Akif BEKİ
Olmayan darbe çığırtkanlığını varmış gibi gösterip terör estirmişlerdi. Muhalif siyasi ve gazetecilere etmedik tehdit, savurmadık hakaret bırakmamışlardı.
Yerlilik, millilik adına sergilenen fedailikler arasında en rezili, cinsel taciz ve tecavüz tehditleriydi.
Birinciliği de açık ara CHP'li Canan Kaftancıoğlu ile gazeteci Nevşin Mengü, oyuncu Berna Laçin ve avukat Feyza Altun'a yöneltilenler aldı.
İşte o cinsiyetçi saldırılardan biriyle ilgili soruşturma takipsizlikle sonuçlanmış.
Eyleme dökülmediği için, tehditten soruşturmaya yer olmadığına karar verilmiş.
Hakaret kısmı ise ifade özgürlüğünü geniş yorumlayan Yargıtay içtihatlarına dayandırılmış. Şok ve rahatsız edici bile olsa katlanılması gereken ağır eleştiri kapsamında sayılmış.
Kadir G isimli kişinin, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığından takipsizlik alan tiviti şu:
“Herkes yazmış darbeye yeltenirlerse, Nevşin benim, berna benim, feyza altun benim. Cananı ben almam aklınızdan bile geçirmeyin şimdiden söyliiim.”
Haberlere yansıdığı kadarıyla paylaşım “ağır eleştiri niteliğindeki davranış”, “kaba söz” ve “nezaket dışı hitap tarzı” olarak tanımlanmış.
Ayrıca, “Açık olmayan bazı sözlerin hakaret kapsamına girip girmediğinin değerlendirilmesi için, çok açık biçimde anlaşılır olması gerekmektedir” denmiş.
Yani 'seni bilmem ne yaparım' diye, adını koyarak, sinkafıyla ana avrat dümdüz gitmedikçe hakaret olmuyor. Eyleme geçirilmedikçe de tehdit suçu oluşmuyor.
Muhalefeti hedef aldığında ifade özgürlüğü sınırlarının bu kadar geniş yorumlanması, göz yaşartıcı.
Ama bu karardan cesaret alarak, binde birini dahi iktidar cephesine yöneltmenizi asla önermem.
Niye tavsiye etmediğimi söylememe gerek yok sanırım. Çok şükür bizde adamına göre hukuk uygulanmadığı, güçlünün hukuku hakim olmadığı için tabii ki.
Madem üstü kapalı tecavüz tehdidi, kaba söz ve nezaketsizlik sayılıyor...
'Oha, çüş, hoşt' tarzı mukabelelerde bulunma hakkı doğuyor mu bari bize?
Savcılığa sormak isterim; çünkü sözlüklerde bunlar 'yakışıksız davranışlara kaba tepki ifadesi' olarak geçiyor.
Yuh niyetine, haydi buyurun öyleyse!
Muhalefetin özeleştiri yanılgısı
Ağzıyla kuş tutsa oy vermeyecekler, oylarını alabilmeleri için Davutoğlu ve Babacan'dan ısrarla özeleştiri bekliyor.
Şöyle şeyler söyletmek için bastırıyorlar:
"AK Parti başından beri yanlıştı, kötüydü, siz uyardınız ama biz göremedik, aklımız başımıza sonradan geldi, başından beri haklıymışsınız, hep doğru muhalefet ettiniz, AK Parti sizin hatalarınızdan hiç yararlanmadı, iktidarının bu kadar uzamasında zerre katkınız yok, hep bizim desteklerimiz yüzünden..."
Özeleştiri de değil, itirafçılığa zorluyorlar aslında. "Çok pişmanım" dedirtmek, AK Parti geçmişlerinden utandıklarını, tövbekar olduklarını duymak istiyorlar.
Ne diyelim, ilginç bir siyasi haz ve tatmin arayışı.
Yalnız, psikolojik boyutlarının yanında muhakeme sorunları da barındıran bir beklenti.
Bugünkü AK Parti, eski AK Parti'ye karşı. Gün geçmiyor ki kendi geçmişiyle kavga etmesin...
Davutoğlu ve Babacan da eski AK Parti'yi doğru, yenisini yanlış buluyorlar. Düzeltme imkanı kalmadı diye de ayrıldılar.
Dünkü AK Parti'yi desteklerken bugünküne karşı çıkanlar, geçmişlerini niye topyekün reddetsin bu durumda!
Tartıya vurduklarında...Bugünkü AK Parti'yi yanlış, muhalefeti ise daha doğru bulmaları...Başından beri AK Parti'yi yanlış, karşıtlığını ise doğru ve haklı bulmaya başladıkları anlamına gelmiyor ki!
Ayrıca, AK Parti seçmenine hitap etmez, oylarına talip olmazlarsa kimden oy alacaklar? Ve mevcut oy dengesi, denklemi nasıl değişecek? O kesimleri temsil niteliğini kaybederek, alaka kesip yabancılaşarak mı onları kazanacaklar?
Kılıçdaroğlu "Geçmişi kan davasına döndürerek geleceği inşa edemeyiz" derken haklı. İktidarın dünkü yanlışlarının asli sorumluluğunu Davutoğlu ve Babacan'a yüklememe çağrısı da tam isabet...
En azından ne yaptığını bilen bir liderliği var muhalefetin. Yoksa tribünlerin gazıyla, günah çıkarma dayatmalarıyla sittin sene değişmez gidişat.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025