Akın ÖZÇER
Fransız aşırı sağını temsil eden Marine Le Pen’in 2011’den bu yana başkanlığını yürüttüğüFront National (FN) veya Türkçe karşılığıyla Ulusal Cephe, 22 ve 29 Mart’ta iki turlu olarak il genel meclislerine tekabül eden “departman konseyleri” (eski adıyla Conseils Généraux) için yapılacak seçimlerde siyasi rakiplerine gözdağı vermeye hazırlanıyor. Yunanistan’da aşırı soldaki Syriza genel seçimleri kazandıysa, İspanya’da aynı eğilimdekiPodemos anketlerde ilk sırada çıkıyorsa, Fransa’da önlenemez bir yükseliş içinde olan parti FN.
Merkez sağdan bakanlar için FN’in güçlenmesinin sorumlusu başta sosyalistler olmak üzere sol partiler. Bu görüşün doğru bir tarafı da var elbette. Seçimlerin ikinci turunda FN’in varlığı, bir ölçüde güçlü olması ve ılımlı sağa mutlak destek vermemesi sol adayların rakiplerini alt etmesini sağlıyor.
Merkez soldan bakanlar için FN’in güçlenmesinin tek sorumlusu ılımlı sağda yer alan siyasi partiler. Bu görüşün de bir ölçüde doğru olduğunu kabul etmek gerekir. Fransa’da ılımlı sağ, FN ile kurumsal olarak işbirliği yapamadığı, seçmeni böyle bir ortaklığı kabul etmediği için aşırı sağcı seçmeni kendisine çekmek amacıyla FN’in tezlerini kullanma yoluna gidiyor. Nitekim Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin sıkça bu yola başvurduğu ve aşırı sağın ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı gibi favori temalarını sık, sık kullandığı hatırlanacaktır.
Odaxa’nın Le Parisien için yaptığı 2 Mart tarihli ankete göre, FN oy oranını 7 puan artışla yüzde 33’e yükseltilmiş bulunuyor. Ilımlı sağ partiler yüzde 27, büyük düşüş içinde olan Sosyalist Parti (PS) ise sadece yüzde 19 oranına ulaşabiliyor. Sofres’in tahminleri de FN için benzer oranları ortaya koyuyor. Le Pen’in partisinin yüzde 25-33 bandına yerleştiğini, genç (18-24 yaş) ve üniversite okumamış kesimde oranın yüzde 36’yı aştığını vurguluyor.
Nonna Mayer’in Seuil’den çıkan “L’état de l’opinion 2015” (Kamuoyunun durumu 2015) başlıklı son çalışmasına göre, FN’in bu başarısı tesadüf değil; Bayan Le Pen’in yüzde 17.9 oranında oy almayı başardığı 2012 başkanlık seçimlerinden bu yana partinin oyları sürekli artıyor. 2014 Mart ayındaki yerel seçimlerde on kentin belediyesini kazanan FN, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de oyların yüzde 25’ini alıyor.
Ilımlı sağ parti UMP’nin Başkanı seçilerek aktif siyasette yeniden boy göstermeye başlayan eski Cumhurbaşkanı Sarkozy, Le Figaro’da yayımlanan son söyleşisinde “ilk turda FN’e oy vermek, ikinci turda sola zafer kazandırmaktır” uyarısında bulunsa, hatta Le Pen’in partisi ile “FNPS” diye dalga geçse de, eski taktiklerin bundan böyle geçerli olmadığı ortada. FN’in yükselişi, tezlerini yeniden formüle edip oy devşirme döneminin bitmiş olduğunu ortaya koyuyor.
Benzer şekilde Başbakan Manuel Valls’in sol cenahtan yineleyip durduğu “ FN sadece solun değil, Cumhuriyet’in de düşmanı” ya da “Fransa’yı da, demokrasiyi de sevmeyen ve ülkeyi yıkıma götüren parti” nitelemeleri de seçmeni harekete geçirmeye yetmiyor. Bugüne kadar sürekli dikkat çekilen FN’in şiddeti, ırkçılığı beslediği gerçeği bile artık müşteri bulmuyor. Hem de FN’in bu seçimlerdeki adayları Facebook ve Twitterhesaplarından, parti yönetimi tarafından tüm uyarılara karşın “İslam vebadır” ya da “Arapları bir gemiye koyalım, sonra gemiyi batıralım” gibi nefret mesajları attıkları halde.
Sosyalist eğilimli Libération’un konuyla ilgili haberinde, FN Hauts-de-Seine adayıGérard Brazon’un ibret verici İslam karşıtı iki tweetine yer veriliyor. Ilımlı sağ (RPR) kökenli olan Brazon, ilk mesajında “Fransa’yı Hollande’dan ve İslam’dan temizlemek” gerektiğini ifade ediyor ve bunu da “Opération Pédalo ve Islamectomie” olarak adlandırıyor. “Pedalo” deniz bisikleti anlamına geliyor ama muhalif çevrelerde pejoratif olarak Cumhurbaşkanı Hollande “Pedalo kaptanı “ ya da doğrudan “Pedalo” olarak adlandırılıyor. Bu sözcük argoda ayrıca eşcinsel anlamına geliyor. Bilindiği gibi, “ectomie” eki de bir organın tümden çıkarılmasına yönelik ameliyatlar için (mammectomie- göğüsün alınması gibi) kullanılıyor. Brazon ikinci tweetinde ise “İslamofobi bir hak, İslam’la mücadele etmek bir görevdir” diye yazıyor. Nüfusunun onda biri Müslüman olan Fransa’da bir İl Genel Meclisi adayının nasıl siyaset yaptığına ilişkin yüz kızartıcı bir örnek kuşkusuz.
Liberal sağ eğilimli Modem (Mouvement democratique) kurucu Başkanı ve Pau Belediye Başkanı François Bayrou’ya göre “FN’in gücü, diğerlerinin güçsüzlüğü” demek. İktidarın üç yıldır ülkeyi kasıp kavuran ekonomik ve toplumsal krizi durduramaması, bu yükselişin güncel nedeni belki ama Fransa’nın ekonomisini sağın iktidarda olduğu 2002-2012 arasında da küreselleşmeye uyarlayamadığı ortada. Bayrou’ya göre, merkez sol ve sağ bu başarısızlığın başlıca sorumluları kuşkusuz. Peki, ama bir toplumun öteki düşmanlığı üzerinden siyaset yapanların içinde yer aldığı bir partinin saflarına katılmasını bizimkilerin başarısızlığı ile açıklamak ne dereceye kadar yeterli olur?
Le Monde’dan Gérard Courtois bu sorunun yanıtını Siyasal Bilgiler Profesörü Laurent Bouvet’nin “kültürel güvensizlik” (insécurité culturelle) tezinde (aynı başlıklı bir kitabı da var) görüyor. Bu tez ana hatlarıyla bir yerleşik toplumsal grubun kendi yaşam alanında kültür ve değerlerine yabancı bir grubun etkin olmasından güvensizlik duyduğu öngörüsüne dayanıyor. Otokton grup yabancı grubun kendi yaşam tarzı, kültürü ve değerleri için bir tehdit oluşturduğunu düşündüğünde, ötekinin kültür ve değerlerinin yok edilmesi gerektiği gibi aşırı pozisyonlara savrulabiliyor.
Bouvet, radikal İslamcı grupların dünyanın dört bir köşesinde giriştiği terörist saldırılarının söz konusu yerleşik grubun korku ve kaygılarını arttırdığını düşünüyor. Bu açıdan bakıldığı zaman, Charlie Hebdo’ya yönelik saldırılarda Fransa’da yaşayan Müslüman gençlerin rol almış olmasının kültürel güvensizliği had safhaya getirdiği görüşüne katılmamak elde değil.
Ne var ki demokratik bir toplumda yaşayan ve bu nedenle demokratik olgunluğa ulaşmış olduklarını varsaymamız gereken kişilerin, grupların yukarıda bir iki örneğini verdiğim ölçüde ötekini düşmanca görebilen bir çizgiye gelmelerini “kültürel güvensizlik” teziyle izah etmek pek yeterli görünmüyor.
Kabul etmek gerekir ki insanlığa karşı böylesine nefret duygularına savrulma her şeyden önce bir eğitim sorunu. Fransa’da ve aşırı sağın yükseldiği diğer Avrupa ülkelerinde eğitim programlarının, kültürel değerleri farklı birey ve grupların bu farklılıklarını kullanmalarının bir tehdit unsuru değil kültürel bir zenginlik olduğu düsturunu kökleştirecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor herhalde. Çünkü Front National’in önlenemez yükselişi öncelikle Eski Kıta’da kalıcı barışı sağlamak için çeşitlilik içinde birlik yaklaşımını önermiş ve hayata geçirmiş olan Robert Schuman ve Jean Monet gibi iki Fransız devlet adamının da aralarında bulunduğu Avrupa Birliği’nin kurucuları ya daAvrupa babalarının mirasına ters düşüyor.
.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025