Yıldıray OĞUR
Tertemiz bir seçim yapıldı. Sandıktan yüzde 50 ile AKP ve kimsenin tahmin edemediği bir başarıya imza atan BDP çıktı. İmralı’da görüşmeler olumlu mesajlarla sürmekteydi. Başbakan merakla beklenen balkon konuşmasında Yeni Anayasa’nın cumhuriyetin kurucu felsefesi ışığında ele alınacağını vaad etti. Yemin krizi, AKP-BDP görüşmeleriyle çözülme emareleri gösteriyordu. İlk kez Kürt sorununun çözümü konusunda ortak bir irade oluşmaya başlamıştı.
Sadece iki ay öncesinden bahsettiğimize kim inanır?
İki ay sonraki Türkiye’de PKK, JİTEM tarzı sokak ortası infazlara başladı. Beyaz arabalarla adam kaçırma sırası onlarda. Güneydoğu’da artık devletin değil PKK’nın Olağanüstü Hal’i var. Kandil’deki Kürt askeri vesayeti emuhtıralar yayınlayıp “İşbirlikçileri” tehdit ediyor. İki ay önce büyük vaatlerle ve oylarla seçilen BDP’li siyasetçiler kayıp, daha da kötüsü artık aranmıyorlar bile. 14 Temmuz’daki ölüm orucu anmasından sonra 15 Ağustos’taki ilk kurşunu da kan dökerek “kutlayacağı” söyleniyor PKK’nın. Bunun için sık sık adam kaçırıyor, askeri, operasyona davet ediyorlar. Kürtlerin misafiri oldukları apartmanların önünde yoksul uzman çavuşlar, genç polisler iftar, sahur dinlemeden sırtlarından vuruluyor. Amaç batıdaki öfkeyi, hassasiyeti harekete geçirmek, hükümeti sert politikalar için tahrik etmek. Buradan çıkacak gerilimle de devrimci halk savaşına meşruiyet devşirmek...
Hükümet itidalli gidiyor. Ama Batı cephesinde de savaş tamtamları çalmakta. “Kandil’i vuralım” lobisi faal. Gazetelerden hükümete savaş makineleri sipariş ediliyor. Önderi yakalanınca bile bitmeyen bir örgütün iki, üç numaraları yakalanırsa biteceğini iddia edenler neredeyse devrimci halk savaşı için PKK’nın anlaştığı PR şirketi gibi çalışıyor...
Peki, nasıl ve niye geldik bu iki ay içinde taa oradan buraya? Bu iki ay içinde ne oldu ki savaş tamtamları çalmaya başladı yine?
Bu yaprak kıpırdamayan iki sıcak tatil ayında tek bir şey oldu bu coğrafyada: Suriye patladı.
Biz fanilerin aklı ermez bu savaş oyunlarına, istihbarat savaşlarına ama gerçeği görmek için stratejist olmaya gerek yok. Açık kaynaklarda gerçek apaçık: Ne zaman ABD ve Türkiye Esad’dan ümidini kesti, PKK yeniden eline silah aldı, İran Kandil’e saldırmaya başladı. Yakından bakalım:
İran, Suriye krizi patlak verince, bir yıla yakındır eylem bile yapmamış PJAK’a karşı büyük bir operasyon başlattı. Neden? Cevabını geçen hafta ANF’nin haber yaptığı Devrim Muhafızları’nın sitesine konan, ardından birden “Yanlışlıkla konuldu” deyilip çekilen haberde bir Devrim Muhafızları komutanı veriyor: “PKK ve PJAK gerillalarının denetimindeki Kandil, Suriye’ye açılan bir kapıdır. Buranın denetime alınması İran açısından önemlidir.” Sonunda İran, Kandil’i gören tepelere yerleşti, hatta buralara kaleler inşa etmeye başladı. Karayılan, PJAK’ın İran’dan geri çekildiğini, o mevzilere HPG militanlarının yerleştirileceğini söyleyerek İran’a “teslim oldu.” İran saldırısının ilk gününden itibaren PKK, bu saldırının arkasında Türkiye olduğu propagandası yaptı. Özgür Gündem, İran operasyonunda 5 Türk askerinin öldüğünü bile yazdı. Son olarak İran tarafından geri püskürtülen PJAK bile bir açıklama yapıp Türkiye’yi tehdit etti.
Bu strateji oyununda bütün yollar Şam’a çıkıyor.
Öcalan 19 yıl Şam’da yaşadı. Esadlar-Muhaberat-PKK hep sıkı fıkı oldu. Suriye’den ayrılırken bile Esad’ı zor durumda bırakmamak için ayrıldığını söyledi Öcalan.
Ama Ortadoğu devrimlerinin cazibesine kapılan Kandil bu kadar vefalı değildi. Suriye’deki isyana en başta yakın durdu. Suriye’de vatandaş bile kabul edilmeyen Kürtlerin isyankâr olmaması şaşırtıcı olurdu zaten. PKK, Suriye’deki Kürtler arasında Türkiye’deki Kürtlerden de daha popüler. Bir işaretleriyle Esad’a yönelik isyan ikiye katlanabilirdi. Bunu bilen Esad hamleler yaptı. Suriye’deki PKK’nın partisi PYD’nin lideri Salih Müslüm, olayların başladığı mayıs ayında Esad’ın izniyle yıllar sonra sürgünden Suriye’ye geri döndü. Kürt partiler Esad’la görüşmeler yürüttüler. Esad’ın vatandaşlık ve yerel yönetim alanlarında yaptığı reformlar aslında Kürtlere yönelik açılımlardı.
Ama Kandil cephesinden Şam’a sert mesajlar gitmeye devam etti. Ta ki İran operasyonuna kadar.
Bugün, Kandil artık Suriye konusunda tamamen “emperyalistlerin işgal oyunu” çizgisinde. Esad’a “Kürtlere özerklik verip iktidarını sürdürme”yi teklif ettiler. BDP sözcüleri de AKP’nin Suriye politikalarını “taşeronlukla” suçluyor. İlişkiler o kadar iyi ki bir zamanlar bölgedeki Kürtleri “ABD işbirlikçiliğiyle” suçlayan Hüsnü Mahalli, önceki akşam Roj Tv’de “emperyalistlerin Suriye’yi işgal planları” nı anlatıyordu.
Ramazan’da savaşmak haram. Peki Ramazan’da savaş kışkırtıcılığı yapmak, kumpas çevirmek de haram değil mi?
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025