Ahmet İNSEL
Hamas’ın, 7 Ekim sabahı erken saatlerde, İsrail’de askeri ve sivil hedeflere yönelik başlattığı saldırı, 1948’den beri “yabancı silahlı güçlerin” İsrail toprakları içine girerek gerçekleştirdikleri ilk eylemdir. “Yabancı silahlı güçler” tanımı, Hamas’ın terör örgütü olarak değerlendirilmesi tartışmasından bağımsız, nesnel bir duruma işaret ediyor. 1967’de Arap ülkelerinin silahlı güçleri İsrail’in BM tarafından tanınan sınırları içine girememişler ve savaş Suriye, Ürdün ve Mısır topraklarının İsrail ordusu tarafından işgal edilmesiyle sonuçlanmıştı. Altı Gün Savaşı’nın sonunda İsrail’in işgal ettiği topraklar, İsrail devletinin uluslararası kabul görmüş sınırları içindeki topraklarından iki buçuk misli büyüktü. 1973 savaşı bu işgal edilmiş topraklarda, Golan tepelerinde ve Sina Yarımadası’nda gerçekleşti. İsrail, Sina Yarımadası ve Gazze Şeridi’nden çekildi. 1967’den beri Batı Şeria, Golan Tepeleri ve İsrail’in yeniden işgal edip ardından 2005’te askeri varlığını geri çekmesine rağmen Gazze Şeridi, uluslararası hukuk açısından İsrail’in işgal ettiği topraklar olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla 7 Ekim 2023’te Hamas’ın başlattığı saldırıyı, devam eden fiili savaş hali içerisinde değerlendirmek gerekiyor. Fiili savaş hali, iki tarafın da eylemlerinin, eğer varsa, savaş suçu ve insanlığa karşı suç kategorileri içinde yargılanmalarını mümkün kılar.
Hamas’ın silahlı güçleri ve esas olarak İzzettin El Kassam Tugayları bu defa ilk kez karadan İsrail topraklarına girebildiler, bazı askeri mevkileri kısa süreliğine de olsa işgal ettiler ve 300’ü asker olmak üzere 1400 civarında insanı öldürdüler. Öldürülen sivillerin arasında bebekler, kadınlar, yaşlılar ve göçmen işçiler de var. Hamas ayrıca aralarında bebek, çocuk ve yaşlıların olduğu, 200 civarında sivili rehin aldı. İsrail kaynakları bu saldırıyı gerçekleştiren 1500 civarında Hamas militanının öldürüldüğünü belirtiyor.
Bu fiili savaş ortamında, Hamas’ın silahlı militanlarının önceden planlanmış biçimde, evlere girip kasten sivilleri öldürmeleri tartışmaya mahal bırakmayan savaş suçlarıdır. Bu suçları işleyen kişilerin ölmüş olması, onlara emir veren ve yönlendiren sorumluların da suç ortağı olduğu olgusunu ortadan kaldırmıyor.
7 Ekim’den sonraki günlerde, Hamas’ın örgütlediği ve yönettiği bu eylemlerin terörist eylemler olduğu iddiası, zaten birçok Batı ülkesinin Hamas’ı terör örgütü olarak kabul ettiği hatırlatması eşliğinde, sadece İsrail tarafından değil, birçok Batı hükümeti tarafından süratle öne sürüldü. Ardından İsrail ordusunun Gazze’de sivil hedefleri bombalaması, binlerle ifade edilen ve sürekli artan sayıda insanı öldürmesi, bir milyona yakın insanı Gazze’nin güneyine göçe zorlaması, iki milyondan fazla insanın yaşam hakkını tedit eden ağır bir abluka başlatması, bu kez Filistin örgütleri ve Filistin davasını destekleyenler tarafından bir devlet terörü olarak teşhir edildi.
Terör eylemi, terörist örgüt ve devlet terörü suçlamalarının karşılıklı olarak havada uçuştuğu bu büyük insani dramda, terör gibi epey muğlak bir kavrama takılmayıp, yürürlükteki uluslararası hukuka göre açıkça suç olarak tanımlanan eylemler repertuarına başvurmak gerekiyor. Bu repertuardaki kavramlar terör, terörizm, terör örgütü değil, saldırı suçu, savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırımdır. 7 Ekim’den itibaren, bir yanda Hamas ve diğer bazı Filistin örgütleri, diğer yanda İsrail Savunma Güçleri tarafından karşılıklı olarak gerçekleştirilen ve sivilleri hedef alan saldırılar, bombalamalar ve katliamlar tartışmaya mahal vermeyecek açıklıkta savaş suçlarıdır. Kibbutzlarda yüzlerce sivilin öldürülmesi ve rehin alınması, Gazze’de binlerce sivilin bombardıman altında ölmesi, okul, hastane, ibadethane gibi mekânların bombalanması, bir milyona yakın insanın zorunlu göçe maruz bırakılması ve bütün bu suçların tasarlanmış biçimde ve kitlesel ölçekte işlenmesi, birçoğunun insanlığa karşı suç olarak değerlendirilmesini mümkün kılıyor.
Buna karşılık, bazı ülkelerin ulusal ceza hukukunda yer alan terörizm ve terör suçlarının (Türkiye’de Terörle Mücadele Kanunu), uluslararası hukukta yeri olmadığını hatırlatmakta yarar var. Terör, siyasal amaçlarla yaygın biçimde kullanılan, tanımı ve kapsama alanı son derece değişken bir kavram. Örneğin günümüzde içinde Türkiye’nin de yer aldığı İran, Rusya veya Çin gibi otokratik rejimlerde, yürürlükteki rejime veya iktidara karşı çıkanlar terörist olarak damgalanıp, son derece ağır cezalara çarptırılabiliyor. Herhangi bir şiddet eylemine girişmediği, katılmadığı veya desteklemediği halde “terör”den yargılanıp ağır hapis cezalarına çarptırılmış insan sayısı açısından örneğin Türkiye dünyada en ön sıralarda yer alıyor. Bugün sadece otoriter rejimlerde değil, hukuk devletinin yürürlükte olduğu demokratik ülkelerde de “terörizme karşı mücadele” temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, hatta muhaliflerin hedef gösterilmesinin başlıca gerekçelerinden biri olarak kullanılıyor. Bu nedenle, her ne kadar Hamas’ın 7 Ekim saldırısı İsrail toplumunda bir dehşet ortamı yaratmayı amaçlaması bakımından bir terör eyleminin özelliklerini taşısa da, bu katliamlar –sivillerin kasten öldürülmesi– esasen süregiden bir savaşın parçası oldukları için savaş suçlarıdır. Böyle bir niteleme bu suçların uluslararası hukuk açısından ele alınabilmesi için bir gerekliliktir. Bunların ayrıca sivil bir topluluğa karşı gerçekleştirilmiş genel ve sistematik bir saldırı olduğu ispat edilirse, insanlığa karşı suç olarak da pekâlâ nitelendirilebilirler.
Aynı şey İsrail’in Gazze’de yürüttüğü ve kitlesel sivil ölümlerine yol açan karşı saldırısı için de geçerlidir. Hatta kolektif cezalandırma yöntemiyle büyük bir sivil nüfusu kısmen imha etmek, sivil hedefleri bilerek bombalamak ve belli bir grubu yaşadığı yerden topluca sürmek eylemlerinin insanlığa karşı suçtan öte soykırım olarak tanımlanması da mümkündür. 7 Ekim’den beri, sadece Gazze’de değil, Batı Şeria’da da, daha sınırlı sayıda olmakla birlikte siviller, İsrail Savunma Güçleri ve ırkçı İsrail İçişleri Bakanı’nın himayesindeki yerleşimci milisler tarafından öldürülüyor. Serebrenitsa’da işlenen katliamın uluslararası hukuk tarafından soykırım olarak nitelendirilmesi bugün bütün bu katliamlar için önemli bir emsal teşkil ediyor.
***
1948’de Filistinlilerin bir kısmının yaşadıkları topraklardan kovulmasıyla başlayan ve İsrail’in 1973’ten beri yürüttüğü ilhak amaçlı işgal politikasının uzantısında yer alan bu çatışmada, artık çatışan tarafların birbirlerini insanlık dışı yaratıklar olarak gördükleri bir aşamaya gelindi. Bunun sonucu, iki devletli veya aynı devlet içinde iki bölgeli bir federasyon biçimindeki çözümün gerçekleşme imkânının düne nazaran bugün çok daha zor olmasıdır. Ayrıca İsrail’de yaşayan iki milyon Filistinli ve Batı Şeria’da işgal edilmiş topraklarda yaşayan yedi yüz bin İsraillinin varlığı da yeni büyük göç ve tehcir dalgaları olmadan her iki çözümün de gerçekleşmesini zorlaştırıyor. Zaten İsrail’in haritadan silinmesini ilke olarak benimsemiş Hamas gibi radikal İslâmcı-milliyetçi örgütlerle, Akdeniz’den Ürdün’e Tevrat’taki Büyük İsrail’in topraklarına sahip olmayı İsrail’in temel varlık nedeni olarak tanımlayan radikal milliyetçi-dinci hareketlerin belki hemfikir oldukları yegâne konu bu iki çözüm biçiminin de karşılıklı reddedilmesidir. Bu iki kimlikçi köktenciliğin siyasal alanda kurdukları hakimiyetin doğal sonucu olarak, kin ve intikam duygularının, korku ve saplantılı tutkuların iki tarafta da toplumsal tahayyülü büyük ölçüde esir aldığı ortamda barışı tasarlamak çok daha zordur ama her şeye rağmen elzemdir.
Bu çatışmanın ne yönde ilerleyeceğini şimdiden öngörmek mümkün değilse de, asgari bir barışın tesisi için uluslararası topluluğun atması gereken adımların ilki, elbette ateşkesin sağlanmasıdır. Ama BM Güvenlik Konseyi’ne sunulan ateşkes çağrısının “İsrail’in güvenlik nedeniyle saldırı hakkı” belirtilmediği gerekçesiyle ABD tarafından veto edilmesi, İsrail’in Hamas’ı yok etmek amacıyla Filistin halkına çok ağır bir insani bedel ödetmesine ABD’nin göz yummaya hazır olduğunu gösteriyor. Bunu ABD Başkanı Biden’ın İsrail’e “eşi görülmemiş bir silah yardımı” yapmak için Kongre’den destek isterken, bu desteği “Amerika’nın güvenliğine nesiller boyu fayda sağlayacak akıllı bir yatırım” olarak değerlendirmesi teyit ediyor. 7 Ekim’den sonra sadece bölgede değil, dünyanın farklı yerlerinde yeni bir şiddet, korku ve baskı dönemi başlayacağı ve bunun sadece İsrail-Filistin çatışmasıyla sınırlı kalmayacağının somut işaretleridir bunlar.
Bu son derece karamsar gelecek beklentisine rağmen, olası bir barış perspektifi açısından bugün ihmal edilmemesi gereken bir girişim, karşılıklı işlenen bu ağır suçların Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde hızla ele alınmasıdır. Bunun yanında, insanlığa karşı suç, savaş suçu ve soykırım suçu gibi zalimane suçları işleyenler hakkında uluslararası hukukun artık devletlere tanıdığı evrensel yargı yetkisinin kullanılması için mücadele etmek de mümkündür. Ama devletlerin iç işlerine müdahale yasağı bu yetkinin kullanılmasını sınırlıyor. Buna karşılık, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tam da 7 Ekim’den itibaren karşılıklı olarak işlenen ağır suçların ele alınacağı asli merci olarak öne çıkıyor.
İsrail her ne kadar tanımasa da, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2012’de Filistin Ulusal Yönetimi’ne “üye olmayan, gözlemci devlet” statüsü tanıdı. Bu sayede, 2015’te Filistin Ulusal Yönetimi UCM’nin kurucu antlaşması olan Roma Statüsü’nde resmen taraf oldu. Bunun ardından 2019’da UCM savcısı 2014’ten beri işlenmiş savaş suçlarıyla ilgili İsrail yöneticileri ve Hamas başta olmak üzere, bazı Filistinli silahlı grupların yöneticileri hakkında soruşturma başlattı. 2021’de UCM savcısı soruşturma yetkisinin Gazze ve Batı Şeria’da işlendiği iddia edilen suçları kapsaması hakkında Mahkeme’den görüş istedi. UCM Hazırlık Dairesi 2021’de “Filistin topraklarının Gazze ve Doğu Kudüs’ü de içine alan Batı Şeria olduğunu” teyit etti. Dolayısıyla o tarihten beri UCM savcılığının önünde İsrail ve bazı Filistin örgütlerinin yöneticileri ve personelinin işledikleri savaş suçları hakkında resmen açılmış bir soruşturma dosyası var. Ne var ki 2021’de göreve başlayan yeni UCM savcısı, o tarihten beri soruşturmada adım atmadı veya attığını gösteren herhangi bir gelişme olmadı. Rusya’nın Ukrayna saldırısı sonrası Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova hakkında savaş suçu işledikleri gerekçesiyle hızla tutuklama kararı çıkartan UCM savcısı, İsrail ve Filistin yetkililerinin işledikleri suçlar konusunda aynı cevvalliği göstermedi. Bunda Ukrayna’nın UCM’ye soruşturma için kapılarını açması, buna karşılık İsrail’in UCM savcısının İsrail ve işgal edilmiş topraklara girişini engellemesinin payı elbette var. Şimdilik UCM savcısı 7 Ekim sonrasında işlenen çok daha zalimce suçlar konusunda, bu eylemlerin de 2021’de açılan soruşturmaya dahil olduğunu belirten bir mesaj yayınlamakla yetinmiş durumda.
Uluslararası bir yargı merciinin seksen yıldan beri devam eden bir çatışmaya tek başına son vermesi ve barışı tesis etmesini beklemek elbette safdillik olur. Ama aynı zamanda işlenen suçların tanımlanmasının, bu suçları işleyenlerin ve işletenlerin UCM tarafından tespiti ve cezalandırılmasının önemi inkâr edilemez.
20. yüzyılın en uzun süreli toprak işgalini gerçekleştiren ve 21. yüzyılda da bunu sürdüren İsrail devletinin sistematik olarak yürüttüğü Filistin topraklarına el koyma ve bölgeyi Filistinsizleştirme politikasının yanında, işgal edilen topraklarda yürürlükte olan ve birçok İsrailli gazeteci, akademisyen ve siyasetçinin “apartheid” olarak tanımladığı rejimin yaşanan büyük insanlık trajedisindeki rolü sorumluluklar skalasında birinci sırada yer alıyor. Bunun yanında Filistin Kurtuluş Örgütü’nün yönetici kadrosunun yolsuzluk, kayırmacılık ve otoriterliğinin Filistin sorununun çözülmemesinde büyük sorumluluğu var. Hamas’ın da, FKÖ’den farklı olarak, İsrail devletinin ortadan kaldırılmasını esas amaç olarak benimsemesinin, dolayısıyla İsrail’le herhangi bir barış görüşmesi yapmayı ilkesel olarak reddetmesinin ve bu yönde atılan adımları baltalamasının, İsrail topraklarında yaşayan herkesi işgalci olarak değerlendirip, onları hedef almayı meşru kabul etmesinin sorunun bugün geldiği trajik aşamada bir o kadar büyük payı var. Hamas’ın 1988’de kabul edilen ilkeler belgesinde Müslüman Kardeşler’in kurucu lideri Hasan el-Banna’ya atfedilen şu cümle yer alıyor: “İsrail vardır ve İslam kendinden öncekileri ilga ettiği gibi onu da ilga edene kadar var olmaya devam edecektir.” Buna rağmen, FKÖ’yü bölmek için İsrail’de Netanyahu yönetimi Hamas’ı yakın zamana kadar ehven-i şer olarak görüyordu. Ve bütün bunlara, hem İsrail solunun hem Arap ve Filistin sollarının yaşadıkları hezimetlerin ve marjinalleşmelerinin, iki tarafın radikal köktendinci ve ırkçı kesimlerinin önüne geniş bir siyasal-toplumsal fırsatlar alanı açması ilave oluyor.
***
Hamas’ın Filistin halkının çok ağır bir bedel ödeyeceğini bilerek böyle bir operasyona kalkışmasının rasyonel nedenleri var mıdır? Bu konuda üç neden sıralanabilir: – İsrail ordusunu Gazze’ye girmeye zorlayarak, orada uzun ve kanlı bir direniş savaşı vermek ve bu vesileyle İsrail ordusunun bariz savaş suçları işlemesine zemin hazırlamak, ki 7 Ekim’den sonraki günlerde bu başladı; – İsrail ile başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkelerinin yakınlaşmasını engellemek; – Batı Şeria’da Mahmud Abbas ve El Fetih’e olan epey zayıflamış desteği iyice yıpratmak ve Hamas’ın oradaki taraftar kitlesini büyütmek. Diğer taraftan, son zamanlarda Gazze’de halk desteği zayıflayan Hamas’ın bu saldırıyla kendisine yönelik eleştirileri uzun süre susturmayı hedeflemiş olması da ihtimal dahilindedir. Ama bütün bunların ötesinde, Hamas gibi köktendinci bir örgüte özgü dini türden bir metafizik düşüncenin yönlendirmesi olmaksızın böyle bir operasyonun “zafer”le sonuçlanacağına inanmak mümkün değildir. Bu inanç, bir kısmı Filistin dışında yaşayan Hamas yöneticileri kadar, bu saldırı eylemini somut olarak planlayan, örgütleyen ve hayata geçirenlere de hakimdir. Siyaseti sadece hesap kitap yaparak belirlenen çıkarların değil, çoğu zaman saplantılı tutkuların yönlendirdiği gerçeği bir kez daha karşımıza çıkıyor. Tutku yangınını karşılıklı harlayan iki aşırı sağcı, ırkçı gücün hegemonyası devam ettiği sürece, 7 Ekim’de başlayan yeni aşamanın nasıl gelişeceğini öngörmek şimdilik mümkün değil. Buna karşılık, uluslararası planda “Kuzey” ve “global Güney” arasındaki uçurumu daha da genişletip keskinleştireceği şimdiden görülüyor.
Aşırı şiddete dayalı eylemlerin bu zincirlerinden boşanmış tezahürü şiddet politikalarının temel bir özelliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu özellik, karşısındaki insanları ve hedef aldığı insan topluluğunu, insan dışı veya insan altı yaratıklar (İsrail Savunma Bakanı’nın ifadesiyle “insansı hayvanlar”) olarak değerlendirmektir. Birikim dergisinde 31 yıl önce yayımlanan (sayı: 38/39, Temmuz 1992) “Terörizm ve Şiddet” başlıklı dosyada şiddet yöntemlerinin meşruiyeti tartışılmıştı. Şiddeti siyasete ikame etmenin totaliter pratik ve tahayyülle ilişkisine değindikten sonra, şiddete dayalı bir iradeyle “‘tarihi hızlandırmak” veya ona yön vermek isteyenlerin esasen yeni şiddet tarihlerinin ebesi olduklarını belirtip, insanca yaşama hakkının ve sadece bu hakkı savunma amaçlı şiddet pratiklerinin sınırlı bir meşruiyete sahip olabileceğinin altını çizmiştik. Bugün ne Hamas’ın ne de İsrail Savunma Güçleri’nin bilerek sivilleri öldürmeleri yaşam hakkını savunma amacıyla açıklanabilir. Tam tersine bu katliamlar karşı tarafı bir bütün olarak insandışı yaratıklar olarak görmenin neticesidir. Çatışmanın çözüme kavuşması, barışın sağlanması için tarafların birbirini eşit haklara sahip olarak görmesinin yanında, insanlığa karşı işlenmiş suçların unutturulması değil teşhis edilip yargılanması da olmazsa olmaz bir gerekliliktir.
Günümüzde giderek güçlenen ve genişleyen bir şiddet, nefret ve korku sarmalı dünyayı sarıyor. Bu menfur gelişmeye tahayyül dünyamızı teslim etmemek, parça bölük ilerlemekle birlikte günbegün genelleşen bu fasit savaş dairesini durdurmanın yollarını bulmak için karşılıklı terör suçlamalarına değil, barışın somut koşullarını en zor şartlarda bile ısrarla dile getirmeye çalışanların sesleri ve eylemlerinin her yerde yükselmesine, yükseltilmesi için mücadele edilmesine ihtiyacımız var. Eğer ortak insanlığa olan inancımızı yitirmediysek…
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.01.2025
17.07.2024
6.06.2024
22.04.2024
13.03.2024
29.01.2024
22.12.2023
29.11.2023
3.11.2023
26.06.2023