Perihan MAĞDEN
Allah cümlemizi Hürriyet'in (iliştirilmiş) kalemi Abdulkadir Selvi kadar moralli olmaktan korusun!
Atatürk Havaalanı Katliamı üstüne ''Güvenlik zafiyeti yoktur'' simidine yapıştı ya yine Tayyibin Hükümeti.
Selvi, Hürriyet Hükümetindeki pozisyonunu hak edecek derin istihbaratı gerçekleştirip, sivil polislerin Whatsapp'laşmalarına filan ulaşmakla kalmadı-
Müjdeyi patlattı: Meğer 300 kişiyi filan öldürecekmiş IŞİDliler!
Oysa cevval polisimiz, müthiş uyanıklığımız, feci dikkatimiz sayesinde, yalnızca 42 kişi öldü mü? Öldü.
Bir de yoğun bakımda yatan onlarca yaralı olduğunu göz önüne alırsak, diyelim 50 ''şehidimiz'' var. Sonunda.
Ama niyetlenilen sayı kaç? 300.
Demek 250 kişi kardayız.
Al sana Selvi Kafasıyla moral, istihbarat ve üstün başarı distiribütörlüğünün mutlak kazancı.
Devreye, Rusya'yla barıştığımız için bu katliamı ABD'nin (kıskananlar çatlasın!) gerçekleştirdiğini çakozlayan Aydınlık
gastesi de girdi. Anında.
Operasyonellik tarihlerinin altın günlerini yaşıyorlar ya.
Gastesinin Büyük Çakışının ardından Doğu Perinçek de atlayıp Putin'le Erdoğan'ın arasını bizzat kendilerinin bulduğunu ilan ediverdi. Sıra, Erdoğan'ı Esad'la barıştırmaya gelmiş.
Sıra sıra gidiyorlar yani. Sıradaki uluslarası arabuluculuğu da Perinçek Ekibi gerçekleştirecek.
Yargı ve polis ve kimbilir nerelerde su başlarını tuttular tutalı, Aydınlıkçılar'da moral bin beş yüz.
Selvi Kafasıyla yarış halindeler. MORAL GÜNLERİnde köşe kapmaca.
Erdoğan da ortalığı enerji ve neşeden harbiden yakıyor Davutoğlu sepetlendiğinden beri. Bilmem izliyor musunuz mecburiyetten?
İsrail'le onca yıl, onca afra tafra, asmalar kesmeler hava gazıymış.
Nasıl da mutlu Başkan, yıllardır kapalı kapılar arkasından yürüttüğü ilişkileri perde önüne taşınabildi diye.
Davutoğlu meğer Tayyibizmi ketliyormuş! Frenliyormuş. Nifak tohumlarını hep o suluyormuş.
''Biz mi Mavi Marmara'ya gidin de ortalığı karıştırın dedik lan?'' da der. Her şeyi de der Tayyibizm.
Kitlesiyle öylesine tencere- kapak vaziyetinde ki; hiçbir konuda vereceği HİÇBİR HESAP olmadığı hakikatine her sabah neşeyle uyanıp, atıyla Üsküdar'ı geçmekte.
17- 25 Aralığın hesabını önünde gördüğü anda; yırtıp attığından, yağ gibi suyun üstüne çıktığından beri bu böyle.
Rusya'ya 7 ay boyunca kestiği tüm raconları arka cebine tıkıştırdığı gibi, tepe taklak giden turizmi de kurtarır Tayyip Reisiniz, tükürdüğünü zaten her daim ne halt ederse eder lan; siz işinize bakın- havasında.
Oyun Havası.
Taşkın bir neşe içinde sarayının salonlarında oynuyordur.
Muhtarlar gittikten sonra filan, göbek atıp horon tepiyordur gibi geliyor bana.
Hele geçenlerde, bu Yeniden Bulunmuş Neşesinin cıvıllığı, oynaklığı karşısında; harbiden dona kaldım.
Kayseri'ye gidip askerlerle iftar açacakmış Tayyibizm.
Bu niyetini bize ispat etmek için 5- 10 kişinin eline (yuva çocuklarının kullandığı cinsten) renkli kartonlar tutuşturmuşlar.
Üstünde ''HOŞGELDİN BAŞKAN'' tarzı klişeler yazılı rengarenk kartonlar.
İşte bu kişiler, uçağının Kayseri'ye inmesini yol kenarında bekleşen halkmış meğer.
Yani, Erdoğan'ın Kayseri'de (halk tarafından) beklendiğini bize görüntülerle ispat etttiler mi? Ettiler.
Ama çok çok spontan, anını yaşa biri olduğu için Başkan Erdoğan, birden uçağın rotasını Şırnak'a kırdırtmıyor mu?
Kırdırtmamış mı? Kırdırtmış.
Cümbür cemaat Muhammed Ali'nin cenazesine damlayıp, orda istediği artistlikleri yaptırmadılar diye köskös geri dönen
Tayyibizm, babasının çiftliğinde (T.C.) neler yapmaz hem ; değil mi ama?
Her neyse,Kayseri yerine Silopi'ye gidip askerlerle iftar açıyor.
Kankası Hulusi Akar da orda. Tayyibizim iftara geldi diye gözlerinin içi gülüyor.
Nasıl neşe içindeler her ikisi de. Eminim, kıskançlığından çatlamıştır ABD. (Aydınlık Gastesi.)
Karton kutularda iftarlık dağıtılmış askerlere. Değişiklik olarak.
Düşünüyorum da, karton kutular da, Kayseri deyip, Silopi'ye iftarı kırmak da; tedbir amaçlı olmasın sakın?
Aşırı seviliyor ya Tayyibizm.
Millet önceden haber alıp da, sevgiden boğulmasın diye düşünülmüş olamaz mı?
Tam iftardan önce çıkıp konuşmasını da yapıyor tabii ki.
''Açık söyleyeyim; benim için en mühim şey şehadettir!'' laflarını dayıyor askerlere.
O çocuklar her an öldürülme tehlikesi altındalar. Her an, her saniye.
Habire arkadaşlarının cesetleri yollanıyor memleketlerine!
Bu çocuklara ''şehadet makamının güzelliği'' üstüne attırıyor Tayyibizm.
Yahu, sarayına yemekleri zehirli mi diye laboratuvar kurdurtan-
Kendi oğluna adam gibi askerlik yaptırtmayan adam, şehadet makamının güzelliğini gazlayarak el alemin çoluğunu çocuğunu aylardır ölümlere yolluyor.
Hem Kürtlerin çocuklarını, hem Türklerin çocuklarını!
Neşe içinde.
Bu arada, IŞİD Kafası da biliyorsunuz şehadet makamının kutsallığı üstüne kurulu.
Atatürk Havalimanında insanları terörize edip katlettikten sonra kendilerini de yok eden canlı bombalar, şehadet makamına eriştiler.
Onlar için öyle.
Hala IŞİDin haltları adlı adınca analiz edilmiyor. Böyle bir geçiştirmece, mahçubiyet, ''Zaafiyet yoktur'', afiyet?
''Açtırma kutuyu, söyletme kutuyu'' bir durum var pek tabiidir ki Tayyibizm'le IŞİD arasında. Dışardan bakınca.
Bunu ABD de biliyor, Rusya da, yedi düvel de.
''Hırsız evine kadar kovalanmaz'' diye mi düşünüyorlar, ne düşünüyorlar; ben bilemiyorum.
Ama her halükarda riyakarca buluyorum diplomatik manevralarını. İdare etmekteki ısrar ve kararlılıklarını.
Aylarımı uğruna heba ettiğim Acun'un Survivor'ında ise Adanın Tayyibi Semih (alabildiğine kötü bir yarışmacı olduğu halde)
parmağını kırdığı için Kıbrıs'a gitmeye muvaffak oluyor.
Aile buluşmasında Semih'in annesi ''Neler çektirdiler sana!'' diye kucaklıyor oğlunu.
Aynen Tayyibizmi kitlesinin kucaklaması gibi! Afallıyorum.
Semih'in ada halkına çektirdiklerinin, yaptığı madiliklerin, dedikoduların, ajan provokatörlüklerin haddi hesabı yok bu arada. Dur durak bilmedi.
Düzgün yarışamadığı için, sermayeyi Nifak Kedisine yükledi. Bu, onun özelliği.
Tayyibistler DE sürekli ''Neler çektirdiler sana!'' diye kucaklıyorlar liderlerini.
Pişmiş tavuğa atılmadık iftiralar, kem gözler, kıskançlıklar hep Tayyibizme musallat.
Fanatik. Gözü kara. Tercihi kör. Kabile dayanışması. Kara sevda. Sürüden ayrılanı kaparlar korkusu.
Rasyoneli yok bu özdeşleşmenin. Bu sahiplenmenin. Bu bütünleşmenin. Bu mantıksız savunmalarının, tersinden okumalarının.
Ana oğul misali: ne pahasına olursa olsun. Kafa bu.
''Tayyibimmmm! Ne çektirdiler sana.''
Bugün bunu der, yarın onu.
Dün bunu demiştir, yarın külliyen reddeder; Duruş Adamın hasıyım! der. Alkışlar arasında.
Semih en nihayet halk oyuyla elendi de Survivor'dan, rahat bir nefes aldım.
Hiç hak etmediği bir şampiyonluk ona teslim edilmeyecek diye. Talihin de, habire 4 ayak üstüne düşmenin de bi
sınırı vardır-
Sadece palavra topaçlayan biri mükafatlandırılmayacak; hakiki tutarlılık, nesnel devamlılık diye bir şey var-
Sonra İsrail'le barışma, sonra Rusya'dan özür dileme; sonra sonu gelmeyen ''O öyleydi de, bu böyleydi'' madrabazlıkları.
Sonra Atatürk Havaalanı Katliamı, henüz kesin değil kaç ''şehidimiz'' olduğu.
Ama şehadet makamına erişeceklerine inanan IŞİD Kafalarca alındılar onca can bu dünyadan.
Kafa bu kafa. Tepemizde.
Rahat nefes de alamayacağız, bu da kesin böyle.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSon konuşan Korgeneral! 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMesele AK Partili belediyelere soruşturma izninin verilmesi değil… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“İmralı Kapısını Kapatmak, Süreci Sabote Etmektir” 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİlber Hoca'nın sulandırdığı su krizi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAç-Kapa: İmralı-Saray 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
5.02.2016
28.06.2016
21.06.2016
14.06.2016
6.02.2016
31.05.2016
24.05.2016
17.05.2016
26.04.2016