Akın ÖZÇER
Bu başlık aslında Fransız internet dergisi Slate. fr’de Ariane Bonzon imzasıyla önceki gün “Turquie: les ingrédients du chaos” (Türkiye: Kaosun malzemeleri) başlığıyla yayımlanan yazısının (http://www.slate.fr/story/84619/turquie-manifestations#reactions) son alt başlığı. Yazarın üç ay önce aynı dergide “Liberal entelektüeller İslamcıların ‘yararlı aptalları’ mı?” başlığıyla çıkan yazısını aktarmıştım. Bu vesileyle derginin aslında Amerikan Slate. com’un Fransızca versiyonu olduğundan, ayrıca Ariane Bonzon’un 2006’ya kadar ülkemizde Fransız-Alman televizyon kanalı Arte’nin temsilciliğini yaptığından söz etmiştim.
Ariane Bonzon, geçen sefer olduğu gibi, bu defa da aşırı AK Parti karşıtı bir yazının altına imza atmış. Bu, doğal olarak kendi tercihi; sübjektif yazılar sonuç itibariyle yazısının değerini düşürüyor. Ama asıl sorun yukarıdaki alt başlık altında kaynaklarına atfen aktardığı görüşlerin son derece anti demokratik ve şiddet ima ediyor olması. Kendisi belki onaylamıyor ama yazısında böylesine marjinal görüşlere yer vermesi bile doğal değil. Bu nedenle yazısının bu son bölümünü ön plana çıkardım. Ama daha önce yazıyı başından ana hatlarıyla aktarmakta yarar var.
Berkin Elvan’ın cenazesindeki Gezi ruhu
“Eğer 15 yaşındaki Berkin Elvan öldüyse, 9 aylık Gezi ruhu, o, hâlâ yaşıyor” cümlesiyle başlayan yazı “ekmek almaktan bir türlü geri dönemeyen” Berkin’in acıklı öyküsünü kısaca aktarıyor. Doğan Haber Ajansı’nın New York Times’a verdiği “No justice for Berkin Elvan” başlığını taşıyan resimli ilanın ardından, Berkin’in toprağa verildiği gün Taksim’e çıkmak isteyen ama Toma’ların sıktığı su ve biber gazıyla durdurulan kortejin başta “katil Tayyip” ile başlayan sloganlarının Fransızca karşılıkları yer alıyor yazıda.
Arianne Bonzon, “Erdoğan mağduru oynuyor ve yakın çevresine dönüyor” ara başlığı altında, “Gezi ruhu hâlâ direniyor: Komik, yaratıcı, yıkıcı” diye devam ediyor. Sonra bir süre önce Eskişehir’de polis tarafından gözaltına alınan gençlerin kendilerini çektikleri bir resme (selfie dediğin polis otosunda çekilir) yer veriyor bu paragrafın devamında.
Direnen gençlerin romantizminin resmedilmesinin hemen ardından gelen iki paragrafta ise, “son dokuz ayda otoriterliğinin daha da güçlendiği” vurgulanan Başbakan’a ve ailesine yönelik yolsuzluk iddiaları özetleniyor. Erdoğan’ın bu iddiaları temelden çürüteceği yerde, “ABD ve İsrail’in desteklediği Gülen Cemaati tarafından düzenlenen bir komplonun kurbanı” olduğunu ileri sürdüğü, hatta kendisine Mısır’da Mursi’ye yapılan darbenin bir benzerinin yapılmak istendiğini söylediği belirtiliyor.
İki Türkiye
Bayan Bonzon’un yazısında bir alt başlık da “İki Türkiye”. Bu başlık altında Başbakan’ın bazı bakanlarını da ilgilendiren yolsuzluk suçlamalarından sonra hükümet değişikliğine gittiği anlatılıyor. Yeni kabinede İçişleri Bakanı ile MİT Müsteşarı’nın ayrıcalıklı konumuna işaret ediliyor. Ardından polis ve yargı içinde büyük bir temizlik operasyonu yapıldığı belirtiliyor. Amacın yolsuzlukların üstünü örtmek olduğu ima ediliyor.
Bonzon yazısında devamla, Erdoğan’ın “Anadolulu, İslami geleneksel” olarak nitelediği sınıfla “batılı seçkinler” sınıfı arasında olabildiğince derin bir kutuplaşmaya oynadığını öne sürüyor. Ama Marks’ı mezarından kaldıracak kadar tuhaf olan bu sınıfların başat özellikleri de tuhaf aslında. İlk sınıfta yer alanların yaşam koşullarının hükümetin sosyal politikalarıyla iyileştiğini söylüyor ki bundan yeni bir orta sınıfın oluştuğu sonucuna varmak mümkün. Ama diğer sınıfı oluşturanların kim olduklarını tepkiler üzerinden tanımlıyor. Onların kadın haklarının sürekli ihlaline (kürtaj, doğum kontrolü), yaşam tarzlarına müdahaleye (alkol satışlarının kısıtlanması) tepki göstererek İslami muhafazakâr ahlak anlayışını reddettiğini söylüyor. Sanki Türkiye’de İspanyol hükümetinin kürtajı yasaklayan yasa tasarısı benzeri bir hazırlık varmış, saat 22.00 ile 06.00 arasındaki satış yasağı nedeniyle içki tüketimi önemli ölçüde engelleniyormuş gibi.
Bonzon daha sonra ilk sınıfta yer alanlar için milli iradenin, ikinci sınıftakilerin inandığı hukuk devleti ve erkler ayrılığı ilkesinden daha önemli olduğunu iddia ediyor. Son derece saçma ve dayanaksız bir görüş. Sanki birileri demokrasisiz bir seçim sandığını savunuyormuş gibi. AK Parti seçmeninin hukuk devleti ve erkler ayrılığına önem vermediğini (diğerlerinin ise bunu çok önemsediğini) söyleyen bir yazar, Türkiye’nin gerçeklerini ne yazık ki 10 yıl görev yaptığı halde daha öğrenememiş demektir.
Bonzon, yukarıda tanımladığı sınıflar arasındaki çekişmeyi de yine yanlış fikirlerle aktarıyor. “Bir yanda, demokrasinin Erdoğan’ın meşruiyetini sağladığı sandıktan ibaret olduğuna inananlar, diğer yanda ifade özgürlüğü olmadan demokrasinin de olmayacağını düşünenler” bulunduğunu yazıyor. Belli ki sorup soruşturma zahmetine girmeden birbirini tamamlayan tüm kavramları Türkiye’de sanki insanları karşı karşıya getiren kavramlarmış gibi aktarıyor. Aslında demokrasinin özünü benimsemiş “sınıf” olarak takdim ettiği AK Parti düşmanı “batılı elitler” düşündüğü kadar demokrat olsaydı, Kürt sorununu çoktan çözmüş ve kırmızıçizgisiz yeni bir anayasaya kavuşmuş olurduk.
Bir déjà vu tadı
Bonzon, bu alt başlık altında, Berkin Elvan’ın cenaze töreninden sonra çıkan çatışmada DHKP-C tarafından öldürülen Burak Can’ın öyküsünü anlatıyor. Bu cinayetin, sonu 1980 darbesi ile sonuçlanan sokak olaylarını anımsattığına dikkat çekiyor. Bu tür hesaplaşmaların önümüzdeki haftalarda devam etme olasılığının kaygı verici olduğunu söylüyor.
Bonzon, Başbakan’ın bu bağlamda Gaziantep’te yaptığı konuşmada Burak Can’ın ölümünü “trajedi” olarak nitelerken, aynı yaklaşımı Berkin Elvan’dan esirgemesini, hatta terör örgütü üyesi olarak nitelemesini ve alandaki kalabalığa yuhalatmasını “ateşle oynamak” olarak niteliyor. “Ya bu sözlerden sonra aleviler sokağa inseydi, taraflar arasında çatışmalar çıksaydı ne olurdu?” diye soruyor. Bu paragraf, yazısının belki de en tutarlı bölümünü oluşturuyor.
Bonzon, ardından konuyu Ergenekon tutuklularının geçici olarak salıverilmesine bağlıyor. Erdoğan’ın bu tahliyeler sayesinde Cemaat’e karşı puan kazanabileceğini, kendisinin de Cemaat’in hâkim ve savcılarının kurbanı olduğunu savunabileceğini yazıyor. Bu, tabiatıyla konunun bir veçhesi; bir de “Erdoğan Ergenekon’la anlaştı”diye kulaklara fısıldananlar var ki bu da tahliyelerle tam tersi bir etki yaratılmasını arzu edenler olduğunu gösteriyor. Anlaşılan o ki Bayan Bonzon aynı kaynaklardan bilgi alarak Türkiye hakkında yeterli analiz imkânına sahip olduğunu düşünüyor ve bir kez daha yanılıyor.
Erdoğan Başbakan kalırsa…
Bonzon, dünkü düşmanların tahliye edilmesinin AK Parti’nin çekirdek seçmenini (olumsuz yönde) etkilemesinin “garanti” olmadığından hayıflanıyor. Yukarıda belirttiğim gibi, tahliye edilmemeleri gereken kişilerin bile Erdoğan aleyhine propaganda için salıverildiği iddiasından AK Parti seçmeni kadar haberdar olmadığı için böyle bir düşük olasılığı bile dile getiriyor. Ardından ekonomideki kötüleşmenin –ne yazık ki havasında- daha oyları etkileyecek kadar hissedilmediğini, dolayısıyla AK Parti’nin yüzde 40 dolaylarında oy almasının beklendiğini söylüyor.
Bonzon’un bundan sonraki cümlesi ise demokratik açıdan değerlendirildiğinde bir felâket. Diyor ki “bu iki Türkiye arasında, eğer Recep Tayyip Erdoğan Başbakan kalırsa radikal ve şiddetli bir kopma riski var.” Partisi yerel seçimlerden galip çıkacak bir Başbakan kalkıp bu görevini neden bıraksın ki?
Bonzon bir sonraki paragrafta bu soruyu bir anlamda yanıtlıyor: “Bugünlerde Türkiye’de ‘her şey mümkün ve özellikle en kötüsü’ deniliyor. Ve temasta olduklarımdan biri şöyle açıklıyor: ‘Daha bir şey görülmedi; asıl problemler seçimlerden sonra başlayacak.”
AK Parti, 30 Mart’ta sandıktan çıkarsa sorunların kontrol altına alındığını düşünüyor olabilir haklı olarak. Çünkü kazanılan seçim, yerel de olsa, iktidar partileri için bir güven tazelemesi sayılır. Doğal olan bu, ama Bonzon Türkiye’de kimlerle konuşup yazılarını kaleme alıyorsa, başka şeylerin olabileceğini söylüyor. Belli ki kulağına fısıldanan şeyler var.
Nitekim son cümlesi şöyle: “Bir başkası, Ukrayna olaylarından esinlenmiş olmalı ki, ülkenin, biri yüzü Avrupa Birliği’ne dönük bir cumhuriyet, öteki İslamcı cumhuriyet olmak üzere ikiye bölüneceğini söylüyor. Bu defa, Gezi ruhundan uzak, çok uzak…”
Belli ki Türkiye’de AK Parti yerel seçimleri kazanırsa sokakları hareketlendirmeyi tasarlayan çevreler var. Sokak eylemlerini çok daha ileri götürmek isteyenler. Türkiye’nin bölünmesine varacak kadar hatta… Bonzon’un aktardığı bölünme fiilen gerçekleşemeyecek kadar saçma bir şey, ama ya eylemciler arasında Ukrayna’yı hayal edenler varsa gerçekten… Ukrayna’da iktidar değişikliği oldu ama bu değişiklik ülkenin bölünmesine yol açtı, Kırım ülkeden koptu. Türkiye’de benzer senaryolar işler mi acaba diye düşündükçe, insanın tüyleri diken, diken oluyor doğrusu.
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.05.2023
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018
15.03.2018
1.02.2018
7.02.2018