Yıldıray OĞUR
Tam bu yazıya oturduğum dakikalarda televizyonlar bir son dakika haberini veriyor: Yemen’de intihar saldırısı: 100 asker öldü.
Saldırının arkasında El Kaide var. Yemen’de iktidarın kapıları açtığı ABD, Predatorlarıyla gelip ülkeyi mesken tutan El Kaide liderlerine havadan suikastlar yapmıştı geçen aylarda. Muhtemelen bunun intikamını alıyorlar.
33 yıl darbeci bir astsubay tarafından yönetilmiş bir ülke Yemen. Bırakın muhalefeti, siyaseten yanlış nefes almak bile sorgusuz ölüm nedeni olmuş. Dünyanın hemen hemen bütün gelişmişlik istatistiklerinde en diplerde çıkan, Arap dünyasının en fakir halkı yaşıyor bu ülkede.
Yani tam da dün Radikal’de Murathan Mungan’ın tarif ettiği türden “Şiddete başvurmaktan başka hiçbir çaresi kalmamış insanların” yaşadığı bir ülke Yemen.
Ama erkeklerin hepsinin erkekliklerinin nişanesi olarak belinde cambiya ile gezdiği bu ülkenin halkı şiddetten başka bir yol buldu geçen yıl.
33 yıllık diktatör, her cuma sokaklara çıkıp üzerlerine ateş yağdıran askerlerin karşısına geçen bir halkın sivil direnişi sayesinde yıkıldı. Tam da yıkıldı sayılmaz. Hâlâ ülkeyi diktatörün adamları yönetiyor. Ama laftan anlamaz, kafasız, gaddar bir diktatör hastalık numarasıyla ülkeden kaçmak zorunda kaldı.
Dün saldırıdan sonra Yemenli aktivistlerin Twitter’a yazdıklarına baktım. O barışçıl gösterilerde yüzlerce arkadaşlarını kaybetmiş muhalifler bu katliamdan duydukları üzüntüyü anlatıyor, bu saldırıların esas olarak ülkedeki muhalefete karşı olduğunu anlatan mesajlar atıyorlardı üst üste.
Ülkenin önde gelen kadın muhaliflerinden biriyken son devrimden sonra jest olarak İnsan Hakları Bakanlığı’na getirilen Huriye Maşhur, katliamla ilgili şeffaf bir soruşturma yapılması gerektiğini vurguluyordu mesajında.
Halbuki Yemen’in bir Murathan Mungan’ı olsaydı, bu şiddeti anlamak için o kadar haklı sebep bulabilirdi ki...
Ama onlar bunu yapmadılar. Bu son saldırıyı anlamadılar hatta anlamaya bile çalışmadılar.
“Yemenliler bile” dememek için, oryantalizmin dehlizlerinde kaybolmamak için epeyce direndiğimin farkına varmışsınızdır.
Yemen gibi 33 yıl bir diktatörün altında ezilmiş, madden ve manen fakirleşmiş, nefes alacak hava bırakılmamış, dünyanın en ataerkil ülkelerinden birinin halkı bile kendine şiddetten başka bir yol bulurken, milletvekilleri, gazeteleri, televizyonları, elinde sivil toplum gücü, arkasında aydın desteği olan Kürt hareketinin, bu düşe kalka da olsa 60 yıllık parlamenter demokraside haklı talepleri için silahtan başka bir yolu kalmadığını söyleyenlerin içine düştüğü oryantalizmden daha ayıplanacak bir şey yapmış olmazdım herhalde.
Kürtlerin silahtan başka çaresi olmadığına kafası yatanların oryantalizmi, Kürtleri yürüyen kalaşnikoflar olarak gören devletin çarpık bakışının bir kopyası herhalde.
Murathan Mungan’ın “Şiddetin hiçbir çeşidinin savunulabilir bir yanının olmadığını biliyorum, ama şiddetten başka hiçbir çaresi kalmamış insanları da anlıyorum. ...Şiddeti meşrulaştırmıyorum, anlamaya çalışıyorum” cümleleriyle bu dünyada anlaşılamayacak herhangi bir şiddet bulunabilir mi?
Eğer katil bir nekrofil, bir manyak değilse dünyada işlenen cinayetlerin pek çoğunu başka hiçbir çaresi kalmamış katiller işliyor. O genç Arap mühendisler, ülkelerini işgal eden Amerikan savaş makinesine karşı başka çareleri kalmadığı için İkiz Kuleleri havaya uçurmuşlardı mesela. İsrail’de sivil otobüs patlatan Filistinli canlı bombaların da başka çaresi yoktu. Peki ya dün çocuklarının önünde bir imamın öldürülmesi? Bu şablonla o da anlaşılabilir mi?
“Hâlâ aydınlanmacı, hâlâ ilerlemeci, hâlâ solcuyum, laiklik bu ülkenin vazgeçilmezi” diyerek pastorize bile edilmemiş, bol yağlı bir Kemalizm ve ekşimiş ayran tadında bir pozitivizm içinden konuşan Mungan, anlamayı bilmekten daha evla görmeyi postmodern bir gevezelik olarak görmüyorsa herhalde bir şeyi açıklamak için önce tabii ki anlamak gerektiğine hak veriyordur herhalde. Ama burada onun “anlamak”tan kastının entelektüel bir eylem olmaktan çıkıp “hak vermek”e doğru yol aldığını da anladığını umuyorum.
Mungan’a kötü bir haberim var. Röportajda yazmayı planladığını söylediği (iyi ki yazamadığı) ilhamını Engels’den almış, “Türkiye’de Zorun Rolü” kitabını, PKK yıllar önce “Kürdistan’da Zorun Rolü” diye yazdı. Mungan yanılıyor: PKK, öyle başka çaresi kalmadığı için değil, diğer bütün çarelerin faydasız olduğuna siyaseten inanarak, devrimci şiddetin tarihteki dönüştürücü rolüne iman ederek eline silah aldı. Başka yollar ve çareler vardı hâlbuki. Mehdi Zana, o sivil yolları kullanarak Diyarbakır’a belediye başkanı seçildi. PKK da bu yüzden 1984’e kadar “karşısında çaresiz kaldığı” devlete değil, diğer sol örgütlere, ağalara saldırdı.
Kürt meselesinin Türkiye’nin demokratikleştirdiği konusunda Mungan’a katlıyorum. Ama aynı Kürt Meselesi’nin Türkiye’nin aydınlarına aynı pozitif etkiyi yapmadığı anlaşılıyor. Demek ki bu ülkede her şey olabiliyorsunuz hatta çok uğraşırsanız rezil bile olabiliyorsunuz ama amasız bir şiddet karşıtı olamıyorsunuz.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025