Mehmet TIRAŞ
Üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan’ın bindiği dolmuş şoförü tarafından tecavüze uğrayarak, hunharca katledilip, delilleri karartmak için katilin Özgecan’ın cesedini yakması ve katledilmesinin haberi Türkiye’nin gündemine oturdu..
Özgecan cinayeti bardağı taşıran son damla olmalı ki;katliam karşısında kadınlar ülkenin dört bir yanındasokaklara dökülerekayaklandılar.Özgecan bir yerde toplumun ortak vicdanı oldu kadın cinayetlerine duyarlı olmada.
Özgeca, cinayetiyle birden aklıma;doksanlı yılların başında devletintepe noktalarında çok önemli alanlarında görevde bulunmuş, milletvekili de yapmış bürokratın katıldığı bir televizyon programında söylediklerini hatırladım..
Eski bürokrat ve millet vekili şöyle diyordu televizyonda:”damadıyla adı aşk skandalına karışan bir kadın için, bu saatte bu kadın ne geziyor oralarda demişti.”
Bu bürokrat Gazeteci Abdi ipekçi cinayetinde İstanbul emniyet müdürüydü ve katil Mehmet Ali Ağca’yı sorgulayanlardan; daha sonra valiliğe yükseldi,12 eylül askeri darbesinden sonrauzun süre Güney Doğu da olağanüstü hal valiliği yaptı, daha sonra İstanbul valiliğine getirildi,Tansu Çiller’in Başbakan olmasıyla milletvekilli oldu,Mehmet Ağar’dan sonra derin devletin kara kutusu olan bürokratlardan biriydi, kısa bir süre önce Sarıyer’deki villasında silahıyla intihar etti ve sırlarıyla toprağa karıştı. Niçin intihar ettiği hala bilinmemekte.
Bunları niye anlattım; ülkeyiyönetenlerin kadının sokağa çıkacağı saati ve sokakta nasıl hareket edip etmeyeceklerini belirlerse, sıradan bir erkeğin kadınabakışınınolumlu anlamada değişmesi mümkün mü?
Son on yılda MHP’nin açıklamasına göre 7 bin 222 kadın katledildi, CHP’lilerin açıklamasına göre ise on iki yılda tam 5 bin 400 kadın erkekler tarafından hayattan koparılarak öldürülmüş.
13 Yıldır ülkenin tepe noktasında olan CumhurbaşkanıErdoğan’ın kadınlar hakkında söylediklerini bir hatırlatalım; bunlar kadıncinayetlerinitetikler anlamda değil mi?
“Ben Dolmabahçe’deki ofisimdenbakıyorum Kadıköy vapurundangelen kadınların kıyafetlerinden rahatsızım”
“Makyaj yapan kadının kaportasıbozuktur.Kadınmıdırkızmıdırbilemem(kendini protesto edengözaltınaalınan bir kız için söylüyor) edebe bakarmısınız? Kadın-erkek eşit olamaz,fıtrata ters.”
“Üniversitede okuyan ve aynı evi paylaşan reşit olan kız-erkek öğrencileri fuhuş yapmakla suçluyor,bizim değerlerimizle örtüşmez devlet olarak sessiz kalamayız”
“Hele kadınların kaç çocuk doğuracağına, kürtajın bir cinayet olduğunu söyleyerk,nasıl doğum yapacağından, doğum kontrol hapına kadar söyledikleri ise yenilir yutulur cinsten değil”
Erdoğan böyle bir çıkış yapar da arkası gelmez mi:
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç:”Kadın iffetli olacak.Herkes içinde kahkaha atmayacak.Mahrem namahrem bilecek.Bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak”
Bir başka Alim müsveddesi yobaz kalkıp TRT’nin müdavim konuşmacısı,kadın sokakta hamile dolaşmamalı demesine, ne demeli?
Hangi birini sayacaksınız!.
Özgecan’ın babasının idam diyenlere karşı verdiği yanıt,tam bir insanlık dersi niteliğindeydi; idamla kadın cinayetlerinin önlenemeyeceğini söylüyordu yüreği yanan baba.
Canından can veren Özgecan’ınbabası bunu söylerken..
AB’den sorumlubaş müzakereci bakan Volkan Bozkır’ın çıkıp: ”şayet benim kızımın başına böyle bir şey gelseydi, ben elime silahı alır bunun cezasını kendim verirdim, cezasına da katlanırdım,demesi..Ardından da ama devletlerin reaksiyonlarının bu şekilde olmaması gerekir.Devlete insana öldürmek bir anlamda yakışmaz diye düşünüyorum.Devletin görevisuçluyu yakalayıp en ağır cezayı vermektir..
Zihniyetinde öldürmek olan bir insanındevleti yönetmesinde, kadın cinayetlerini ve işkenceyi devlet politikası olmaktan çıkartabileceği inandırıcı olabilir mi?
Bir devlet adamından gelen açıklamaya bakın,adeta cinayeti cinayetle çözmeye çalışan,kanı kanla yıkayan ilkel zihniyetin içinde hukuk diye bir şey geçmiyor.
Cinayet veya bir olay olsun siz bunu sonuçlarıyla değil de;çok yönlü nedenleriyle değerlendirmediniz sürece ne olayları önler,ne de kadın cinayetlerinin önüne geçebilirsiniz.
Ellerinden gelse ilkel bu dinci yobazlar; kadının genlerini değiştirip hamilelik döneminde sokağa çıkmaması için dokuz ay yatalak yapar,iffetli olması için gülmesini yok eder,çok tahrik oldukları kadınların memelerini küçültür süt gelecek bir et parçası bırakırlar, kadının şehvet duygusunu körleyip, orgazm olmasın diye de sünnet ederler..Bu analizimin ağır bir yorum olduğunu biliyorum ama eşinden, sevgilisinden ayrılıp ta;tehdide,tacize,tecavüze ve şiddete maruz kalmadan kendini ve bedeninin kendisine ait olduğunu özgürce yaşamak isteyen kadınların, eceliyle ölmesinin nasip olmadığı bu topraklarda başka türlü de tepki gösterilemez ki!.
Ahlak,karakter ve namus anlayışlarını kadınlar ve kadınlarının üzerinden tanımlayanların ülkeyi yönettiği bir yerde, kadın cinayetlerini önlemek, kadınları insan yerine koymak uzun bir zamanalacaktır.
Eril iktidarların el değiştirerek toplumlara yön verdiği, kadınların kaderini erkeklerin belirlediği,kadının sosyal hayattan koparıldığı, cinsel birer obje görüldüğü, yıllarca töre cinayetlerinin yaşandığı bir coğrafya da yaşadığımızı aklımızdan çıkartmayalım.
Orta Doğu toplumlarında yaşayan kadınların değişmez kaderidir bunlar.
Özgecan Aslan’ın cinayeti dileğimiz bir milat olsun.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025