Yıldıray OĞUR
Son yıllarda yerel haberler sosyal medyadan özellikle de Instagram üzerinden paylaşım yapan haber hesaplarından izleniyor.
İl ve ilçe adlarının “Takip”, “son dakika” gibi isimler aldığı bu hesaplar anlık olarak şehirlerdeki havadisleri video ve fotoğraflarla paylaşıyor.
Tabii gazetecilik standartları düşük, yorumun önde olduğu hesaplar bunlar.
İşte onlardan Kayseri’de çokça var. Binlerce takipçileri var, insanlar şehirlerinde olan biteni bu anlık hesaplardan izliyor.
Bundan beş gün önce Kayseri’deki o hesaplar şöyle bir haber geçti:
“Kayseri'de kar maskesi takan M.K. (56) takip ettiği yüzde 90 zihinsel engelli kadına cinsel saldırıda bulundu. Yaşanan cinsel saldırı olayı da güvenlik kamerasına yansıdı. Gözaltına alınan şahıs emniyete götürüldü.”
Kar maskesiyle zihinsel engelli kadına tecavüz eden sapık Suriyeli değildi, Türktü.
Olay Kayseri’de ve güvenlik kameralarının göreceği bir yerde meydana gelmişti.
Ama bu haberi hiçbirimiz duymadık. Haberi veren mecralar düz ve yorumsuz bir haber olarak bunu duyurdular.
Bu rezalet için kime sokağa çıkmadı, tecavüzcüyü bize teslim edin diye karakol önünde kimse toplanmadı.
Çünkü Kayseri gibi büyük bir şehirde her gün buna benzer cinsel saldırılar meydana geliyor.
Ölümle biten tecavüz olayları, çocukları cinsel olarak istismar eden sapıklar, tacizler…
Maalesef insanoğlunun karanlık bir tarafı var.
Ama bu olayların hiçbiri bir milleti, bir şehri, bir mahalleyi topluca suçlu yapmıyor.
Kar maskeli sapığın muhtemelen ailesi bile suçun şahsiliği gibi temel bir ilke nedeniyle bu vahim saldırıdan dolayı suçlanmadı.
Doğru olan da buydu.
Ama beş gün sonra aynı Kayseri’deki anlık haber mecraları bu kez Eskişehir Bağları olarak bilinen muhitteki bir pazar yerinin umuma açık tuvaletindeki iğrenç bir cinsel tacizin haberini vermeye başladılar:
“Kayseri'nin Melikgazi ilçesine bağlı Eskişehir Bağları Danişmentgazi Mahallesi'nde bulunan pazar yerinde Suriye uyruklu şahısların küçük bir kız çocuğuna tecavüz ettikten sonra bölgede bulunan bir halka açık tuvalete saklandığı iddia ediliyor.Olayın ardından bölgeye polis ekipleri sevk edilirken, halkın öfkeli bekleyişi sürüyor.”
“Kayseri'nin Melikgazi ilçesine bağlı Eskişehir Bağları Danişmentgazi Mahallesi'nde bulunan pazar yerinde Suriye uyruklu şahısların küçük bir kız çocuğuna tecavüz ettiği iddiasının ardından bölgede ikamet eden bir vatandaş "Devlet nerede?" Diyerek isyan etti!”
Cinsel saldırıyı yapan “Suriyeli uyruklu şahıslar”dı. Bir değil, bir çok kişinin bir kız çocuğuna tecavüz ettiği yazılıyordu.
Cinsel saldırı bir umuma açık tuvalette meydana geldiği için, çevredekiler bağırma sesleriyle saldırgana müdahil olmuş, saldırgan orada darp edilmiş, olay yerine polis gelmiş ama etraftaki kalabalık artmış, kalabalık polisten saldırganı kendilerine vermesini istemişti.
İşte Kayseri’deki olaylar 30 Haziran günü böyle başladı.
Kısa sürede olay duyuldu. Tacizin video görüntüleri sosyal medyada dönmeye başladı. WhatsApp gruplara düştü.
Ve öfkeli kalabalıklar Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde sürek avına çıktılar.
Dükkanlar, arabalar taşlandı, yakıldı, Suriyeliler dövüldü.
Olay yerine gelen Vali, milletvekilleriyle dar bir balkona çıkarak 21 polisi de yaralamış saldırgan grubu “Yapmayın Allah aşkına” gibi nazik cümlelerle sakinleştirmeye çalıştı.
“Mesajınız alındı” dedi.
Kalabalığın içinde giren Emniyet Müdürü onları şöyle sakinleştirmeye çalıştı:
“Tepkinizi gösterdiniz. Sizi anladık, mesajınızı aldık. Bundan sonraki yapacağınız her türlü hareket sizinle ilgili konulara dönecek. Buradaki mağdur şahıs Türk değil. Şu anda şüpheli şahıs gözaltında. Mağdur şahsın sağlığıyla ilgili herhangi bir problem gözükmüyor. O şahsın ve ailesiyle ilgili sınır dışı dahil her türlü işlemlerinde size söz veriyorum. Bir hafta sonra tekrar bu mahalleye geleceğim. Bu olayla ilgili neler yaptığımızı söyleyeceğim. Lütfen ailelerinizi alın, evlerinize geçin. Biz gerekeni yapacağız, bunun sözünü veriyorum."
Evet tam olarak böyle sakinleştirdi: “Mağdur şahıs Türk değil”
Burada mağdur şahıstan kastedilen 7 yaşındaki bir kız çocuğuydu.
Evet Suriyeliydi. Onu taciz eden saldırgan da amcasının oğluydu.
Yaşanan olay onlarca Suriyelinin dükkanı arabası tahrip edildikten sonraki gün gazetelerde tam olarak yer aldı:
“Melikgazi ilçesi Danişmentgazi Mahallesi'ndeki pazar yerinde bulunan tuvalette amcasının kızı 7 yaşındaki M.A'ya cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle yakalanan Suriye uyruklu İ.A'nın (26) emniyetteki işlemleri tamamlandı. Adliyeye sevk edilen şüpheli, çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı.”
Suriyeli bir sapığın Suriyeli çocuk akrabasına tacizinin sonunda olaylarla ilgisiz Suriyelilerin helal yoldan ve büyük zorluklarla sahip oldukları dükkanları ve arabaları tahrip edildi.
Ve bu olay üzerine partiler, siyasetçiler, gazeteciler Türkiye’nin mülteci politikasını eleştirdiler, “tepki gösteren” vatandaşları anladıklarını dile getirdiler, böyle devam ederse benzer olayların daha da artacağını söylediler.
Bu olaydan sonra meseleyi ülkemizdeki mülteci meselesiyle açıklayanlar için bir kere daha tekrarlayalım:
Emniyet Müdürü, Suriyelilerin malına mülküne saldıran kalabalığı, “saldırıya uğrayan çocuğun Türk olmadığını” söyleyerek sakinleştirmeye çalıştı.
Yani mesele çok ciddi.
İlk kez de karşılaşmadığımız bir mesele.
Hele de 2 Temmuz’un yıldönümünde.
Suriyelilerin hepsi Suriye’ye döndüğünde bu mesele hala burada olmaya devam edecek.
Yazarlar
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025