Ali BAYRAMOĞLU
Türkiye’de yargıya ilişkin siyasallaşma hiç bu seviyeye ve bu niteliğe ulaşmadı.
Bu siyasallaşma, dünkü örneklerinden daha farklı.
Mahkemelerin rejimi kollama ve koruma görevine soyunup hukuk dengelerini altüst edecek kararlar vermelerinden, sistemin siyasi aktörleri devre dışı bırakma işlevini üstlenmesinden oluşmuyor.
Bu bakımdan iki yeni durum var.
İlki, kuvvetler ayrılığının rafa kaldırılmasıyla yargı kadrolarının görülmemiş oranda siyasi iktidara sadık ve tâbi kişilerden oluşması, bu yolla, ülkenin, keyfî kanun yorumları ve kanun gücüyle verilen siyasi hükümlerin cirit attığı bir yer hâline gelmesidir.
İktidar buyuruyor, savcılar ve mahkemeler harekete geçiyor.
Sadıklar ve suskunlar çoğunluk. Aksini yapanlar, buna cüret edenler cezalandırılıyor, sistem dışına atılıyor.
Örnekler o kadar çok ve açık ki!
Şubat 2020’de Osman Kavala, çizginin dışına çıkan bir mahkeme tarafından beraat ettirilince, “çizgi içindeki” savcılık derhal harekete geçiyor; aynı gece Kavala, bir başka soruşturmadan tutuklanıyordu. Ertesi gün Erdoğan söz alıyor, “Bir manevrayla dün onu beraat ettirmeye kalktılar ama gereği yapıldı…” diyordu.
Temmuz 2023’te Kavala’ya tahliye isteyen hâkim Sercan Karagöz, Ağrı’ya sürülüyordu.
Birkaç ay önce, davası kamuoyunda bir vicdan meselesine dönüşen ideolojik tutuklu Ayşe Barım’ın beraatı yönünde oy kullanan mahkeme üyelerine HSK soruşturma açtı ya da başka yerlere sürdü.
Ağustos’ta Ekrem İmamoğlu hakkında “Akın Gürlek davasında” beraat yönünde oy kullanan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Mehmet Can Kozan, İstanbul 45. İş Mahkemesi’ne atandı.
Düzgün ürünleri dışarı atan bozuk sistem çarkı…
Bu tür cezalandırmalar sıklaştıkça, alenî olarak yapıldıkça sıradanlaşıyor ve yerleşik hâle geliyor. Ve bu düzene hâlâ “demokrasi” diyebilenler var!
Savcı ve yargıç kalitesindeki çöküş hiç bu denli keskin olmamıştı. İkinci yeni durum ise bu keskinlikle ilgilidir ve üzerinde ayrı bir önemle durmak gerekir.
Yargıç ve savcılar, özellikle yeni işe alınan genç kadronun ülkenin dünü ve bugününü, siyasi durumunu kendi değerleri ve kanaatlerine göre yorumlayıp bunu adlî soruşturmalara, iddianamelere ve mahkeme kararlarına yansıtmalarının işaret ettiği kendiliğinden siyasallaşma, bozulma ve hukuk fikrinden azade bir yargı dokusunun varlığı, gelecek için büyük bir sorun oluşturuyor.
Mesele sadece dün cemaatin, bugün iktidarın yandaşlarını yargının kilit noktalarına atama yöntemlerini geliştirmesi ve yerleştirmesinden ibaret olarak görülmemelidir.
Bu ikinci gelişme son 10-15 yıl önce başladı ve iyice derinleşti.
Şemdinli iddianamesi hatırlanacaktır… Şemdinli olayının vahametine, suçun aleniyetine rağmen savcı elindekilerle yetinmemiş, hazırladığı iddianamede bu suçun kapsamını aşacak bir biçim ve içerikle sistemle ve askerle hesaplaşmaya kalkmıştı.
“301’li günler”, yargının bir siyasi silah olarak kullanılmaya başladığı öncü adımlar olarak akıllarda… Kimi kişi ve “adı sivil” kuruluşlar durumdan vazife çıkarırcasına yazarları takip ediyor, en küçük vesilede haklarında suç duyurusunda bulunuyordu. Bu suç duyurularının büyük bir kısmı akıl almaz şekilde soruşturma savcılarının onayıyla davalara dönüşüyordu.
Hrant Dink, Orhan Pamuk, Hasan Cemal, Murat Belge, nice insan “Türklüğe hakaret”, “Silahlı Kuvvetler’e hakaret”, “yargıya hakaret” iddialarıyla mahkemeler önüne taşındı.
Sonuçta bu davaların büyük bir kısmı beraatla sonuçlansa da her bir dava süreci, basının aşırı ve manidar ilgisi, aşırı ve hastalıklı bir siyasi tartışma ve kutuplaşma üzerinden hükümden beter bir işlev yerine getirdi. Kurumlara ve millete hakaret suçuyla yargılananlar adeta o suçun simgesi gibi yaftalandı. Hrant Dink bu koşullarda öldürüldü.
Bugün siyasi iktidar bu vahameti daha sistemli, daha kolay, daha kullanışlı ve yapısal hâle getirdi.
Artık düzen suçlu üretiyor.
Ama unutmamak gerekir: Keser döner, sap döner.
Adalet herkesindir, herkes içindir ve güç odakları karşısında tek güvencedir.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.08.2025
16.08.2025
14.08.2025
9.08.2025
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025