Sinan ÇİFTYÜREK
AKP/Erdoğan, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası, kendisini doğrudan veya dolaylı iktidara taşıyan politikalardan hızla uzaklaşmaya başladı. 8 Haziran sabahı Iğdır’dan Urfa’ya haritanın Kürdistani renge bürünmesi; Devlet aklı MGK’nın “bu harita kabul edilemez gereği yapılacak” stratejisini belirlemesiyle önce AKP siyasi makas değiştirdi, sonrasında sınıra örülen duvarlar ve 31 Mart yerel seçimlerinden günümüze kadar yaşananlar…
AKP’nin Kürt meselesi, liberalizm, AB’ne üyelik süreci, temel hak-özgürlükler ve bunların dinamikleriyle çelişki-çatışması derinleşti. Bir süre, bu dinamikleri tamamıyla karşısına almasa da diyalogda geliştiremedi deyim uygunsa türbülansa girme ya da iki derede bir arada sıkışma halini yaşadı. Hatta tekrardan kimi diyalog-buluşma hamleleri yaptıysa da ötekileştirme, düşmanlaştırma siyaseti derinleşti. Ve Cumhur İttifakı’yla “pazara kadar değil mezara kadar” rotasında ilerleyince türbülanstan çıkış ararken piste iniş yerine mayın tarlasına daldı ve ilerliyor. AKP’nin bir süredir içerisinde yürüdüğü mayın tarlasında neler var.
I – 2015 seçimlerinin ardından, Kürdistan meselesinde devlet aklı stratejisinin yol haritası adım adım uygulandı ve devam ediyor. Kürt sivil siyaset kadrosuna yönelik başlatılan kitlesel gözaltı ve tutuklamalar furyası aralıksız sürüyor.
AKP’nin kendi yasalarını tanımaz uygulamalara rağmen kazanılan belediyelere bu kez kayyum atanması, Kürdistan halklarının iradesini tanımaz bir fiili uygulamaya dönüştürüldü. Kürt halkı seçiyor AKP “senin iradeni tanımam” diyor ve kayyum atıyor. Kürt halkı tekrar seçiyor, AKP tekrar kayyum atıyor. En son 31 Mart 2019’da seçimlerinde kazanılan 65 belediyeden 40’ına kayyum atadı. Kars ve diğerlerine ilişkin de türlü plan-oyunlar sürüyor. Hatta İstanbul, Ankara’ya yönelik de kayyum atamanın ön yoklamaları yapıldığının işaretleri artıyor. İşte dalıp yürüdüğü tarladaki en önemli mayın alanlarından biri!
Millet İttifakı ise bu konuda burjuva demokratik tutum almak bir yana HDP “düşman”laştırılır. M. Akşener’in, Cumhurbaşkanına seslenerek “Bizim kutuplaşarak kaybedecek vaktimiz yok. Belediye başkanlarının paralel ilan edilmesi bambaşka bir problem” diyerek “Millet İttifakı’nın” belediyelerinin “paralel ilan” edilmesinin tehlikesini dile getirirken, HDP’nin Diyarbakır-Mardin-Van…. 40 belediyesine kayyum atanmasına ses çıkarmaz. Hatta “biz kırmızı kuvvetler mavi kuvvetler değiliz… Memleket masası etrafında toplanmamız lazım” deyip Meclis, Meclis dışı tüm sistem partilerini “Mavi Kuvvetler” ilan edip çağrıda bulunurken, desteğiyle belediyeleri kazandığı HDP’nin adını anmayıp “Kırmızı Kuvvet” olarak düşmanlaştırır.
II – AKP’nin liberallerle yol ayrımı, yargıya müdahale ve sınırlı uygulama alanı bulan temel hak ve özgürlüklerin kuşatılarak birey ve kurumların nefes alamaz hale getirilmesi… tarladaki diğer belli başlı mayın alanları. Mahkeme Demirtaş’ın tahliye kararını veriyor, dışarıda kendisini gidip alma hazırlığı var. Tam o saatlerde Cumhurbaşkanı “Sokağa insanları çağırıp Diyarbakır’da 53 evladımızı öldürenleri bu millet unutmuyor, unutmayacaktır da. Bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız. Bunları bırakamayız” der. Ve saatler içinde Demirtaş için yeni dava ve yeniden tutuklama kararı verilir. Benzer bir gelişme Osman Kavala tahliyesinde de yaşandı.
Var olan kısmi temel hak-özgürlüklerin (ki ağır bedellerle kazanıldılar) hızla tırpanlanması konserlerin yasaklanmasına kadar vardırıldı. Grup Yorum üyelerinin isyanı bunaydı. Helin-Mustafa-İbrahim, konser verme yasağının kalkması için ölümle sonuçlanan açlık grevlerinin esas nedeni hak ve özgürlükler alanın tümüyle budanmasıydı.
AKP, hak ve özgürlüklerin budanmasıyla da yetinmiyor, Yeni torba yasa teklifiyle “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun”da da değişiklikler öngörüyor. Hedef; doğrudan Youtube, Twitter, Facebook vb sosyal ağların tamamıyla zapturapt altına alınarak tek adam rejimine eleştirel yaklaşan herkesin ağzını-gözünü-kulağını bantlamak. İşte diğer mayın alanları ve AKP’nin, AB ve liberallerle başlayan yol ayrımını derinleştiren kriz noktaları.
III – Baro ve TMMOB bileşeni meslek odalarını istediği gibi “yerli ve milli yapamayan” AKP yeni yasa hazırlığıyla bu kurumları susturmak ya da iktidar şakşakçısı haline getirmenin yolarını arıyordu, aradığı bahaneyi buldu. Diyanet Başkanı Erbaş’ın “İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti” demişti.
Buna Ankara Barosu ve farklı kurumlardan haklı tepkilerin sosyal medya da gelişmesi ve Erbaş hakkında suç duyuruların yapılması; devlet yetkililerinden peş peşe “Erbaş yalnız değildir” açıklamaları geldi. İbrahim Kalın “Zamanı ve mekanı yaratan Allah’ın hükmüne dil uzatanlar bu dünyada da ahirette de hüsrandadır… Ali Erbaş yalnız değildir” derken; Erdoğan “kullanılan üslup, konu ve şahıs boyutunu aşıp doğrudan İslam’a yönelen kasıtlı saldırı halini almıştır. Zira Diyanet İşleri Başkanımıza yapılan saldırı devlete yapılan saldırıdır” dedi. Ve AKP MYK toplantısında, “Oda ve barolarla ilgili düzenleme konusunda bu konuda derhal çalışmalı ve meclisimizin takdirine bunu sunmalıyız” talimat verdi. Yani “Söylenmek istenen ‘tarafsızlığı güvenceye alan bağımsız bir yargı kalmadığından avukata ve barolara gerek yoktur!’ Ya da memurlaştırılmış bir avukatlık amaçlanmaktadır.” (M. Emin Aktar) Baro, TMMOB vb. demokratik kurumların sırf iktidarın beğenmediği açıklamaları nedeniyle seslerini kısıp denetim altına alacak yasa değişikliğine gitmek tarladaki mayınları tetiklemektir.
IV – AKP dün Cumhurbaşkanlığı seçim sistemine kendilerinin getirdiği %50+1’i değiştirme hazırlığını da yapıyor. Çünkü AKP, MHP ile de %50+1’i almayacağını görüyor ve “belki salt çoğunlukla alırız” kişiye özel yasa değişikliğine gidiyor. Zira “illa da iktidar da kalmalıyım” hırsı ve korkusu her şeyi belirliyor.
V – Cumhur İttifakı olarak, açık ideolojik, etnik ayrımcılık ve öfkeyi içeren yeni Ceza İnfaz Yasası’yla mafya babaları, uyuşturucu baronları, kadın katillerini… bırakıp vekil, belediye başkanı, gazeteci, aydınları içeride bırakmasının toplumda yarattığı büyük tepkiler, AKP için mayın tarlası olmaya devam edecek. Aynı yaklaşım Sünni Hanefi mezhebi dışındaki inançlara özellikle Alevi inancına yönelik de sürmekte.
VI – Bir süredir zaten ekonomik sorunlar altında bunalan AKP, şimdi mayın tarlasındaki bütün kriz noktalarını patlatacak ekonomik krizi ağırlaştıran koronavirüsle yüzleşti. Tüm iktidarlar gibi AKP’de kriz altında 1929 Almanyası benzeri adımlar atabilir, zaten bir süredir atıyor. Yani içeri de ve dışarı da daha fazla otoriter rejim ve savaş siyasetini derinleştiriyor.
İşte AKP/Erdoğan politikalarını eleştirip muhalefet eden herkesin hedef tahtasına alındığı mayınlı tarlada yürüme halini ağırlaştıran tablo. Bütün bunların temelinde iki şey yatıyor:
İlki; Yüz yıllık Cumhuriyet deneyimi, Kürdistan meselesi çözülmeden Türkiye’de demokrasi ve özgürlüklerin yaşam alanı bulamayacağını gösterdi. Türk rejimi “demokrasi ve özgürlükler gelişirse bundan ayrılıkçı Kürt siyaseti yararlanacak” stratejisin izlemiş. Demokrasi ve temel hak, özgürlükler uğruna mücadeleyi de bu stratejiyle daima baskılamış.
İkincisi; Erdoğan/AKP söz konusu mayın tarlasında yürümekte zorlanıyor ancak “ilk seçimde iktidardan düşerim ne olur halim” kâbusuyla “ya herro ya merro” diyerek yürüyor. MHP, AKP’nin sıkışıp yalpaladığını gördüğünden “haydi aslanım bu zeminde yürümeye mezara kadar devam et, arkandayım” ayarı verilmekte. MHP yöneticilerinin son çıkışının özeti bu.
Çözüm; ne AKP’den ne de Millet İttifakı’ndan beklenti içerisinde olmadan, halkların ulusal özgürlük ve geniş demokrasi cephesinin örülmesidir.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ30 Haziran davası üzerinden ülkenin makus talihi 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECHP’nin sırtındaki demokrasi yükü 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP mahkemede! 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018