Akın ÖZÇER
CHP’nin “Kürt sorununun çözümü için” TBMM’de bir “Toplumsal Mutabakat Komisyonu” ve Meclis dışında da bir “Âkil İnsanlar Komisyonu” oluşturulması önerisiyle AK Parti’nin kapısını çalmasının alkışlanacak bir girişim olduğunu kabul etmek gerekir. İktidar partisinin CHP’nin önerisine ve özünde bir demokrasi sorunu olan ve kuşkusuz terör boyutunu da içeren bu sorunun çözümü için genelde siyasi partiler arasında özelde ana muhalefetle işbirliğine verdiği desteğin önemini ayrıca vurgulamakta yarar var. Sonuç itibariyle seçilmişlerin Türkiye için hayati önem taşıyan bu soruna bugüne kadar dayatılanın ötesinde bir çözüm bulmak için bir masanın etrafında biraraya gelebilmeleri başlı başına demokratik bir gelişme olur.
Aslında bir demokrasi sorunu olarak Kürt sorununa yeni anayasa ile çözüm bulunacağını kabul ediyorsak, Meclis’te yeni anayasayla ilgili Uzlaşma Komisyonu’nun bir benzerinin bu sorunun çözümü için de oluşturulması ve her iki komisyonun eşgüdüm içinde çalışması gerekiyor. Böyle bir eşgüdüm, hem yeni anayasanın sorunun çözümüne ilişkin temel ilkelere uyumlu olmasını, hem de önerilen komisyonun sorunun terör boyutuna odaklanmasını sağlar. Terörle mücadele konusunda yayımladığım ilk kitabımdan (1999) bu yana, İspanya’nın partilerarası bir pakta dayanan devlet politikasının altını çiziyorum. Dayatılan devlet politikalarına uymadığı için hiç rağbet görmedi ama bu kez sanki oraya doğru bir gidiş var. Daha böyle bir paktın imzalanması aşamasına gelmiş değiliz elbette ama CHP’nin önerisi hayata geçirilebilirse benzer bir terörle mücadele politikası için en azından partiler arasında ortak bir çalışmanın yolu açılabilir. Peki, atıfta bulunduğum İspanya’nın terörle mücadele politikasının temel özellikleri neler?
Ayrıntılarına değinmeden konuyu partilerarası işbirliği bağlamında ele alırsak, ETA’nın siyasi kolunun o zamanki adıyla Herri Batasuna taraf olmadığı 12 Ocak 1988 tarihli “Euskadi’nin Normalleşmesi ve Barışa Kavuşturulması için Anlaşma”nın demokratik niteliğini vurgulamak gerekir. Anlaşma, anayasayı ve 2. maddesiyle tanıdığı özerk toplulukların statülerini, bu bağlamda Bask Ülkesi’nin Gernika Statüsü’nü referans alıyor. Özetle diyor ki “ anayasa ile temel hak ve özgürlükler güvence altına alınmış ve onun ayrılmaz parçası Gernika statüsü ile Bask halkına hükümeti ve parlamentosuyla kendi kendini yönetme hakkı tanınmıştır. Bu anayasal çerçeve belirli bir dönem itibariyle en geniş toplumsal mutabakatın oluştuğu noktayı ifade eder. Henüz çözüme kavuşturulmamış sorunlara nasıl siyasi bir çözüm getirileceğinin (anayasa veya statü değişikliği) yolunu öngörür. O bakımdan bu sorunları şiddet ve teröre başvurarak çözümlemeye kalkışmak meşru değildir.”
Bu noktada altının önemle çizilmesi gereken husus, özerklik sistemine dayansın dayanmasın yeni anayasanın özerklik dâhil herhangi bir siyasi sistemin siyaset yoluyla savunulmasını ve belirli koşullarda (anayasa değişikliği) gerçekleştirilmesini mümkün kılacak ölçüde demokratik nitelik taşımasının gerekliliğidir. Örneğin yeni anayasada BDP’nin istediği demokratik özerklikler sistemi yer almayabilir, zira en geniş toplumsal mutabakat bu yönde oluşmayabilir ama bu yönde siyaset yapılması yasaklanamaz. İspanya’da Herri Batasuna dışındaki partiler bu konuda mutabakata varmıştı. Peki, Türkiye’de siyasi partiler demokrasinin bu temel ilkesini ne kadar benimsiyor?
CHP’nin önerisine gösterilen tepkilere baktığımızda, bir kere İspanya’dakinin tersi bir durumla karşılaştığımızı söylemek gerekiyor. Başbakan Erdoğan’ın daha dün ATV’de PKK’nın talimatı ile politika yapmakla suçladığı BDP’den olumlu açıklamalar geldi. Eşbaşkan Selahattin Demirtaş, “tek parti döneminde çıkarılan yasalarla sorunun ortaya çıkmasında önemli sorumluluğu bulunan bir parti” olarak tanımladığı CHP’nin önerisinin önemsenmesi gerektiğini söyledi. “Sorunların çözümünde diyalog ve müzakerenin tek yöntem olarak kullanılmasını savunduklarını” söyleyen Demirtaş, sanki BDP’nin Batasuna olmadığını vurgulamak ister gibiydi. Buna karşılık MHP Genel Başkanı Bahçeli CHP’nin önerisine sert tepki gösterdi. Aşırı milliyetçi eski devlet jargonuyla konuşarak, değil ayrılıkçılığı özerkliği savunan bir siyasete, dolayısıyla evrensel demokrasiye karşı olduğu izlenimi yarattı. MHP, CHP’nin bu girişimini suya düşüreceğe ya da olası bir partilerarası işbirliğinin dışında kalacağa benziyor.
Bugün terörü bitirmiş bir ülke olarak İspanya’da 1998’de başlayan Lizarra süreciyle oluşan Bask milliyetçi partiler birlikteliği, ılımlı Milliyetçi Bask Partisi’nin (PNV/Partido Nacionalista Vasco)Ajuria Enea Paktı’ndan çıkmasına yol açtı. Bunun üzerine, dönemin iktidar partisi PP (Partido Popular) ile ana muhalefet Sosyalist İşçi Partisi (PSOE), tüm partilerin katılımına açık “Terörizme Karşı Özgürlükler” (2000) anlaşmasını imzaladı. 1988’den bu yana uygulanan terörle mücadele politikası da böylece devlet politikası olarak süreklilik kazanmış oldu.
Kıssadan hisse, terörle mücadelede başarının ilk koşulu, mücadelenin evrensel demokrasi ilkeleri ve hak ve özgürlükleri temel almasıdır. Böyle bir devlet politikasıysa ancak demokrasiye bağlı tüm partilerin katılımı veya en azından iktidar ve ana muhalefet partilerinin işbirliği ile oluşturulabilir. O bakımdan siyasi partilerin CHP’nin önerisine ilişkin tutumları kamuoyu önünde verdikleri bir demokrasi sınavı niteliği taşıyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Enflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek
6.11.2025 - Mea Culpa
30.10.2025 - Fransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları
19.10.2025 - Macron emeklilik reformunun kıskacında
14.10.2025 - Ekonomide akıldışılık sona erdi mi?
8.10.2025 - Sarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti
28.09.2025 - Bolsonaro’nun tarihi mahkûmiyeti
21.09.2025 - Yolun sonu
8.09.2025 - Geri Çağırma Hakkı
3.09.2025 - Demokratların çilesi
29.08.2025
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Ad Soyad Giriniz...
Fikir uretemiyorsun epey zamandir. Bu yaziyi okumak vakit kaybi.