Yıldıray OĞUR
Türkiye uzaya giden ilk Türkü konuşuyor. Jet pilotu Alper Gezeravcı ,14 gün uzayda kalacak, yani 14 gün boyunca gündemimiz uzay olabilir.
Avrupa Uzay Ajansı bile Rusya’yla ambargo yüzünden çalışmadığı için Space X’ten bilet alarak Uluslararası Uzay Üssü’ne astronot gönderirken, Türkiye’nin uzay üssüne Seçil Erzan’ın dolandırdığı kadar bir parayla astronot göndermesini israf ve turistik gezi olarak görenler, uzay çalışmalarında Türkiye’den gezegen, galaksi falan keşfetmesini bekleyenler hariç herkes mutlu gözüküyor.
Orta Asya’dan Anadolu’ya uzun yürüyüşlerinin uzayda bitmesinden Yörükler mutlu, ailesinin başörtülü olmasından muhafazakarlar mutlu, “uzaydan vereceği ilk mesaj “Sayın Cumhurbaşkanım olur” diye dalga geçilirken verdiği ilk mesajın Atatürk’ün “İstikbal Göklerdedir” olmasından sekülerler mutlu. Kürtler bile hali hazırda Uluslararası Uzay Üssü’nde bir Kürt astronotun olmasından dolayı mutlu.
(O yüzden Atatürk’ün ömrü hayatında öyle bir sözü olmadığını, bu sözün İtalyan şair, havacı Gabriele D’Annunzio’ya atıfla Mussolini’den alınmış olabileceğini söyleyip kimseyi boş vere üzemeye gerek yok.)
Bu mutluluğu bozmadan 6 ay kadar daha öncesinde Tekirdağ’a gidelim.
Türkiye gibi hızla tüketilen gündemlerin ülkesinde 6 ay, tarih öncesi devirler kadar uzak bir zamana denk geliyor.
6 ay önce üstelik Tekirdağ’da ne mi olmuştu?
Bir sokak röportajında AK Partili olduğunu söyleyen kadına küfreden “teyze”nin kombiniyle sandığa giden Melek Mosso, Tekirdağ’ın AK Partili Süleymanpaşa Belediyesi’nin Kiraz Festivali’nde sahne almış ve kıyamet kopmuştu.
Tepkilere rağmen AK Partili Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel, konseri iptal etmemiş, konserden önce Mosso, özür dilemiş, başkan da sahnede Melek Mosso’nun elini öpmüş, hatta başına da koymuştu.
Konserin bu görüntüleri sosyal medyaya düştüğü andan itibaren iktidara yakın gazetecilerin başını çektiği bir grup “Cüneyt Yüksel Kovulsun” kampanyası yapmış, Yüksel’in bir zamanlar herkesin kaşık salladığı bir maklube tepsisinin kenarındaki fotoğrafı dolaşıma sokulmuş, neredeyse FETÖ’cülükten kayyım atanması istenmişti.
O tartışmalar sırasında bu köşede bir yazı yazmıştım:
“AK Partili başkan ise olgun davranarak ergen bir sosyal medya şakası uğruna şehrin gençlerini bir konserden alıkoymadığı için yaşadığı şehirde takdir görecek.
Bu takdirden memnun olmak da eziklik değil.
Çünkü Tekirdağ gibi bir ilde seçim kazanmak gibi zoru başarmış bir siyasetçi ile İstanbul ve Ankara’da konfor alanlarında yaşayan tavizsiz ve atarlı İslamcı AK Parti elitleri arasında bir fark var.
Tekirdağ’daki AK Partili başkan, karşı tarafta kaya gibi değişmez bir düşman kütlesi değil, hala ikna edilmesi gereken potansiyel seçmenler görüyor.
Sadece seçim sonuçlarına bakmak bile uzaktan eziklik olarak görünen alttan almanın rasyonalitesini görmek için yeterli.
2002’den bu yana AK Parti, referandumlar dahil hiçbir seçimi Tekirdağ’da önde bitirmemiş. Ama Tekirdağ’da hep yüzde 30’un üzerinde kalmayı da başarmış.
2019 yerel seçimlerinde Süleymanpaşa dahil üç ilçe belediyesi kazanmış.
Yani Türkiye ortalamasına benzemeyen “ezik” AK Partililik işe yaramış.
Tam da bu yüzden Süleymanpaşa Belediye Başkanı’na AK Partili gazeteciler, sosyal medya karakterleri ateş püskürürken, AK Parti kurmaylarından bir ses çıkmadı.”
Yazıdan kısa bir süre sonra AK Partili Süleymanpaşa Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel istifa etti. Daha doğrusu istifa ettirildi.
Yazı da uzaktan naif tespitler olarak arşivlerdeki yerini almıştı.
Ta ki önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cüneyt Yüksel’in AK Parti’nin Tekirdağ Büyükşehir Belediye başkan adayı açıklayana kadar…
Hazır esas konuya yerel seçimlerden yaklaşmaya çalışırken, üzerinden biraz vakit geçen ama yeterince konuşulmamış başka bir adaylıktan daha birkaç cümle bahsetmeliyiz.
Yeniden Refah Partisi’nin Karaman adayından.
Fatih Erbakan’ın birlikte Milli Görüş selamı verdiği Karaman Belediye Başkan adayı Durdu Elif Çeliktaş; Hollanda doğumlu, Karaman’da “esnaf”lık yapıyor. Bir önceki seçimlerde de AK Parti’den aday adayı olmuş.
Türkiye’nin Hüda-Par’ı saymazsak en İslamcı partisi İç Anadolu’daki bir şehirde belediye başkanlığı için başı açık, pantalonlu bir kadını aday gösterdi.
Erbakan’ın şeriatı kanlı mı kansız mı getireceğinden endişeye kapılmış olanlar, 30 yıl sonra Erbakan’ın oğlunun Karaman adayına bakıp rahatlayabilirler.
40 yıl önce Erdoğan’ın otobüsleri haremlik-selamlık diye ayıracağından korkanlar, aynı Erdoğan’ın Tekirdağ’da gösterdiği adayın Melek Mosso’nun elini öperkenki videosuna bakıp rahatlayabilir.
30 yıl önce askerlerin laiklik yüzünden cenazelerde bile saf tutmadığını hatırlayanlar, laikliğin koruyucusu CHP’li İstanbul belediye başkanı ise seçim kampanyasına Eyüp Sultan’da namaz kılıp, Arnavutköy’de taziye çadırında Kuran okuyarak başlamasıyla rahatlayabilir.
20 yıl önce Meclis’e başörtülü milletvekili girmesini en büyük mesele yapanlar, CHP’nin başörtülü genel başkan yardımcısına ve gölge bakanına bakıp rahatlayabilir.
Kadınları eve kapatacak bu iktidar diye endişelenenler, ilk kadın Merkez Bankası başkanını atamanın ülke tarihinin en muhafazakar iktidarına nasip olduğunu düşünüp rahatlayabilir.
10 yıl önce içki yasaklarına karşı, AKM AVM yapılacak diye sokaklara çıkanlar bugün yeni Atatürk Kültür Merkezi’nde Don Giovanni Operası’nı izleyip, çıkışta AKM’nin en üst katında yeni açılmış boğaz manzaralı lüks lokantada içkinizi içebileceğinizi düşünerek rahatlayabilir.
Hala bir noktada şeriatın gelmesinden, hilafetin ilan edilmesinden endişelenen, korkanlar ya da endişelenip, korkmaya devam etmek isteyenler varsa arada bunları hatırlayıp rahatlayabilirler.
Ama kötü haber o rahatlık, rahatsızlıklarınıza çare olmayacak.
Esas endişelenilmesi gereken meseleler bunlar değildi çünkü.
Daha bir ay önce iktidarın hilafet getirmesinden endişe edenler, 20 gün sonra aynı iktidarın uzaya gönderdiği ilk Türk astronotun ilk sözünün Atatürk’ten “İstikbal Göklerdedir” olmasıyla mutlu oluyor.
Galiba yanlış şeylere ve yanlış yerlerden muhalefet ediyorsunuz ve bunun kimseye bir faydası yok.
Yazarlar
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025