Serdar KAYA
[1918 yılında, üç gayrımüslim milletvekili Meclis-i Mebusan’a bir soru önergesi verir. Önerge, yeni hükümete son dört yıl zarfında Ermeni ve Rum nüfusa yapılan katliamların sorumluları konusunda ne yapacağını sormaktadır.]
Soru önergesinin Meclis’te okunmasının ardından söz alan Aydın milletvekili Emanuelidi Efendi, onca insanın öldürülmesinin üç dört kişinin yapabileceği bir iş olmadığını, beş on kişiye ceza vermenin konuya herhangi bir çözüm getirmediğini söyler ve yeni hükümetin bu konuda herhangi bir politikası olup olmadığını öğrenmek istediğini belirtir.
Soru önergesine cevabı, yeni hükümet adına İçişleri Bakanı Fethi (Okyar) Bey verir. Fethi Bey’e göre, son dört senede memleketin altı üstüne gelmiş, bu esnada Rumlar, Ermeniler ve Araplar kadar, Türkler de zarar görmüştür. Fethi Bey’in şu cümlesinden sonra ise, Meclis’te alkış sesleri yükselir: “Arzu ederdim ki Emanuelidi Efendi Hazretleri bu unsurlar arasına belki hepsinden ziyade zarar gören ve mağdur olan Türk unsurunu da dâhil etmiş olsunlar.”
Soru ve cevabı
Acaba Fethi Bey’in bu sözleri soru önergesinde yer alan ifadeleri cevaplandırmakta mıdır? Önergede,“Ermeni milletine mensup olmaktan başka hiçbir cürümleri bulunmayan bir milyon nüfus, kadınlar ve çocuklar istisna edilmeyerek katil ve itlaf edilmiştir” denmektedir. Buna ek olarak, Karadeniz, Marmara ve Ege’de katledilmiş ve malları gasp edilmiş olan “beş yüz elli bin Rum nüfus”un bahsi geçmektedir.
1945 yılında Almanya’da Yahudi milletvekillerinin (Yahudiler başka olmak üzere çeşitli etnik grupların soykırıma uğradığı) holokost hakkında bir soru önergesi verdiklerini düşünelim. Kendilerine cevap veren Alman milliyetçileri, “Biz sizi öldürmüş olabiliriz ama başkaları da bizi öldürdü, askerlerimiz doğuda, batıda farklı cephelerde savaşıyordu, hatta bu bahsettiğiniz unsurlar arasında belki en ziyade zarar gören ve mağdur olan Alman unsurudur” diyecek olsa ve orada bulunan Almanlar bu sözleri alkışlasa, ilgili kimseler hakkında ne düşünmek icap eder?
Türk unsurunun iktidarı
Emanuelidi Efendi, yeniden söz aldığında, “Bendeniz Rum unsurunun mağduriyetinden ne kadar müteessir olur isem Türk unsurunun mağduriyetinden de aynı surette müteessir olurum” der. Türklerin mağduriyetini önergesinde belirtmemiş olmasını ise, Türklerin azınlıkta değil iktidarda olmaları nedeniyle buna gerek olmadığı ile açıklar. Emanuelidi Efendi’nin “Bugün hâkimiyet, Türk unsuru namına icra edilmektedir” şeklindeki sözleri, “İnşallah daima” sadaları ile mukabele görür!
Ardından, Trabzon milletvekili Mehmet Emin Bey (Yurdakul) söz ister. Ancak ilgili oturuma dair düzenleme, açıklama yapmaya değil, soru sormaya müsaade etmektedir. Ama, Mehmet Emin Bey’e göre, “Bu mesele başka”dır. Meclis Başkanı’nın bu keyfî tavra cevabı, “Öyle ise nizamnameyi bırakıp atalım” olur. Bunun üzerine de, Kastamonu milletvekili Rüştü Bey, “Milletim tahkir olunuyor, haksız ithamata maruz bulunuyor da hâlâ Meclis nizamnamesinin tatbiki düşünülüyor” der. Bu tepkiler karşısında, Meclis Başkanı, müzakerelerin bir usule bağlı kalmaması durumunda Meclis’teki heyetin bir müzakere heyeti olmaktan çıkacağını izah etmeye çalışsa da, oturumu bir düzene koymayı başaramaz.
Etrak-ı Bîinsaf
1918 yılına ait olan bu tablo, gurur duyulacak bir tablo değildir. Daha da acı olan ise, ilgili kaba ve çiğ tavırların 94 yıl sonra hâlâ değişmemiş olmasıdır.
Bir mecliste yeni bir hükümete sorulması en doğal sorulardan biri, “Peki bundan sonra ne olacak” sorusudur. İlgili soru önergesi de bu soruyu soruyordu. Ancak Türk vekillerin içinden, işlenen onca suçun ardından hicap duyup özür dilemek şöyle dursun, bu basit soruyu efendice cevaplandıracak bir kişi bile çıkmadı. Sonradan bir kısmı Ermeni katliamı sanığı olarak İngilizlerce Malta’ya götürülecek olan bu vekiller, ya konuyu geçiştirme ya da Emanuelidi Efendi’ye tepki gösterme eğiliminde oldular. Mehmet Emin Bey’in derdi ise, soru önergesinin zabta geçmesine engel olmaktı!
Soru önergesi zabıttan çıkarılmadı. Ama bu şekilde, cevaplandırılmadan geçiştirildi. Bir sonraki mevzu, yine Ermeni katliamı ve gasp edilen mallar ile ilgiliydi; ve Mehmet Emin Bey yine “Türk tezleri”ni savunmaktaydı. Bir noktada sözü yine Emanuelidi Efendi’nin soru önergesine getirdi ve “sırf Ermeni olduklarından dolayı kesilmişlerdir” mealindeki beyanları kabul etmediğini söyledi. Bunun üzerine, Halep milletvekili Artin Boşgezenyan Efendi kendisine çok basit bir soru sordu: “Ne için kesilmişler?”
Az önceki soru önergesi gibi, bu soru da cevapsız kaldı.
Kaynak: Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, TBMM Arşivi. http://j.mp/meclis1918
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZCumhuriyete ikinci yüzyılında yeni kalıp arayışı 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm süreci iktidar bilmecesini nasıl çözecek? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMami, IKE ve Hüseyin-2 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİhale alan şirket açıkladı: Casusluk iddiasında adı geçen yöneticiyi attık 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİbrahim Kalın'la Heidegger'in Kulübesi'ne Yolculuk 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolToplu iğne hikayesi 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya medyasına bıraksanız… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHaram paranın faizi helal midir? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Fırsata Sahip Çıkalım... 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye üstündeki baskı artar mı? 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014