Yıldıray OĞUR
Kayseri’nin Gesi Bağları türküsü kadar Germir Bağları türküsü de meşhurdur. Şimdi ikisi de Melikgazi ilçesinin mahalleleri olan Gesi ve Germir’deki bu aşk türkülerinden Germir’de geçeni bir rivayete göre ağanın kızını seven köyün delisinin acıklı hikayesini anlatmaktadır. Sonunda ikna olmuş gibi yapıp “Tamam kızımı sana vereceğim” diyen ağa bir şart koşmuştur: “Erciyes’in karı erirse.”
Bir başka rivayete göre ise türkü bir Rum kızıyla Müslüman bir erkeğin imkansız aşkı hakkındadır.
Çünkü Kayseri’ye 5 km uzaktaki Germir Köyü’nde 1900 yılında bin Müslüman, iki bin Ermeni ve iki bin beşyüz kadar da Rum yaşamaktaydı. Köyün adı da Ermenice “kırmızı” demekti.
(Germir’in adı 1960 darbesinden sonra Konaklar’a çevrilse de 2000 yılında köylüler imza toplayıp tarihi adlarını geri aldılar.)
Rumların, Ermenilerin ve Müslümanların ayrı ayrı okulları ve bir idadinin olduğu köyde iki bin kitaplık bir kütüphane, dört eczane, yirmi beş doktor, camiler ve kiliselerle çok canlı bir hayat vardı. Burada üretilen beziryağı, kilise, cami, konakların tavan süslemelerinde kullanılmaktaydı.
Bu canlı ve renkli hayat önce 1915’de Ermenilerin tehciri, ardından 1924’de Rumların mübadelesiyle karardı.
Köyden Yunanistan’a giden Rumlar Türkçe’den başka dil bilmedikleri için uzun zaman dışlanmışlardı.
O Rumlardan biri de ünlü Oscarlı ABD’li yönetmen Elia Kazan’ın annesiydi.
Annesi Germirli babası Kayserili olan Kazan, dört yaşında doğduğu İstanbul’dan ailesiyle birlikte ABD’ye göç etmişti. Yıllar sonra ata topraklarına geri döndü. 2003’de vefat edene kadar da sık sık köyünü ziyaret etti.
İmamoğluları, Narinler gibi Kayserili zengin ailelerin çıktığı Germir’e 1983 yılında atalarının izlerini bulmak için gelen bir başka ünlü ise Kayserilileri daha fazla heyecanlandırmıştı.
Dünyanın en zengin adamlarından Adnan Kaşıkçı’nın oğlu Muhammed Kaşıkçı.
Amerikalı model sevgilisi Debbie Dickinson’la birlikte özel uçağıyla Kayseri’ye inen Kaşıkçı, atalarının yaşadığı Germir’e geçmiş, köyün en yaşlısından ailesi hakkında bilgi almaya çalışmıştı. Ama 96 yaşındaki yaşlı adam Kaşıkçı adını küçükken duyduğunu ama pek bir şey hatırlamadığını söylemişti.
Çünkü Adnan Kaşıkçı’nın biyografilerine göre Kaşıkçı ailesinin bazı mensupları 300 yıl önce Hacc için Germir’den ayrılmış ve kutsal topraklardan geri dönmeyerek Medine’ye yerleşmişti.
Medine tarihi yazan Asım Hamdan’a göre Kaşıkçılar Medine’de kuşaktan kuşağa Hz. Muhammed’in türbesine hizmet etmiş ve Mescid-i Nebevi’ye müezzin yetiştirmiş ailelerden biriydi.
Osmanlı’nın son döneminde aile mensuplarından, İttihat ve Terakki’ye yakın Abdullah Kaşıkçı Medine’de muhtesip (Osmanlı’da dini ve mali zabıta) olarak görev yapmıştı. Onun Medine’de yöneticilik yaptığı sırada Şerif Hüseyin’in Arap İsyanı patlak verdi. Kaşıkçı ailesi Medine’yi koruyan Fahrettin Paşa ile birlikte şehirde kaldılar. Daha sonra Şerif Hüseyin’in adamları Medine’yi ele geçirince aile Şam’a sürüldü.
Kardeşlerden biri olan Muhammed Halit Kaşıkçı aile gelenekleri dışına çıkıp, Şam’da tıp okuyup, cerrah oldu. Daha sonra Paris’e gidip tıp eğitimine devam etti.
1925’de Vahhabi Suud Ailesi’nin Hicaz’ı Şerif Hüseyin’den almasından sonra Mekke’ye döndü ve muayenesini açtı. Mekke’nin ilk modern doktoru olarak, Suudi Arabistan’ı kuran Kral İbn Suud’un özel doktoru oldu.
Çocuklarının da kendisi gibi iyi bir eğitim almalarını istedi.
Kızlarından Soheir Kaşıkçı ünlü bir roman yazarı oldu. Samira Kaşıkçı ise el-Şarkiya adlı bir dergi çıkardı ve ilerici bir yazar olarak ünlendi. Mısırlı milyarder Muhammed El Fayed ile evlendi. “Dodi” adında bir oğulları oldu, kısa bir süre sonra boşandılar. Fayed Ailesi, Londra’da Harrods Mağazaları’nı açtı. Dodi El Fayed, Prenses Diana’ya aşk yaşadı ve birlikte Paris’te bir araba kazasında hayatını kaybettiler.
Doktor Muhammed Kaşıkçı’nın diğer oğlu, mühendislik okumak için gönderildiği Colorado’yu soğuk bulup, üniversiteyi bıraktı. İş hayatına atıldı. Petrol, silah sattı ve dünyanın en zengin insanlarından biri olan Adnan Kaşıkçı oldu.
İlk kez 1980 yılında Türkiye’ye gelen Başbakan Süleyman Demirel ile görüşen Kaşıkçı’yı Türkiye’de petrol çıkarmak istediği yazıldı. Aşkları, boşandığı eşi Süreyya, dev yatı, lüks harcamaları, yatırımları ile yıllarca Türkiye magazin gündeminden düşmedi. Filmlere konu oldu. Filipin diktatörü karı koca Marcoslarla ilişkileri yüzünden ABD’de hakkında verilen tutuklama kararı sonrası İsviçre’de hapse girdi, dev yatını en son Donald Trump satın aldı, 2017’de vefat etti.
Adnan Kaşıkçı’nın babası Kral İbn Suud’un özel doktoru Muhammed Kaşıkçı’nın diğer beş kardeşi aile geleneğini devam ettirip Medine’de Mescid-i Nebevi’de dini hizmetlerde bulundular, müezzinlik yaptılar.
O kardeşlerden biri olan Ahmet Kaşıkçı, 1959’da doğan oğluna Cemal Ahmet Hamza Kaşıkçı adını vermişti. Muhtemelen bir sene önce Mısır ve Suriye’yi birleştiren Arap milliyetçiliğinin kahramanı Cemal Abdülnasır’dan etkilenerek. Onun adı da Cemal Paşa’dan ilhamla konmuştu.
Ama Cemal Kaşıkçı gençliğinde Arap milliyetçiliğine değil, İslamcılığa meyletti. Müslüman Kardeşler taraftarı oldu. Gazetecilikte dikkat çekmesi de 80’lerde Afganistan’a gidip, o yıllarda Suudi Arabistan ve İslam dünyasında kahraman olarak bakılan “mücahit”lerden Usame Bin Ladin’le yaptığı röportajlarla oldu.
Ama “mücahit”lerin terör eylemlerine başlamasıyla bu hareketlere karşı mesafe aldı. 2003 yılında Riyad’da El Kaide’nin sivillerin ölümüne neden olan Amerikan üslerine düzenlediği terör saldırıları sonrası genel yayın yönetmenliğini yaptığı yarı resmi Al-Vatan gazetesinde Selefi imamı İbn Temiyye’nin El Kaide’nin terör saldırılarını meşrulaştırdığı cihatta gerekirse Müslüman sivilleri de öldürme ruhsatı veren fetvasını eleştiren yazısının ardından görevden alındı.
Ama görevden alındıktan sonra kendisi gibi düşünen reformcu ve güçlü bir Prens onu yanına danışman olarak aldı; Prens Türki el Faysal.
Prens Türki’nin annesi Kraliçe İffet İstanbul doğumlu yarı bir Arap-Türk’tü. Eski Riyad valisi olan ve Suud ailesiyle akraba bir aileden gelen babası Osmanlı ordusunda subaydı ve Çanakkale savaşında hayatını kaybetmişti. Akyazılı olan annesi Asiye Hanım ise Türk’tü.
İffet Hanım’ın yine İstanbul doğumlu kardeşi Kemal Adham da Kral Faysal tarafından yetiştirilmiş ve 1965’te Suudi istihbaratını kurmuştu.
1977’de ondan boşalan koltuğu, 1975’de babası Kral Faysal, yeğeni tarafından sarayda öldürülen Prens Türki el Faysal oturdu ve 1977’den 2001 11 Eylül saldırılarına kadar Suudi istihbaratının bir numarası oldu. 11 Eylülden sonra ayrılmak zorunda kalmasının sebebi de Afganistan yıllarında Bin Ladin’le kurduğu ilişkilerin 11 Eylül saldırılarından sonra ortaya serilmesi olmuştu.
Aslında entelektüel bir isim olan Prens Türki reformcu çizgideydi. Bu yüzden kendisi gibi düşünen, onun gibi Türk asıllı olan Cemal Kaşıkçı’yı Londra ve Washington elçiliği sırasında basın danışmanı olarak yanında götürmüştü.
Prens Türki, 2007’de tam zıddı olan Bandar bin Sultan tarafından tasfiye edildi. Onun Suriye’de yaptıklarının bedeli hala ödeniyor.
Cemal Kaşıkçı ise 2007’de bir kez daha Al Vatan’ın genel yayın yönetmeni oldu. Fakat 2010’da yine Selefileri eleştiren yayınları yüzünden tekrar görevi bırakmak zorunda kaldı.
Ama Kraliyet ailesine yakınlığı ve bir entelektüel olarak saygı görmesi yüzünden sık sık Arap Tv kanallarına çıkıyor, Batı medyasında görüşlerine yer veriliyordu.
2016’da Trump’ı eleştirdiği için televizyonlara çıkması yasaklandı. Katar ablukasını, Yemen savaşını da eleştirmesi ise bardağı taşırdı.
Prens Selman’ın ipleri ele geçirmesinden sonra farklı düşünen, eleştirel yazar, işadamı, ekonomistlere yönelik tutuklama dalgasından 2017 Eylül’ünde Suudi Arabistan’ı terk edip Amerika’ya giderek kurtuldu.
Washington Post’a yazar oldu ve eleştirilerini sesini yükselterek sürdürdü.
Onu eleştirileri kendisini Batı’ya reformcu gibi göstermeye çalışan Prens Selman’ın karizmasını çizmekteydi. Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan’da demokratik değerlerin savunuculuğunu yapacak bir sivil girişimin hazırlıkları içindeydi. Ortadan kaybolmasından üç gün önce BBC radyosuna verdiği röportajda anlattıkları ise en az bu hikayesi kadar tanıdık:
“Ülkemde tutuklanan yazarlar, ekonomistler muhalif de değillerdi sadece bağımsız kafalardı. Kendime de muhalif demek istemiyorum. Ben sadece bir yazarım. Fikirlerimi söylemek ve yazmak için özgür bir ortam istiyorum.”
Kayseri Germir’de başlayan, Medine Savunması sırasında Osmanlılarla birlikte hareket edince sürgün edilmiş, Mescid-i Nebevi’ye müezzinler yetiştirmiş bir aileden gelen bir entelektüel, hikayesinin sonunda atalarının geldiği ülkeye geri döndü. Adalet ve fikir özgürlüğü istediği için barınamadığı ülkesinin İstanbul konsolosluğunun kapısından girdi ama bir daha oradan çıkamadı.
Onu o kapıdan girmek zorunda bırakan da o Germir türküsündeki gibi yine bir gönül meselesiydi.
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025