Akın ÖZÇER

Akın ÖZÇER
Akın ÖZÇER
Tüm Yazıları
Görüşme
27.10.2012
3062

 Temas ve Diyalog Grubu olarak önceki gün Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i ziyaret ettik. Bu ziyaret, Kürt sorununun terör boyutuyla birlikte çözümüne katkıda bulunmak amacıyla kurulan grubumuzun bir hükümet üyesiyle gerçekleştirdiği ilk temas oldu. Bakan Ergin’in görüşme talebimizi kısa süre içinde olumlu yanıtlaması, gündemimizde öncelik taşıdığını belirttiğimiz 700 dolayında hükümlünün cezaevlerinde sürdürdüğü açlık grevlerinin sona erdirilmesine atfettiği önemin bir göstergesiydi.

Adalet Bakanı’nın heyetimizi kabul etmesi, ayrıca itiraf etmek gerekir ki bize tahminimizin ötesinde, iki saatten fazla zaman ayırması kendisinin kişisel olarak sivil toplumun demokratik toplumlarda giderek artan işlevine ve katılımcı demokrasiye bağlılığını gösteriyor. Görüşme hakkında içerikten bağımsız olarak ana hatlarıyla bunlar söylenebilir.

Görüşmenin içeriğine gelince, Sayın Bakan’a her şeyden önce insan yaşamı üzerinden siyaset ya da pazarlık yapılmasını tasvip etmediğimizi, ama ardı ardına gelmesi olası ölümlerin Kürt sorununun çözümünü daha da güç hâle getirecek bir siyasi atmosfer yaratmasından kaygı duyduğumuzu dile getirdik. Kritik eşiğe (44. gün) dayanan açlık grevlerini sonlandırmak için yasa veya anayasa değişikliği gerektirmeyen bazı somut adımların atılmasının ya da kısa süre içinde atılacağının açıklanmasının yararlı olabileceğine ilişkin düşüncelerimizi ilettik. Bu bağlamda anadilde savunma ve grevlere son verilmesini telkin etmesi için Öcalan’la görüşme gibi çözümü daha kolay olabilecek konulardan konuştuk. Aramızda anayasa değişikliği gerektiren anadilde eğitim ve yeni anayasa konusunda görüşlerini dile getirenler de oldu.

Sayın Bakan her şeyden önce Adalet Bakanlığı’nın açlık grevlerini yakından izlediğini belirterek bazı verileri bizlerle paylaştı. Grevlerin gerekçesinin cezaevi koşullarının iyileştirilmesi değil, bazı siyasi sorunların çözümüyle ilgili olduğunu, bu sorunların çözümünün de kendi yetki alanı dışında kaldığını, birçoğunun yasa ve anadilde eğitimde olduğu gibi anayasa değişikliği gerektirdiğini vurguladı. Bu nedenle ancak Bakanlığı’nın yetki alanına giren konularda söz verebileceğini söyledi. Aksi takdirde yerine getiremeyeceği sözler vererek kendisinin olduğu kadar grubun inandırıcılığına da gölge düşürmüş ve sonuçta bu sürece zarar vermiş olacağını belirtti.

Sadullah Ergin, bakanlığının AK Parti kongresinde açıklanan 2023 vizyonu bağlamında görev alanına giren konularda çalışma yaptığını, çalışmada anadilde savunma hakkıyla ilgili yasa değişikliğinin de yer aldığını söyledi. Bu çalışmanın tamamlandığını ve uzman görüşleri alındıktan sonra Bakanlar Kurulu’na sevk edileceğini belirtti. Bakan Ergin, bu aşamada Bakanlar Kurulu’nu bağlayacak bir şey söylemesinin şık olmayacağını ama bu konuda yukarıdaki çerçevede açıklama yapabileceğini söyledi.

Bakan Ergin grubumuza söz verdiği gibi bu yönde bir açıklamayı ertesi gün Sincan kampusunda açlık grevi yapan kadın ve erkek hükümlülerle yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Kendisiyle görüşmemizin ertesinde biz de grubumuzda yaptığımız kısa değerlendirmede Bakan Ergin’in bu konuda içten ve ciddi olduğu ve bize söylediği şekilde hareket edeceği sonucuna varmıştık.

Bakan Ergin’in ayrıca demokratikleşme sürecine önem atfettiği de vardığımız sonuçlardan bir diğeriydi. Adalet Bakanlığı son dönemde zaten hükümetin demokrasi lokomotifi olduğuimajını güçlendiriyor. Bu yılki AB İlerleme Raporu’nun Türkiye’nin olumlu hanesine yazdığı az sayıda geçer notun birçoğunda Adalet Bakanlığı damgası var. Rapor örneğin Bakanlığın Avrupa Konseyi ile işbirliği hâlinde hazırlamakta olduğu İnsan Hakları Eylem Planı’ndan övgüyle söz ediyor; aynı şekilde 3. Yargı Paketi’nde bulunan yasal değişikliklerin birçoğunu yeterli olmamakla birlikte olumlu değerlendiriyor.

Sayın Bakan bu bağlamda görüşmemizde, devam ettiğini dile getirdiği Türkiye’nin değişim ve dönüşüm sürecine atfettiği önemi vurgulamayı ihmal etmedi. Herhalde Bakanlığı’nın bu alandaki başarılı çalışmalarının yeterince gözönüne alınmadığı kanaatinde ki medyanın hükümete yönelik eleştirilerinde biraz ölçüyü kaçırdığından yakındı. AK Parti’nin vesayet rejimine karşı son derece güç koşullar altında mücadele vermiş ve çok değil birkaç yıl öncesine kadar düşünülmesi olanaksız şeyleri gerçekleştirmiş olduğunu hatırlattı.

AK Parti’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği önemli reformlar gözardı edilmiyor aslında; ama sürecin yavaşlayarak değil, daha da hızlanarak devam etmesi gerekiyor. Bakan Ergin’in tam destek verdiğinden kuşku duymadığımız yeni anayasa sürecinin artık emeklememesi şart. Zira yeni anayasa yapılmadığı takdirde vesayet sisteminin yerinde kalacağına şüphe yok. Bugüne kadar çok vakit kaybettiğimizden artık kendimize daha hızlı demokratikleşen ülkeleri örnek almamız ve eleştirilerimizle bu süreci hızlandırmamız gerekiyor. Bu yolda Türkiye’nin Erginlere çok ihtiyacı var; bunu da biliyoruz elbette.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar