Ahmet AY
NATO’ya mecbur olmadığımızı ya da Avrasyacılığın ne olduğunun anlaşılması bağlamında yapılan tartışmaların faydalı olduğunu düşünüyorum.
Bundan 50 gün önce ATLANTİKÇİLİĞE KARŞI AVRASYACILIK I-II başlıklı yazılarım yayınlandığında bu skandal yoktu. Ancak NATO tatbikatında Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “düşman-hedef” gösteren skandalı patlak verdikten sonra köşelerde, televizyon programlarında NATO ve Avrasyacılık tartışmaları artmaya başladı. Kimileri Avrasyacılığın Türkiye için kurtarıcı bir blok olduğunu ifade ederken, kimileri de NATO’nun Türkiye için olmazsa olmaz olduğunu anlattı.
Ancak;
NATO’da kalmayı esas alanların alışılagelmiş apolojik yaklaşımları çok yavan ve bayat kalıyor. Bunların, yeni bir dünya kurulurken NATO bize ne getirir, ne götürür konularında söyledikleri kayda değer fikirlerine rastlamadığımız gibi, başta ABD olmak üzere NATO’ya üye önemli ülkelerin son beş yıldır Türkiye ile ilişkilerindeki dostluk ve müttefiklikle bağdaşmayan tavırlarına dair fikirlerini de görmedik. Kimilerinin Avrasyacılık konusunda söyledikleri ise cehaletten başka bir şey değildi. Bu konuda hala Çarlık dönemi anlayış ve koşulların geçerli olduğunu vehmediyorlar ve hiçbir bilgiye dayanmadan Avrasyacılığı, “Rusya’ya ram olma” şeklinde anlatıyorlar. Oysa ne koşullar Çarlık Rusya dönemi koşulları, ne de Rusya’nın periferisine girmedir Avrasyacılık.
Avrasyacılık bizim için olmazsa olmaz değil, lakin Türkiye’nin jeopolitik ve jeokültürü Batıcı olmasına manidir. Avrasyacılık konusuna eleştiri getirenler ne Nikolay Trubetskoy’u bilirler ne de Lev Gumilev’i ne de bizdeki G. İşyar’ı ne de Sait Yılmaz’ı. Bu bilgisizlikle yalnızca 15 Temmuz darbesini bir gün önceden ima eden A. Dugin’i duymakla Avrasyacılık eleştirisi yapılmaz.
Türkiye’nin, medeniyet ve asabiyetinden dolayı Batı tarafından “istenmeyen” ülke olduğunu asırlardır pek çok konuda müşahade ettik. Medeniyetimiz rahmet ve şefkat medeniyetidir. Bu medeniyet adalet ve hakkaniyetin tesisini hedefleyen bir medeniyettir. Aynı zamanda özgürlüğüne düşkün, tahakkümü kabullenmeyen ve Batı’ya hükmetmiş bir milletin torunları olan bizleri Batının daima “tehdit” olarak gördüğünü biliyoruz.
Doğrusunu isterseniz inancımızla, duruşumuzla, söylem ve politikalarımızla Batı’nın profan, yağmacı, doyumsuz emperyal emellerine mânia oluşturuyoruz. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi, ”Hedef yalnızca petrolümüz, doğal kaynaklarımız, insan gücümüz değildir. Burada asıl hedef İslam medeniyetinin hayat pınarlarını kurutmaktır. Amaç, Müslümanların omurgasını çürütmek, hepimizi felç etmektir.” Bunun yolu da parçalanmış ya da güçsüz bir Türkiye’den geçiyor.
Buna rağmen bizler batıdan kopmayı değil, karşılıklı saygı çerçevesinde, mütekabiliyet esaslı diplomatik, ticari, kültürel, hatta askeri alanda Batı ile ilişkilerimizi sürdürebiliriz. Yeter ki karşılıklı ilke ve prensiplere riayet edilsin. Ama Batı Türkiye’den yakın geçmişe kadar süregelen teslimiyetçi, buyruk alan bir ortak olmasını istiyor.
İşte tam bu noktada Türkiye uluslararası ilişkileri geliştirme bağlamında alternatifler üretmek durumundadır. Kimilerinin dediği gibi, “biz tek başımıza yürürüz” kolaycılığı kolay lokma olmamızdan başka bir işe yaramayacaktır. Batının Rusya, İran gibi ülkelerle aramızın düzelmesini istemeyişi bundandır. Yani Türkiye’nin kendilerine mecbur kalmasını istiyorlar ki böylece şartlarını Türkiye’ye dayatabilsinler.
Türkiye alternatifsiz değil,
Bu alternatif Rusya’nın patronajında peyk devlet olmak değil, belki ortak çıkarlarda buluşmanın oluşturacağı eşit şartlı birlikteliklerdir. Kültürü, medeniyeti, doğası bu havzaya aittir milletimizin. En çok bu coğrafyanın insanları diğergamlıkta buluşabilirler.
Tarihin hiçbir döneminde barışı, adaleti, hak ve hukuku gözetmeyen Batı, empati kurmadığı ‘öteki’ dediklerine adil davranmayı da düşünmedi, düşünmeyecek de. Gücün hak ve adaleti belirlediği bir dünyadayız, kendimizi kandırmayalım. Bu dünyada güç sahibi olanlar ayakta kalır, güçsüzler yok olmazlarsa bile diz çökmek zorunda bırakılırlar.
Hal böyleyken bilhassa son 80 yıldır bizleri felaketlerle karşı karşıya getirenlerle mevcut şartlardaki birlikteliğe rıza göstermemiz onursuzluk olur. Yeni bir dünya kurulurken kimseye düşman olmadan kendi bölgemizdeki ülkelerle blok/lar oluşturmamız şarttır. Buna Avrasyacılık ya da başka bir isim bulmak zor değil, neticede bölge ülkeleri ile sağlam ve güçlü bir ittifak kurmak gibi bir mecburiyetimiz var.
Bünyesinde çalışan FETÖ elemanlarını bize teslim etmeyenlerin müttefiki FETÖ’dür, alsınlar NATO’ya hayrını görsünler.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019