Ali AYDIN
TEOG yerine hazırlanan yeni sınav sistemi belli oldu. Yeni sistem olarak adlandırılan Mahalli Yerleştirme Sistemi’nin detayları bizzat Milli Eğitim Bakanı tarafından kamuoyuna duyuruldu. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, canlı yayında liseye geçiş sistemine ilişkin detayları tek tek açıkladı. Bakan konuşmasında; “Yeni sistem tamamlandı. Yeni sistemde sınava girmek isteğe bağlı. Sınav mecburiyeti kaldırıldı. Mevcut sistem TEOG bugüne kadar gelenler arasında en iyi sistemdi. Neden değişti? Bu bir ihtiyaçtan kaynaklandı. Bu sınavın okul dışı kaynaklara öğrencileri yönlendirdiği şeklinde algı vardı. Demek ki sistem okul dışı kaynaklara yönelmeyi artırmış olabilir. Bu algıyı düzeltmemiz gerekiyordu.“, dedi.
Sayın Bakan açıklamasında katkı ve önerilere açık olduklarını da söyledi. Böylece eğitim meselesi ile dertlenen bizim gibi insanların da sırtına bir yük yükledi. Bu çağrıya icabet etmek aslî bir sorumluluktur. Dolayısıyla yeni açıklanan MYS ile ilgili öne çıkan bazı hususları dile getirmeyi, olası sıkıntıların şimdiden bertaraf edilmesine imkân sunmak açısından önemli görüyorum.
Gerçekten de liseye geçişte TEOG tüm öğrencilerin girdiği bir sınavken yeni sistemde sadece isteyenler sınava girecek. Sınava ilişkin kaygı ve beklentisi olmayan veli-öğrenci topluluğu için kuşkusuz sevindirici bir haber. Ne var ki eğitim-öğretim faaliyetlerini aralıksız sürdüren birisi olarak bu topluluğun sayıca sanılanın çok altında olduğunu belirtmeliyim. Genel eğilim; “Belki çocuğum Ankara Fen Lisesi’ne gidemez; evet ama gidebileceğinin bir tık üzerindeki bir okula gitmesi için elimden geleni yaparım.”, cümlesi ile özetlenebilir. Dolayısıyla 8.sınıfta yapılacağı duyurulan tek sınavın talibi çok olacaktır.
Liseye geçiş sisteminin doğal olarak bir sınav içeriyor olması, esas gaye olarak hedeflenen sınavsız liselere geçişin şimdilik ötelendiği anlamına geliyor. Dolayısıyla değişiklik bir sınav sisteminden başka bir sınav sistemine geçtiğimizi gösteriyor.
Yeni sistem açıklanmadan önce merak edilen en önemli hususlardan birisi iddia edildiği gibi yeni sistemin destek eğitimi ihtiyacını sona erdirip erdiremeyeceği meselesiydi. TEOG’un kaldırılma gerekçesi neredeyse sadece buydu. Nitekim Milli Eğitim Bakanı yeni sistemi açıklarken; “Bu sınavın okul dışı kaynaklara öğrencileri yönlendirdiği şeklinde algı vardı. Demek ki sistem okul dışı kaynaklara yönelmeyi artırmış olabilir. Bu algıyı düzeltmemiz gerekiyordu.”, dedi. İster istemez yeni sistemin öğrencileri destek eğitimi almaktan nasıl kurtardığını merak ediyorsunuz. Bu merakı körükleyen kuşkusuz Bakanlık; çünkü bir önceki sınav sisteminin böyle bir durum ortaya çıkardığı kanaatinde.
MYS ile tek sınav yapılacak. 8’inci sınıf ağırlıkta olmak üzere, 6, 7 ve 8’inci sınıftaki ders kitaplarının müfredatı ve kazanımları çerçevesinde sorular sorulacak. Soru sayısı 60 olacak. Soru sayısının 60 ile sınırlandırılması sınavın zor olacağının habercisi. Öte yandan TEOG’da olmayan bir yenilikle ile işin içine 6. ve 7. Sınıf müfredatları da giriyor. Sadece 8.sınıf konuları üzerinden yapılan sınavlar ile yapılandırılan TEOG’un yerine 6, 7 ve 8. sınıf müfredatları ile hazırlanan tek bir sınava girecek olan öğrenciler destek eğitimi alma ihtiyacından nasıl kurtulmuş oluyorlar? Belli ki sınavın zorluk derecesi artırıyor, sorumlu olunan müfredat genişliyor. Bu durum destek eğitimine talebi azaltır mı arttırır mı?
Yeni sistem MYS’nin en çok soruları kışkırtan yönü ise mahalli yerleştirme mantığı. Sınava girmeyen veya ‘nitelikli okul’ kazanamayan öğrencilerin yerleştirileceği semt okullarının aynı nitelik ve kalitede olduğu ön kabulünden yola çıkılmış fakat nitelikli okulların dışındaki tüm okullar aynı kalite ve yeterlilikte değil. Bu da yeni sistemin sınıfsal farklılığı derinleştireceği, toplumsal çeşitliği ve bireysel farklılıkları öldüreceği endişesini körüklüyor maalesef. TEOG’la çocuk belki çok prestijli bir okul kazanamıyordu; ama en azından mahallesindeki okullardan çok daha iyi okullarda okuma imkânına kavuşuyordu. Bu uygulama ile daha iyi bir okulda okuma imkânı adrese dayalı sistemle öğrencinin elinden alınarak öğrenci, mahallesindeki lisenin niteliğine / niteliksizliğine mahkûm edilmiş olmuyor mu?
Bizzat Milli Eğitim Bakanlığı tarafından isimlendirilen ve sınavla öğrenci alacak olan “nitelikli okul” düzenlemesi MYS’nin en çok tartışılan yönlerinden birisi. Okulların % 10’luk bir öğrenci kitlesinin ‘nitelikli okullarda’okuyacak olması geri kalan % 90’lık çoğunluğun ‘niteliksiz okullarda’okuyacağı anlamına gelmiyor mu? Bakanlık düzeyinde böyle bir ayrımın dile getirilmesi eğitim sistemimiz adına üzüntü ve kaygı vericidir. Bu ayrım, sayılarının 600 olduğu belirtilen “nitelikli okul” dışında eğitim sistemimiz içindeki binlerce okulun niteliğine dair acı bir itiraf olarak değerlendirilmiştir.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın çağrısı son derece yerindedir. Katkı ve önerilere muhtaç bir eğitim sistemimizin olduğu su götürmez. Öte yandan üstünkörü bir değerlendirmede bile yeni sistem MYS’nin elden geçmeye, revize edilmeye müsait olduğu aşikâr. Dolayısıyla sadece liseye geçiş sistemi ile ilgili olarak değil eğitim sisteminin bütününe dair tartışmayı sürdürmek, öneri ve teklifler ile derinleştirmek durumundayız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020