Perihan MAĞDEN
En arkada üstte “Bebeğini çamaşır makinesine attı”; diye bir haber gördüm Taraf’ta.
Fransa’da bir baba üç yaşındaki oğlunu yuvada yaramazlık yaptı diye, çamaşır makinesine atıp öldürmüş.
Komşulardan biri “Bebeği elime aldım, çırılçıplaktı, donmuştu” demiş. Böyle kısacık bir haber, ufacık bir cümle, amansız detaylar mahvediyor beni. “Bastien adlı çocuk” istenmeyen bebekmiş, daha önce de çamaşır makinesine atılmış. (Ama bu defa ölmüş. Öldü.)
Bursa’da, Orhangazi’de on bir yaşındaki (hani altı açılmış/ su alan çizmelerini gösterip çok açık sözlü olduğundan meşhur olan) Gizem’in şofbenden zehirlenip ölmesi de öyle.
Dayanamıyorum çocuk ölümlerine.
Çocuk ölümlerine nasıl dayanamıyorsam, pazartesi günkü Taraf’ın “ASKER BASTIRDI- ŞEFFAFLIK BİTTİ” manşetine de dayanamıyorum. Aynı şekilde.
Mehmet Baransu’nun haberinden öğrendiğimize göre TSK’nın şeffaflaştırılmasını (güç bela) sağlayabilecek birtakım maddeler, çıkartılmış Sayıştay Kanunu taslağından. Askeriyemiz marifetiyle!
Yani TSK’nın harcamaları YİNE incelenemeyecek; yasa bu haliyle çıkarsa askerî harcamalar YİNE DENETLENEMEYECEK! Hakiki Demokrasi’ye geçme ihtimalimizin üstüne (kuruluşumuzdan beri) bir ejderha gibi çökmüş olan Askeriyemiz yerinden kıpırdatılmamış olacak.
Kıpırdatılmamış olacak ki, aman çocuk ölümleri azalmasın!
Avrupa (demokrasi) standartlarına çekemediğimiz, kadirimutlak (omnipotent) statüsünü normalize edemediğimiz bir Türk Ordusu demek, benim için ÇOCUK ÖLÜMLERİ demek. Bu kadar basit.
Orta Anadolu’nun, Ege’nin, Karadeniz’in köylerinden/ kasabalarından çocukların, çamaşır makinesine atılarak öldürülme ihtimalinin devam etmesi demek.
Fransa’daki üç yaşındaki oğlan çocukla ilgili haberi okuyunca nasıl tarumar oluyorsam, “Bana verselerdi. Ben baksaydım. Korusaydım, kollasaydım” oluyorsam–
Askeriyemiz’le ilgili; TSK’nın normal demokrasilerdeki orduların SINIRLARINA ÇEKİLMESİYLE ilgili haberlerde de aynen öyle oluyorum. “Çocuklar çamaşır makinesine atılamaya devam edecek!” hissiyatımdan, içimi kaplayan panik dalgalarından kurtulamıyorum.
TSK’nın : profesyonel orduya geçmememiz/ geçemememiz için, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmamak için, Sayıştay’ın denetimine tabi olmamak için bu kadar büyük bir mücadele vermesi boşuna değil!
Devlet içinde devlet, cumhuriyet içinde oligarşik bir güç, hakiki demokrasiye geçmemizin önünde daimi bir engel olarak (tabii ki) kendilerini konuşlama ısrarında direneceklerdir.
Ama AK Parti’nin yüzde elli seviyesinde oy almasına karşın daimi bir işşbirliğine razı olması, boyun eğmesi, mandepsiye getirilmeyi kabul etmesi– Tüm bu Askeriye’ye karşı hakiki demokrasiyi savunma çabasındaki yetersizliğine/ garibanlığına/ tembelliğine/ koyver gitsin’ciliğine ne demeli? NE?
NEDEN profesyonel orduya geçmemizde ısrarcı ve kararlı olunmaz? Askeriyemizin bütün bu güç bağımlılığından KENDİ KENDİNE vazgeçemeyeceği, öldür Allah vazgeçmeyeceği bu kadar açıkken? Oysa o yüzde ellilik oy oranının içinde kesinkes Askeriye’nin “normalize” edilmesine şiddetli ihtiyaç duyanların ciddi bir yansıması da var.
Savunma harcamalarında dünya sekizincisiyiz n’aber? Van’da deprem sonrası insanlar ölüyor donarak. Küçük kızlar, inşaat işçisi babaları evlerine doğalgaz bağlatacak parayı kazanamadıkları için, şofben zehirlenmesinden on bir yaşında ölüyorlar.
ABD, Rusya, Çin gibi süper güçler dışında, bizim gibi şişirilmiş askerî bütçesi olan, yalnızca Suudi Arabistan var. (Bütün bu bilgiler: Gökhan Karabulut’un 21 kasım tarihli yazısından)
Sekiz yüz bin ila bir milyon askerimiz var! Düşünün gayri: bunlardan 275 bini maaşlı, 625 bin zorunlu askerlik yapanlar.
Büyük bir güç: Türk çocuk deposu.
Al o “istenmeyen çocukları”; at çamaşır makinesine. Birincisinde öldüremezsen, ikincisinde öldürürsün. İstersen.
Profesyonel orduya geçişimizin bize ekstra maliyeti ne kadar bilin bakalım? YEDİ MİLYAR DOLAR! Zira:bizim bütçemizi, bizden daha cansiperane savunan/ düşünen –bunca masraflı– Ordumuz; sürekli bu EKSTRA masraf ihtimalini de ileri sürüyor profesyonel orduya geçemememiz/ geçmememiz için.
Sen (Türk Ordusu kast ediliyor) şeffaflaş bi bakalım: Sayıştay’ın seni (her normal demokraside olduğu üzre) denetlemesine/ incelemesine engel olmaktan/ ayak diremekten vazgeç.
Gayrı Safi Hasılası bir trilyon dolar olan bir ekonomi için, yedi milyar dolar (profesyonel ordunun ekstra maliyeti) RAHATLIKLA KALDIRILABİLİR BİR MALİYET –Dert etme yani. Üstlenebiliriz. Üstlenmeyi biliriz.
AMA profesyonel orduya geçmek demek: bu memleketin çocuklarıyla doldurulmuş bir ambarın başında oturuyor konumundan vazgeçmek/ feragat etmek/ azledilmek demek.
Şehit cenazelerinde bayrak sarılı tabutlar köylerine/ kasabalarına yollandıkça “İçinde bulunduğumuz özel koşullar “vesaire diye kendine habire yontma tezgâhın elinden gidecek demek–
Kadirimutlak (sorgusuz/ sualsiz) gücünden, sonsuz otoritenden, astığı astık kestiği kestik diskolattığı diskolattık pozisyonundan NORMALE, esasında durman gereken yere: profesyonel bir ordunun (hiçbir muğlaklık tanımayan: diyelim darbeciliğe/ ‘vatan kurtarmaya’ ikide birde meyl etmeyen) nesnel olarak tanımlanmış görev alanına çekilmen demek.
Hazır mısın? Arkadaşlar hazır mısınız?
Benim valla Militarizm’e kurban verecek çocuğum yok. Kürt Militarizmi’ne de. Türk Militarizmi’ne de.(YingYang: tamamlayıcı ögeler.)
“PKK yeri gelince canidir” tarzı arlanmazca hamasi/ provokatif cümlelerle BİR TARAFIN militarizmini göklere (ve temize) çıkaran Vijdan Yatırlarına da sormak isterim. Kendi çocuğunuzu Kandil’e yollamaya (gerilla olarak) VAR MISINIZ?
Che mesela Arjantinli olduğu halde Küba’da, orda burada savaştı. Şavaşçıydı. Sizler de aynı kumaştan mısınız? Dağlarda değil, barlarda görüyorlar da.
Elâlemin çocuğunun hayatı üstünden “otomatik kahraman”lık pozisyonu alanlardan harbiden tiksiniyorum. Türk/ Kürt militaristi/ milliyetçisi fark etmiyor. Benim için.
Üç yaşındaki “istenmeyen” oğlunu çamaşır makinesine atıp öldüren babalamadan farksız cümlesi.
Üstelik uzak komşularının çocuklarını çamaşır makinesine attırıyor bu tipler. Çocuklar makinede döndükçe, utanmadan kıçlarının üstünden (her daim Ergenekon Medyası’ndan maaşlı vaziyetteler) hamaset paketleri satıyorlar!
Soğuk ve çıplak bedenlerine methiye düzüyorlar. Kürt çocuklarının.
Makinede öldürülen çocukların cesetlerine methiyeler! Maaş karşılığı. Ve “pozisyon.”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSon konuşan Korgeneral! 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMesele AK Partili belediyelere soruşturma izninin verilmesi değil… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“İmralı Kapısını Kapatmak, Süreci Sabote Etmektir” 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİlber Hoca'nın sulandırdığı su krizi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAç-Kapa: İmralı-Saray 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
5.02.2016
28.06.2016
21.06.2016
14.06.2016
6.02.2016
31.05.2016
24.05.2016
17.05.2016
26.04.2016