Serdar KAYA
Atama bekleyen öğretmenlerden bazıları bugünlerde sürekli, “Madem öğretmene ihtiyaç yok, o zaman neden eğitim fakültelerine bu kadar çok öğrenci kaydediyorlar” sorusunu soruyorlar. Bu soru pek makul değil.
Eğitim
Öncelikle, böyle bir sorunun eğitim fakültesi mezunlarınca sorulması özellikle vahim. Zira soru, eğitime (ve spesifik olarak da üniversite eğitimine) sadece araçsal bir mana yüklüyor. Hâlbuki, üniversiteler, emek piyasasına insan hazırlayan meslek edindirme kurumları değil. Üniversitelerin varlık nedeni, bilgi üretmek. Kişinin bilgi ile ne yapacağı (örneğin, bu bilgiyi para kazanmakta kullanıp kullanmayacağı ya da kullanacaksa ne şekilde kullanacağı) ise, kendi almak durumunda olduğu, üniversiteyi ilgilendirmeyen bir karar. Böylesine kişisel bir karara üniversiteyi ve hatta devleti ortak etmek istemek ise, “Ben birey değilim, ne olacağıma devlet karar versin” demekten çok farklı değil. Bireyselliğini bu denli yitirmiş olan kimselerin, “insan yetiştirme” iddiasında olmaları ve bu doğrultuda kutsanan bir sosyal role soyunmakta herhangi bir mahzur görmemeleri ise, hem absürt, hem de öğrencilerde neden olacakları zihinsel tahribat itibariyle endişe verici.
Devlet
Bireyselliğini yitirmiş olan bir insanın, eğitim üzerindeki devlet kontrolünden (ya da devletin üniversitelere öğrenci kotaları koymasından) rahatsız olmamasında şaşırılacak pek bir şey olmadığı söylenebilir. Ancak burada başka sorunlar da var.
Şöyle ki, devletin emek piyasalarını planladığı ve bu planlar doğrultusunda ortaya çıkan ihtiyaca göre insanlara belli alanlarda eğitim aldırmak (ya da aldırmamak) yoluna gittiği bir toplum, ileri seviyede otoriter bir toplumdur. Böyle bir devletin sosyal alana müdahaleleri sadece üniversiteler üzerinde yapılan düzenlemelerle sınırlı kalmaz. Toplumsal alana bu denli doğrudan müdahil olan bir devlet, (büyük ihtimalle ücretsiz sunduğu) üniversite programlarına yerleştirdiği öğrencileri mezuniyet sonrasında nerede, hangi pozisyonda ve ne şartlar altında istihdam edeceğini de planlamak durumunda olur.
Dolayısıyla, öğretmen adaylarının “Devlet mezun olduğumda bana bir iş bulamayacaksa, baştan bu bölüme kaydolmama da engel olsaydı” mealindeki sözleri, böyle bir uygulamanı
Yazarlar
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolToplu iğne hikayesi 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya medyasına bıraksanız… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli tavır mı koydu? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRSavcı ‘İngiliz casusu’ olmakla suçluyor! Yöneticisi olduğu şirkete siber güvenlik ihalesi verildi 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt çözümüne neden olumlu bakmalı? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHaram paranın faizi helal midir? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMami, IKE ve Hüseyin-1 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Fırsata Sahip Çıkalım... 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî casusluk suçu 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye üstündeki baskı artar mı? 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014