Akın ÖZÇER
Müzik dünyası, gitarıyla memleketi Andalucia’nın tınısı Flamenko’yu yeniden harmanlamış ve dünyanın dört bir yanına taşımayı başarmış usta bir sanatçıyı yitirdi.Paco de Lucía adıyla tanıdığımız Francisco Sánchez Gómez, Meksika’nın tatil beldelerinden Cancún dolaylarında bulunan evinde geçirdiği kalp krizi sonucu erken yaşta (66) aramızdan ayrıldı.
“Paco”, İspanyolcada Francisco karşılığında aile ve arkadaş arasında kullanılan kısaltılmış bir isim. “De Lucía” ise etimolojik olarak “Lucía’nın” ya da “Lucía’dan olma”anlamına geliyor. Tahmin olunacağı gibi, Francisco’nun annesinin adı Lúcia. (Lucía Gomes). Söylendiğine göre, çocukluk yıllarını geçirdiği Algeciras’ın o küçük mahallesinde Paco ismiyle anılan çok çocuk olduğundan, onu hep Paco de Lucía (Lucía’nın Paco’su)olarak çağırırlarmış.
Müzisyen bir ailenin ferdi olmak Paco’yu erken yaşlarda müziğe yönlendirmiş. Portekizli annesi de, gitar öğretmeni ve babası Antonio Sánchez de, gitarist ağabeyi Ramón de Algeciras da, Paco’nun müzik eğitiminde büyük rol oynamış. O da bir sanatçı olarak müzik yaşamına mahalle sakinlerinden aldığı bu isimle adım atmış.
Fırsat buldukça doğaya sığınan adam
Bundan yıllar önce Cancún yakınlarında bir balıkçı kasabası olan Playa del Carmen’de satın aldığı tatil evine fırsat buldukça dinlenmeye gelen Paco de Lucía, Daniel Hernández ve Jesús de Diego’nun kendisiyle ilgili belgeselinde burasının o zaman ideal bir tatil yeri olduğunu söylüyor. “30 yıl önce Playa del Carmen küçük bir balıkçı kasabasıydı” diyor ve ekliyor: “Güneş şimdiye kadar görmediğiniz kadar güzel, deniz güneşli havalarda ve Kuzey esintisinin olduğu günlerde eşsiz bir berraklıkta olurdu”.
Turizm geliştikçe Playa del Carmen değişim geçirmiş ve Paco için o eski büyüsünü yitirmiş doğal olarak. O da, buradaki evini satıp çok daha sakin, doğaya çok daha yakın bir yer olan Tulum civarına taşınmış. “Burası onun sığınağıydı, burada yaşamaktan hoşlanırdı” diyor İspanya’nın Cancún Fahri Konsolosu Javier Marañón. Burası, Paco’nun da belgeselinde izleyenlerine söylediği gibi, onun “gerçek dünya ile bağlantısını kestiği ve sihirli bir ruh haline geçtiği bir yerdi” kısacası.
Ne tesadüf ki Paco, bu dünyadan giderken yine o çok sevdiği Karayib Denizi kıyısındaki bu yeri seçti. Tam arzu ettiği gibi… Nitekim ailesinin vefatı dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Paco nasıl istediyse öyle yaşadı, deniz kıyısında çocuklarıyla oynarken öldü. Yaşam bize onu bu dünyayı güzelliklerle doldurduğu mükemmel yıllar için ödünç vermişti, şimdi yanına alıp götürdü” deniliyor.
Flamenko’yu harmanlayan sanatçı
Endülüs Romanları (gitanos) kendilerinden olmayanlara “Payo” derler. Paco da bir “payo” idi onlar için; ama özgün müzikleriyle Flamenko’ya eşsiz katkılarda bulunmuş Roman ruhlu bir payo. Paco, iki büyük ekolün etkisinde kalmıştı kariyerinde. Flamenko gitarın ustalarından Niño Ricardo ve Flamenko gitarı orkestra enstrümanı olarak kullanan “Sabicas” ya da namı diğer Agustín Castellón Campos’un. Geleneksel olarak Flamenko şarkıcısına (cantaor) eşlik eden gitar, büyük besteci Sabicas ile birlikte başından sonuna kadar, klasik eserlerde olduğu gibi, melodik ve ritmik yapıtların vazgeçilmez enstrümanına dönüşmüştü.
Paco de Lucía’nın Flamenko’ya en büyük katkısının memleketinin tınısını evrenselleştirmesi olduğu söylenir. O bunu yaparken Andalucia’nın tınısını dünyanın dört bir yanına taşımakla yetinmez, dünyanın çeşitli müzik türleriyle Flamenko’ya da katkıda bulunur. Nitekim 1966’da Antonio Gades grubuyla çıktığı Latin Amerika turnesinde uğradığı Brezilya’da sambanın Jazz versiyonu Bossa nova’dan çok etkilenir. Etkilenmekle kalmaz, Flamenko’yu başta bossa nova, daha sonra jazz, rumba ve bluesgibi müzik türleriyle harmanlayarak zenginleştirir.
Paco 1967’de ünlü saksafoncu Pedro İturralde ile ilk Jazz Flamenko denemesini (La guitarra fabulosa de Paco de Lucía) yapar. Ayrıca ağabeyi Ramón’la Latin Amerika melodilerini seslendirir. İki yıl sonra iki kardeşin “Hispanoamérica” albümü çıkar. 1969’da Paco, bu defa yenilikçi Flamenko şarkıcısı Camarón (de la İsla) ile unutulmaz bir ikili oluşturur ve on yıl boyunca birlikte konserler verir. Bu arada 1973’de “Fuente y caudal” albümüne son anda eklenen rumba denemesi “Entre dos aguas” ile satış rekorları kırar.
Paco de Lucía, 70’lerin sonlarına doğru Manuel Falla, İsaac Albéniz ve Joaquín Rodrigo’nun klasik eserlerini seslendirdikten sonra 1980’de John McLaughlin y Al di Meola’nın akustik ve elektronik gitarlarıyla harmanlanan“Friday Night in San Francisco” albümünü çıkarır. Aynı yıl “Paco de Lucía sextet” grubunu kurar. Yirmi yıl boyunca “karma (mestizo) Flamenko” türünün bayrağını taşıyan grubun en büyük özelliği cajón’u (percussion) Flamenko’ya dâhil etmesidir ki bu, Paco’nun Flamenko’ya yaptığı büyük katkılarından biri olarak kabul edilir. Grup “Sólo quiero caminar” (1981), One Summer night (1984) ve Live in America (1993) ile dünyada satış rekorları kırar.
Flamenko’ya ilk ödülü kazandıran sanatçı
Flamenko’ya Paco’nun yaptığı katkılardan birisi, belki de en anlamlısı da 2004 yılı Asturias Prensi Sanat ödülünü alması olur. Jüri o zaman daha 57 yaşında olan ünlü gitariste bu ödülü, “Flamenko’yu evrenselleştirdiği” için verir. Paco de Lucía, haberi aldığında, kendisinden çok yaşamını adadığı Flamenko için sevinir. Ödülü “Andalucia kültürünün resmen tanınması” olarak niteler.
Açlık sınırındaki yoksul bir ailenin çocuğu olarak babasının büyük bir fedakârlıkla ona aldığı gitarı bir daha hiç elinden düşürmemiş büyük bir sanatçıyı yitirdik önceki gün. Sahip olduğu Roman ruhuyla kurduğu hayalleri ve yaşamın tüm güzelliklerini usta parmaklarıyla tellerine dokunduğu gitarının tınısıyla dillendiren ve dünyanın dört bir yanındaki insanlarla paylaşan bir sanatçıyı… Paco de Lucía müzik dünyasında edinmiş olduğu seçkin yeri sonsuza değin koruyacak kuşkusuz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018