Mehmet TIRAŞ
Gezi direnişi bizim toplumsal,siyasal belleğimizi yerle bir etti.
Nasıl etmesin, kimsenin akıl edemeyeceği veya öngörüde bulunamadığı bir eylem olarak ortay çıktı ve küresel bir isyana dönüştü.
Gezi direnişi üzerine öyle yazılar çıkıyor ki,AKP medyasının tetikçi kalemlerinin dışında entelektüel camiada istisnalar dışında, herkes bu eylemi bu çağın eylemi yani bilgi toplumun eylemi olarak okurken;bu eylemle, bir de direnişin ruhunu insan psikolojisiyle yorumlayanlar var; hem de ulusal değil evrensel boyutta.Dış basında ve entelektüel çevrelerde çıkan Gezi direnişi yazılarından geçilmiyor yüksek tirajlı gazetelerde ve derspegel gibi ciddi yayın organlarında yazılar ve haberler çıkıyor,televizyon kanallarında tartışmalar yapılıyor.
Gezi direnişi eyleminin küresel bir eylem olmasının nedeni,bu eylemin sessiz bir eylem hareketleriyle başka ülkelere de esin kaynağı olarak yansıması,işte Brezilyada çıkan halk hareketlerinden tutunda,Avrupa Parlamentosunda Türkiyeli bir konuşmacıyı AP üyeleri ayakta 6 dakika sessiz dinliyorlar.
Gezi direnişi bizleri birey olarak hepimizi kendi içimizde yolculuğa çıkartarak öz benliğimizle buluşturdu ve toplumun her kesimi farklı düşünenlere karşı empati yaptırdı.Hayatlarında bir araya gelmeyecek insanlar bir arada oldular günlerce çatışmadan yürüdüler saatlerce.. Başbakanın otoriterleşmesine ve özel hayata müdahalesine karşı ortak bir yolda hayat onları buluşturdu,birbirlerini yeni tanımış oldular.
Bilgi toplumun eylemleri sanayi toplumun eylemlerine benzemediği gibi;müttefiklerinin de benzerlik yok.Sanayi toplumun müttefikleri soğuk savaşın şartlarında ortay çıkmış;Sosyalizm-Kapitalizm etrafında oluşurken,iki ayrı pakta olanların başını çeken güçler ne diyorsa aynı kulvarda olanlar da onu destekliyordu,sistemleri belli olduğu gibi sınıfları da belliydi;birisi işçi sınıfının öncüsü, diğeri ise Kapitalizmin,diyerek bugüne göre sığ bir anlayışta devlet politikası oluyordu iktidara gelen siyasilerin.
Soğuk savaşın ittifakları yok artık;küreselleşmenin yol arkadaşı ancak kendini yenileyebilirse varlığını koruyor ve yola devam edebiliyor; yoksa çoğunluğa sığınıp bireyi,azınlıkları yok sayıp, temel hak ve özgürlükleri pas geçtiği anda, cin çarpmışa dönüyor ortaklıkta sona eriyor.
işte Gezi direnişin ortaya çıkışı ve çağsal dünyanın küresel bir eylemine dönüşmesi de bu değil mi? Erdoğan’ın kavrayamadığı da, bundan kaynaklanmıyor mu?
Bu çağın eğitimi doğumdan ölüme taşıdığı gibi,bireyi özgürleştirirken teknolojisinin de son sitemi yok; düşünsel gücü de geleneksel yapıları yerinden çok hızlı bir şekilde yok ediyor.Gezi direnişine yön veren gençlik sosyal medya üzerinden ve internet dünyasından esinlenerek yarattıkları Gezi eylemini ve çeşitlemelerini,kim akıl ederdi?
Yazının başlığına dönersek insanoğlu doğası gereği güçlü oldukça eleştirilemez,eleştirilmedikçe de her yaptığının doğru olduğuna inanır ve kendine olan aşırı öz güven öyle yanlışlar yaptırır ki,rüyasından görse inanmayacağı bir tepkiyle karşılaşır;Gezi direnişiyle Başbakanın yaşadıkları gibi,hala Erdoğan inanamıyor ama yaşadığı rüya değil bir realite.
İnsan gücünü nasıl sınırlar veya çok bilmediğini nasıl fark eder?
İnsan okudukça,araştırdıkça,yazdıkça,tartıştıkça ve bu düşünsel etkinliğin başka tezlerle karşılaştırdığın da ne kadar az bildiğini veya yanlış yolda olduğunu fark eder.
İktidar gücünü elinde bulunduranlar da,yeryüzüyle kendi iktidarını karşılaştırıp muhalifleriyle medeni,demokrat bir görüş alış -verişi içinde olursa kendine çeki düzen verir; yoksa hem güçlüyüm hem de çok biliyorum,yanılgısına kapılır.
Bir rejimin demokratlığı çoğunluğun yönetimi ile değil,iktidarın muhalefetine yaptığı muameleyle ölçülür.Demokrasinin kriterlerini belirleyen; basın özgürlüğü, düşünce,ifade,inanç,kültür ve örgütlenme özgürlüğünün demokratik bir hak olarak hiçbir baskıya uğramadan ,doğal bir akışkanlık içinde yürüyorsa,o ülke demokratik bir hukuk devletidir.Yoksa, din ve mezheple olayları ve sorunları ele aldığınızda iyi niyetli de olsanız,toplumda çatışmalara farkında olmadan yol vermiş olursunuz.
Bizim Başbakan 1994 yılında İstanbul’a Belediye Başkanı olduğunda:” Ben bu şehrin Belediye başkanı değil,aynı zamanda imamıyım.İnsanların günah işlememesine engel olmakta görevlerim arasındadır” der, Gazeteci Alper Gümüşe.05.06.2012.
Erdoğan imamlık görevini,ülke imamlığına terfi ettiği duygularıyla hareket etmeye devam ediyor ama bu çağı,din ve mezhep üzerinden okuyamadığınız gibi topluma da yön veremezsiniz..22 Haziran 2013 Samsun Mitinginde toplanan kalabalığa din ağırlıklı olarak konuşmaları,meydanda olan topluluğa amin çektirip,imamlık görevini yerine getirirken;bu konuşmaları toplumdaki tedirginliği de doğrular nitelikteydi.
Bu çağın demokrasisi aldığı oy oranıyla kimseye sınırsız yetki vermiyor,toplumun tüm renklerinin ve muhalefetin özgürlüğünün iktidar kadar, özgür olduğu yerde yeryüzünde itibar görüyor.
Gezi direnişiyle çeşitlenen masumane eylemlerin dünyanın dört bir yanında yankı yapması,demokratik dünya kamuoyunun desteğiyle itibar görmesi ve dünya gündemine oturması ülkeyi nasıl bir hale getirdiğini,Başbakan ne zaman görecek?
Yoksa, hala yüzde 50’yi evde zor tutuyorum,meydanlara yüz binler toplanıyor,diye, içte muhaliflerine ve tüm dünyaya kafa tutmaya devam mı edecek?
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025