Sinan ÇİFTYÜREK
Önümüzdeki hafta dokunulmazlıkları ele alacak olan Meclis Komisyonu toplanıyor. Komisyon, anayasa değişikliği ile ilgili AKP’nin hazırladığı ve CHP ile MHP’nin de “destek veririz” dediği dokunulmazlık dosyalarının Meclis genel kuruluna taşınmasını görüşecek.
Bilindiği gibi hakkında soruşturma dosyası bulunan vekillerin dokunulmazlıkları kaldırılmadan yargı vekile dokunamıyor. Çünkü Anayasanın 83. Maddesi, “Suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili Meclis'in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz” diyor.
Üç parti anayasanın bu hükmünü bir defaya mahsus geçersiz kılabilmek için geçici bir madde ekleyerek işi çözmeye çalışıyorlar. Anlaşılan üç parti anayasaya aykırı da olsa fiilen Kürt karşıtlığı ekseninde bir kez daha anlaştılar. Zaten CHP Başkanı Kılıçdaroğlu’da açıkça, “anayasaya aykırı düzenleme geliyor. Buna rağmen biz evet diyoruz. Demokrasi için bir bedel ödenecekse öderiz” diyor.
Her şey bir yana hangi demokrasi? Kürde ve kendisine başkaldıran herkese “ya baş eğeceksin ya baş vereceksin” söyleminin devletin en tepe noktasında açıkça dile getirildiği bir rejimde demokrasiden bahsedilir mi? Kılıçdaroğlu demokrasinin gereği değil de “asker brifinginin gereğini yerine getirdim” deseydi mesele anlaşılırdı!
Hırsızı, dolandırıcıyı, rüşvetçiyi, kara para aklayıcısını değil de özgürce söz söyleme hakkını kullanan vekile dokunabilmek için Anayasanın ilgili maddesinin değiştirilmesi üzerine anlaşıyorsun ve bunu da “demokrasi için” yaptım diyorsun! Buna kim inanır?
Bilindiği gibi Anayasa maddesinin değişmesi için Mecliste gerekli olan oy sayısı 367! Eğer bu sayıya ulaşılmazsa o zaman referandum gibi daha fazla zaman alacak bir yola başvurulacak ki bu nedenle ilgili maddenin değişimi için anlaşan üç parti de fire tartışmaları da konuşuluyor. Eğer üç partideki fireler, maddenin değişimi için gerekli olan 367’nin altına düşmezse demek ki Kürt vekile dönük 1994’te yapılanlar benzeri tekrarlanacak.
2 Mar 1994 yılında DEP vekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılıp gözaltına alınarak tutuklanmalarının üzerinde 22 yıl geçti. Bugün yapılmak istenen de özünde aynı uygulama. Hedef Kürt vekil odaklı ama söylem ya da kamuoyuna sunulan görüntü farklı. Eğer bu kez de resmiyette 1994 yılında olduğu gibi sadece Kürt vekili hedef alan donulmazlıklar kaldırılmaya çalışılsaydı böyle bir uygulama içerde ve dışarıda büyük tepkilere yol açacağından, dahası Kürt siyasetini halklar nezdinde mağdur duruma düşürüp sahiplenme zeminini güçlendireceğinden korktukları için, görünürde “hepsini kaldırıyoruz” diyerek sözde genelleştirdiler. Fakat “soruşturma dosyası bulunan tüm vekillere dokunacağız” genel spotun altı kazıldığında altında esas Kürtlerin çıkacağı açık. Rakamlar da bunu doğruluyor! Örneğin;
Dosyası bulunan toplam milletvekili sayısı 129. Bunun 25'i AKP, 51'i CHP, 45'i HDP, 7'si MHP'den, biri ise Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka. Fakat vekil başına düşen dosya sayısına gelince tablo netleşiyor. Şu an “Meclis Anayasa ve Adalet Karma Komisyonunda bulunan 567 dokunulmazlık dosyasının 44'ü AKP, 170'i CHP, 333'ü HDP, 16'sı MHP milletvekillerine, 5'i ise Nazlıaka'ya ait bulunuyor.” Dikkat edilirse dosyası bulunan vekil sayısında CHP önde ama dosya sayısında ise 333 ile HDP diğer üç partili vekillerin toplam dosya sayısını aşıyor!
Demek ki donulmazlık meselesinde işin özünde olduğu kadar sayısal olarak da söylem genel icraat ise Kürt vekile özel olacağı açık. Hükümetten daha fazla icra yetkisini kullanan Erdoğan’ın açıkça “dokunulmazlıkların kaldırılmasının terörle mücadelenin bir aracı” olduğunu söylemesi şunu gösterir; Hükümet ve devlet yetkililerinin ileri sürdürdükleri “vatandaşlıktan çıkarma, dokunulmazlıklarının kaldırılması, yargılanma” vb. tehditlerin tamamı esas olarak Kürt siyaseti odaklı olacağı: dahası Meclise taşınıp kaldırılmak istenen dokunulmazlıklarda, söylemin genel icraatın ise Kürt vekillere dönük özel olacağı açıktır!
Yanı yıllarca birikmiş dosyaları indirmekle, topluma “bakın biz hükümet olarak iktidar partisi dahil herkesin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını hedefliyoruz” mesajı verilecek ama pratikte Kürt vekiller hedef alınacak.
Donulmazlıklar kalkınca rüşvetçi, dolandırıcı, kamu malını hırsızlamış dosyaları olan vekil ve bakanlar mı yargılanacak? Hayır! Sembolik olarak belki bir iki tane kurban verilebilir ama bu göstermelik adımlarla birlikte siyaset dosyaları indirilecek ki orada da HDP’li vekiller yargılanacak demektir. Dediğim gibi belki göstermelik birkaç tane dolandırıcılıktan, rüşvetten dosyası bulunan vekil de yargılanacak ama esas siyaseten sözünü söyleyen yargılanacak ki burada yine bedeli Kürt vekile ödetilecek!
AKP iktidarının denetiminde hareket eden siyalaştırılmış yargının da mevcut siyasal konjonktürde esas Kürt vekillerin dosyalarını raflardan indireceği açıktır. Böylece önce Amed, Suruç, Ankara’da sivil halkı hedef alan bombalamalarla, sonra altı aydan beri kentlerde halka açılmış savaş üzerinden ortamın terörize edilmesiyle sivil siyasetin etkisizleştirilmesi hamlesine, yeni bir halka eklenmek isteniyor. Akademisyenlerin cezaevlerine konulduğu, öğrencilerin dershanelerde gözaltına alındığı, muhalif seslerin susturulduğu süreçte bu halkaya Meclisteki muhalif ses olarak HDP’li vekillerin susturulması da eklenmek isteniyor.
Dokunulmazlık zırhının kaldırılması neden şimdi gündeme taşınıyor? Neden dün 17-25 Aralık operasyonlarının ardında gündeme taşınmadı da şimdi taşıyor? Çünkü kentlerde halkımıza savaş açılarak etkisizleştirilmek istenen sivil siyasete yeni bir halka eklenmek istiyor.Çünkü içeride hükümetin ırkçı milliyetçi siyasetle hareket etmesine eklenen ırkçı mahalle baskısı Meclise yansıyor. Çünkü hükümete dışarıdan Kürt meselesi nedeniyle basınç artıkça daha çok içeride sivil siyasetin alanını daraltmak istiyor. Çünkü zayıf ihtimal de olsa Kürtsüz anayasa hesapları var. İşte bu ortamda Mecliste muhalif ses olarak Kürtlere tahammül edilemiyor. Bunlara CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu askerden aldığı brifing üzerine devletin milli çıkarları gereği “anayasaya aykırı olduğunu” söylediği yasa tasarısına “evet diyeceğiz” söylemini de ekleyin!
Sonuç olarak; elbette dokunulmazlık zırhı altında genel olarak rüşvet, yolsuzluk, dolandırıcılıkla yüklü dosyaları bulunan vekil, bakan, üst düzey bürokratlara yargı yolunun açılması savunulmalıdır fakat vekilin kürsü dokunulmazlığı da dahil bireyin ifade etme özgürlüğünü kısıtlayacak her adıma ise hayır demek lazım!
Dokunulmazlıkların fiiliyatta esas Kürt vekiller odaklı kaldırılacak olması zaten olabildiğince gerilimli olan siyasal süreci daha da gerekecektir ki yine bunda da en büyük zararı sivil siyaset görecektir. Bu durumda HDP’ye oy veren milyonlarca insanın emeğinin karşılığı ortadan kaldırılarak sivil siyasetin etkisizleştirilmek istenmesi, Türk devletinin ve AKP’nin bilinçli olarak krizi yönetme politikasının bir parçası gibi görünüyor. Buna dikkat edilmelidir!
Gerek Türk devleti ve gerek 14 yıldır iktidar olan AKP; kendi pratiğinde sürgün, soykırım, kırsal alan ve kentleri yakıp yıkma, Kürt dili ve kültürüne baskı ve yasaklarla nihayet bombardımanlarla hal edemediği Kürt, Kürdistan meselesini dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla da hiç mi hiç çözemez!
Eğer gerçekten beklendiği gibi esas HDP’li vekillere dokunulursa o zaman halkımız sivil itaatsizlik temelinde buna güçlü karşı koyması lazım. Bunun zemini var ve her geçen gün yeniden güçleniyor da!
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTSayıştay'ın Düzce karnesi.. 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP: Doktrin’den kitleye 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezBüyüme Buysa Niçin Şikâyet Ediyorlar? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUCHP kendisini iktidara hazırlıyor, ama… 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZDemokrasinin hasta kökleri: Osmanlı’dan günümüze tekerrür eden otoriterlik 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENCHP’deki coşkuya iktidarın katkısı 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKBaşkanlık sistemi CHP’yi çözüme zorluyor 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUHaksızlık mı dediniz? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanOrta gelir tuzağı: 17 yıldır aklı başında herkes aynı çözümü öneriyorken… 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECHP’nin iktidara yürüdüğü yolun taşlarını kim döşüyor? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞReel politika, pragmatizm, ilkesizlik, oportünizm batağında AKP 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÇözüm için ilk adım ne zaman atılacak? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciSadece orta sınıf ezilmedi, akıl ve bilim de ezildi 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanOrtodoks solu ve merdiven altı İslamcılığı aşamazsak… 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKürt olmak 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALTers köşe... 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURBüyük ülkenin, küçük insanları… 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇNifak ve münafık 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÖzgür Özel’in ve CHP’nin siyasi portföyü 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP nereye? 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRDevletin “büyük bir gizlilik” içerisinde gerçekleştirdiği İmralı Ziyareti! 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Özgürlük Yasaları Çıkarılmalı"; Mücadele ve Sahiplenme Birlikte Yürür... 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİznik’e gelen Papa değil Haçlı Ordusu sanki 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYKürt Sorununu Kavrayamayanlar Barışı da Kavrayamazlar 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal ette skandal bitmiyor: Sığırlar da hep aynı şirketten alınmış! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİlk yılında Trump yönetimi: Yeni sınıf ittifakları ve alternatifler 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNÜç görüntü: Amerikan katarı püfleye püfleye ilerliyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRLİDER APO MU DEMİRTAŞ MI? 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKodlar 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİlk adım Öcalan olunca süreç zorlanıyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselDezenflasyon havlu mu attı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpEnflasyon raporu: Bozulan diyet ve kredibilite sorunu 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018