Melih ALTINOK
Kürt Konferansı savaşın bitmesi için hayati öneme haiz bir gelişme. Havada da bulut değil umut var.
Federe Kürdistan Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, kendisini “en üst düzeyde” karşılayan ABD, bölgedeki farklı etnik gruplar ve nihayet Türk hükümeti de haziran ya da takip eden aylarda toplanması planlanan bu konferansa hazır.
Tek engel PKK’nin kibirli tavrı.
Açalım.
Barzani gerek Irak’ta anayasal bir düzelmeyle tahsis edilecek istikrarın ve federal yapı içinde kalma alternatifinin, gerekse “bağımsızlık” tercihinin PKK’nin tarafı olduğu çatışmaların ve Türkiye-Suriye gibi ülkelerdeki “Kürt sorununun” çözümüne göbekten bağlı olduğunun idrakinde. Dolaysıyla taşın altına elini sokuyor.
ABD ise yeni dönemde bölgede istikrarın Kürt ve PKK sorununun çözüme kavuşturulmasından geçtiğinin, bunun “Filistin meselesinden bile hayati” olduğunun bilincinde. Konferans’ın motor gücü onlar.
Bölgede yaşayan Kürtler dışındaki unsurlar da barışa varacak müzakerelerin bir bileşeni artık.
Türk hükümetine gelince... Elinizi vicdanınıza koyun demeyeceğim, hafızanızı yoklayın yeter.
Maksimalist taleplerle masayı PKK’nin devirdiği Oslo görüşmelerini hatırlayın. Müzakereler PKK tarafından “güç gösterisine” malzeme yapılıp fâş edildikten ve milliyetçi-ulusalcı muhalefete malzeme verildikten sonra hem Başbakan’dan hem de AK Parti kurmaylarından gelen “gerekirse bir daha yaparız” beyanatlarını düşünün.
Habur “riskini” şunu bunu da unutmayın ve bugüne gelin. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Katar’dan yaptığı ve sonrasında arkasında durduğu açıklamaları bir daha okuyun:
“PKK silah bırakırsa operasyonlar durur!”
Önceki dönemlerden aşina olduğumuz “Muhatabımız değiller. Devletin şefkatli kollarına teslim olsunlar. Operasyonların durması sözkonusu değil” zırvalığından ne kadar keskin bir dönüş değil mi?
Şimdi gelelim o “kibre”.
Barzani’nin Kürt Konferansı için girişimleri sürerken BDP cephesinden gelen “taşeron olma” çıkışını işittik önce. Ardından Murat Karayılan Barzani’yi “AKP’nin PKK’yi tasfiye politikalarına alet olma” diye uyardı.
Dün de KCK Erdoğan’ın son derece makul ve ileri “adımına” aynen şu anlaşılmaz ve sekter cümlelerle “cevap” verdi:
“Bu açıklama demokratik çözümün zeminini oluşturmayı değil, sorunun muhatabını savaşla bitirmeyi hedefleyen niyetin ve kararın dile gelmesidir. Oysaki, gerçek barışın yolu Öcalan ve yol haritası ekseninde sunduğu protokollerden geçtiğini halkımız ve kamuoyu çok iyi bilmektedir.”
Türkçe meali: “Masaya silah tehdidimle oturacağım. Müzakerelerin tek yol haritası ise ‘öndeliğin’ çizgisidir. İlkemiz; sert gireceksin, taviz vermeyeceksin, tenezzül etmeyeceksin!”
Gerçekten anlamak mümkün değil.
Bir yandan “Barzani gitti biz de gidelim, rol kaptırmayalım” diye ABD’ye gideceksin. Dağı Konferans’a katılma iradesi göstersin diye “zorluyorum” mesajı vermeye çalışacaksın. Öte yandan herkes “okey” vermişken çıkıp bin yıllık ezberini tekrar ederek “müzakere masasında portakal suyu yok” diye savaşmaya kararlıyız açıklaması yapacaksın.
Çok zor değil mi, gelene bir adım da PKK’nin atması?
Ama tersi olması gerekmiyor muydu? “Müzakere, diyalog, barış, kardeşlik” kullanımında hükümetin kurduğu cümlelere tur bindirenlerin daha hevesli olmasını beklemek suç mu?
Demokrat kamuoyu, barış için, silahların susup konuşmanın başlaması için sinekten umut devşirirken, siz tek bir çocuğun saçının telinden daha değerli olmayan “savaşçının ilkelerinde” ısrar ettikçe, “niyetiniz kötü, kibirlisiniz” deme hakkını veriyorsunuz bize.
Derdinizin barış, operasyonların durması değil, bireysel konumlarınızı garanti altına almak olduğunu gözümüze sokuyorsunuz.
Üstelik bu kibrinizin azabını yalnız da çekmiyorsunuz, başta Kürt halkı olmak üzere hepimizi de sürüklüyorsunuz lanet olası savaşınızın girdabına.
Şimdi epeyce ayrı düşsem de bir dönem aforizmalarını ezberlediğim Yıldırım Türker ne güzel söylemişti: “Barış için can atanlar savaşa can pazarlamaz.”
Ağar mahkûmlar
Kanunu, hukuku falan geçtim, utanmak gerekir!
Hapishanelerinizde onbinlerce insan yatıyor, kimbilir kimler de sırasını bekliyor ve siz bilmem kaç T.C. numaralı vatandaşınız Mehmet Ağar’a yüksek korumalı özel cezaevi arıyorsunuz. Diğer cezaevleri güvenlikli değil mi? Buralarda yatan vatandaşların canı patlıcan mı?
Ağar’ın “seçtiği” Yeni Pazar Cezaevi’nde hazırlıklar başlamış bile. Koruma sayısının arttırıldığını, komutanların teftişleri sıklaştırdığını, Adalet Bakanlığı’na bağlı bir heyetin de incelemelerini tamamladığını duyuyoruz. Darısı bizim cezaevlerinin de başına.
Yazarken bile kendimi aşağılanmış hissediyorum ama sorun bununla da bitmiyor.
Mahkemelerin hakkında yakalama kararı çıkarttığı Ağar iki korumayla geziyor ve bu kişiler polis! Polis korumaları Ağar’ı kendisini yakalayacak polislerden korumaya mı memur edilmişlerdi yoksa? Ya da arama kararına rağmen gerçekten yakalamaya çalıştınız mı, hadi onu da geçtim bir kere olsun “aradınız” mı Ağar’ı.
İçişleri kırk taklayla bile bu skandalı “da” örtemez; peki ya Adalet Bakanlığı’na yakışıyor mu bu ayıp?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019