nedenle kimsenin aklına ihtiyacımız yok.
Bu duyguya kapıldığınız için kendinizden başka kimsenin önerisine, eleştirisine kulak asmaz oldunuz.
Kendinizi sadece dışarıdan gelen önerilere kapatmakla kalmayıp Abdullah Gül, Bülent Arınç gibi ilk başlarda sizinle beraber olan bütün yol arkadaşlarınızı da sattınız.
Tek bir kişinin sözünün, fikrinin, yaklaşımının belirleyici olduğu ‘lider egemen’ bir yapıya dönüştünüz.
Eskiden ülke diye bir derdiniz varken, giderek tek bir kişinin iktidarını korumak, kollamak, sürdürmek tek amaç haline geldi.
Kendi içinde ortak akılla politika üretmesi gereken parti, tek bir liderin etrafından toplanan askerlerden oluşan bir birliğe dönüştü.
Askerin görüşü olmaz. Askerin fikri olmaz. Sorusu, eleştirisi, önerisi olmaz. Asker söyleneni yapar. Çünkü her şeye o lider karar verir.
Birer asker olarak görüldüğünüz için artık fikir beyan edemiyorsunuz, itiraz edemiyorsunuz. Bu da sizi büyük bir gönülsüzlüğe itiyor.
Demem o ki liderden başka hiç kimsenin sözünün, görüşünün, varlığının kıymeti olmayan bu tür yapılarda heyecan da kalmaz. Daha iyisini yapma azmi olmaz. Kişisel çıkar belirleyici tek faktör olur.
Kabul edin ki eskidiniz. Yarattığınız Türkiye’nin gerisinde kaldınız. Partiniz, yani siz, ‘Yeni Türkiye’nin eski bir unsurusunuz artık.
Ülke sorunlarına dair söyleyecek tek bir sözünüz yok.
Dahası geçirdiğiniz değişimle sorun üreten bir yapıya dönüştünüz.
Hayır, “Sözümüz var” diyorsanız buyurun söyleyin, ne söylüyorsunuz?
Sizin gibi düşünmeyenlere, sizden olmayanlara ‘terörist’, ‘vatan haini’ demekten başka hangi sözü söylüyorsunuz?
Herkesle kavga ederek, herkesi tehdit ederek, bütün dünyayla ağız dalaşına girerek bu topluma, bu ülkeye nasıl bir yaşam vaat ediyorsunuz? İç barışı niye sağlayamıyorsunuz? Adaleti niye tesis edemiyorsunuz?
Mesele sadece yol ve köprü yapmak mı?
Kaldı ki onların bile nasıl yapıldığı ortada.
Elinizde sermaye olarak yalnızca din kaldı.
İnancı istismar etmekten, şehit cenazesinde okuduğunuz Kur’an videoları paylaşmaktan, umre pozları yaymaktan, dini bir amaç için mücadele ediyormuşsunuz gibi sahte bir görüntü vermekten başka neyiniz kaldı?
Din elinizden alındığında ne kalıyor elinizde bir bakın.
Eğitim çöküyor. Ekonomi can çekişiyor. İç barış ağır yara almış. Dış politika bütünüyle iflas etmiş, aramızın iyi olduğu tek bir devlet kalmamış.
Son dönemde kalabalıklarla poz vermekten, “Biz çok kalabalığız”, “Biz çok büyüğüz”, “Biz çok güçlüyüz”demekten, devletin gücüne yaslanmaktan başka neyiniz kaldı?
Farkında mısınız bilmiyorum ama artık sorunları çözerek, insanların gönlünü kazanarak değil, onları korkutarak var olmaya çalışıyorsunuz.
Bütün bunlara rağmen diyelim ki teşkilatlarda yeniliğe gittiniz.
‘Terörist’ dediğiniz, aşağıladığınız, vatan haini gözüyle baktığınız insanlara ne diyecek, onları neye, nasıl davet edeceksiniz?
Bu açmazın siz de farkındasınız.
Diğer taraftan size verilen tek görev, iktidarı korumak.
Kaybetme korkunuz sizi, bizi hepimizi büyük bir yıkıma götürüyor.
Kaybetmeyi göze alamadığınız için serinkanlı ve hakkaniyetli davranamıyorsunuz. Bu sebeple kazanmanız da giderek imkansızlaşıyor. Çünkü kaybetme ihtimalinin yarattığı korku sağlıklı düşünmenizi, sağlıklı hareket etmenizi engelliyor.
Bu koşullarda ne yazık ki vicdanınızı da kaybettiniz.
İktidarınızda insanlara büyük haksızlıklar yapılıyor. İnsanlar açlığa mahkum ediliyor. Ölüyor, öldürülüyor. Ama size askerlik misyonu biçildiği için tek bir itiraz, tek bir eleştiri getiremiyorsunuz. Getirdiğinizde de kendinizi kapının önünde buluyorsunuz.
Çünkü o tür yapılarda tek bir kişiden başka herkes hiçtir.
Durumun vahametini siz de görüyorsunuz. Her ne kadar açıktan söylemeseniz de bunu biliyorum.
İşte bunun yarattığı bir durgunluk, bir heyecansızlık var.
Sizi bu hale getirenler buna ‘metal yorgunluğu’ diyor.
Bu esasında metal yorgunluğu değil, bir çürümedir, işlevini yitirmektir.
Demem o ki parti içinde bile ortak aklı bir kenara bırakmış, amacından sapmış, vicdanını yitirmiş bir organizasyona başka isimlerin gelmesi durumu değiştirmeyecek.
Bütün umudunu, iradesini tek bir kişiye teslim etmiş, tek amacı o kişiyi korumak olan bu tür yapılara artık parti denmiyor.
Bu yazıdaki amacım suçlamak değil, bir fotoğraf çekmek.
Belki bakmak istersiniz diye çektim o fotoğrafı.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023