Ali Türer
Geçen hafta bizdeki siyasal kültürün gerginlik yaratan yönü üzerinde dururken velayet kültüründen söz etmiştim. Bu kavramın kültürel yaşantımız içindeki yeri üzerinde durmak istiyorum bugün.
Hıristiyanlık derebeylerin zulmünden kaçanların sığınacakları bir liman arayışı içinde doğdu. Feodal yapı içinde toprakların önemli bir kısmını elinde bulunduran kilise bir yandan kendi çıkarlarını savunurken diğer yandan feodalizme meşruiyet kazandırdı. Papaz Allah’ın yeryüzündeki temsilcisi olarak insanlarla sözleşme yapar, günahları affederdi. Feodal sözleşme (Fief sözleşmesi) ile birlikte Hıristiyan kültür Batı’da “mülkiyet” kavramının gelişmesine uygun bir zemin oluşturmuştur. “Uzlaşma”, “güçler ayrılığı” gibi kavramlar bu kültürel yapı içinde karşılıklı çıkarlar temelinde gelişebildi.
İslamiyet ise bizzat devlet dini biçiminde ortaya çıktı. Amel ile imanı birleştiren özelliği ile İslamiyet özü itibarı ile teokratik bir dindi. İslam kültürü içinde bilgi ve yargı; Kuran, Hadis (peygamberin söz ve davranışları), içtihat (kurana ve hadise dayalı yorum) ve İcmaı Ümmet olarak dört kaynağa dayalı olarak elde edilirdi. Toplumda düzen de, istikrar da bu kaynaklara dayalı olarak tesis edilirdi.
“Mülkiyet”, “sözleşme”, “özgürlük” kavramlarının İslam kültürü içinde ortaya çıkan anlamları Batı’da olduğundan farklıdır. Özgürlük İslam kültürü içinde Allaha bağlanmanın bireysel iradeye dayalı olmasında anlamını bulur. Mülkiyet ise bu bağlanma karşılığında insanın kullanımına (velayetine) bırakılan nimetler ile ilgilidir. Mülkün esas sahibi bellidir. Kul velayetine bırakılan mülkü, Allahın gösterdiği yolda kullanmakla yükümlüdür. Ona emredilen yolda davranması mükâfata, aksi yolda davranması cezaya yol açar. Örneğin “Bu can, bu beden benim değil mi istersem ondan vazgeçer, intihar ederim” diyemez. Bu durumda doğrudan cehenneme gider.
Allah taraflardan biri değildir. O nedenle Allah ile kulun arasında Batılı anlamda bir “sözleşme” den söz edilemez. Batıda iki kişi arasında bir sözleşme yapılmışsa, taraflar bu sözleşmeden doğan bir takım haklara sahip olur; bir takım sorumlulukları ve yükümlülükleri üstlenmiş olurlar. Müslüman ise Allahın inayetine sığınmış bir kul olarak, kullanımına bırakılan mülkün üzerinde bir velayet üstlenmiş olur. Bu velayet bir takım haklarla birlikte sorumlulukları da içerir. Bireyin kullanımına bırakılanlar üzerindeki velayeti, “Velayeti Hassa” olarak tanımlanır. Allaha bağlanmış en iyi inanan olarak, topluluğun velayetinin Allah nezdinde üstlenilmesi ise “Velayeti Amme”dir ve “Halifelik” olarak tanımlanmıştır.
Hz Muhammet’in ölümünden sonra geçen otuz yıl içinde hüküm süren beş halife (Ebûbekir, Ömer, Osman, Ali ve Hasan); İslamiyet’i kabul eden kabile liderleri arasında yapılan tartışmalar sonucu İcmai Ümmet yolu ile belirlenmiştir. Ali’nin oğlu Hasanın daha fazla Müslüman kanı dökülmemesi için Halifeliği Şam Halifesi Muaviyeye bırakması ile İcmai Ümmet yolu kapanır.
Hilafet geleneğine sahip çıkan Osmanlı Devleti gaza ilkesi temelinde, ordu devlet geleneği içinde örgütlenmiş merkeziyetçi siyasal bir yapıdır. Halifelikle birlikte gelen velayet kültürü Osmanlı devlet yapısına meşruiyet kazandırmış, sosyal yapı içindeki ilişkileri belirleyici bir rol oynamıştır.
Osmanlı devleti aynı zamanda herkesin yerinin ve rolünün baştan belirlendiği birebir ilişkiler sistemidir. Padişah ile kapıkulu, şeyh ile mürit, usta ile çırak, müderris ile talebe arasındaki ilişkiler Allah ile kul arasındaki ilişkiden kaynağını alan bir konsensüs içinde anlam kazanır ve sürdürülür.
Kapıkulunun gücü ve zenginliği padişahın ne kadar yakınında olduğuna bağlıdır. Huzurdan çıkarken cellâdın eline verilmeyeceğinin bir garantisi yoktur. Padişahın yolunda ölmek onun için onurdur. Bunun için yetiştirilmiştir. Ama padişah da hizmeti oranında onu koruyacak, gözetecek, onurlandıracak, rant aktaracaktır.
Köylü toprağını bırakıp gidemez, tımar beyi ona çizilen sınırlar dışına çıkamaz, mürit şeyhinin gösterdiği yoldan çıkamaz. Sistem baştan belirlendiği biçimde sürdürülen hak ve yükümlülükle bir “anı daim”dir. Bu anı daim içinde hiç bir unsurun sistemi tehdit edecek hale gelmesine fırsat verilmez. İlişkiler ve roller tek yönlüdür. Klasik dönemde çok sesli müziğin, minyatür dışında resmin gelişememesine, bir de bu açıdan bakmak gerekir.
III. Ahmet’ten sonra yavaş yavaş şekillenen, III. Selim ve II. Mahmut ile belirginleşen ve Tanzimat Fermanı ile geriye dönülemez hale gelen modernleşme süreci, aslında devleti özlenen günlere götürecek bir dinginlik, geleneğe dayalı merkeziyetçi yeni bir yapı arayışıdır.
II. Abdülhamit askeri yapı, din, hafiyelik, müfettişlik ve modern eğitim gibi araçları kullanarak merkeziyetçi yapıyı güçlendirmeyi başarır. Fakat modern eğitim içinde devleti ayakta tutmak için yetiştirilen yeni elit, Osmanlıcılığın çöküşünü izlerken çözümü başka bir yerde; pozitivist düşüncenin açtığı yolda Türk etnik kültürü etrafında siyasal birlik arayışında bulacaktır.
Ziya Gökalp kavramların analizinden geliştirdiği eklektik düşünsel yapı ile yeni sürecin ideolojik alt yapısını hazırlamaya çalışır. Ona göre ümmet oluştan millet oluşa yükselmenin yolu, bireysel kişiliği mefkûrenin aydınlattığı yolda, kolektif kişilik içinde eritmekten geçer. Medeniyet sahasında yürümek millet oluşa engel oluşturabilir. Aydının sorumluluğu kültürü edinmek için halka giderken, millet oluşu tehlikeye götürmeyecek şekilde medeniyeti halka götürmektir. Bu düşünceleri ile Ziya Gökalp velayet kültürüne yeni bir içerik kazandırmış olur.
Cumhuriyetin kurucuları Ziya Gökalp’in açtığı pozitivist yolda yürüyerek bir yandan modern eğitim ile devleti ayakta tutacak asker sivil elit yetiştirmeye çalışırlarken, öte yandan köy enstitüleri, ilkokullar, halk evleri yolu ile de halkı yeni elit’in politikalarına uyum sağlayacak ve sosyal ekonomik yaşamı canlandıracak şekilde eğitmeyi deneyeceklerdir.
Asker sivil yeni elit artık toplumun velayetini Allah nezdinde değil, millet nezdinde yüklenmiştir. Kullanacakları kaynak ise İslami kaynaklarla da eklemlenen ve mefkûrenin açtığı yolda milletin seciyesinde şekillenen milli kültürdür (harstır). Bu kaynak 1950-1960’lı yıllardan itibaren Atatürk ilke ve inkılâpları ile Atatürk milliyetçiliği şeklinde ifade edilecektir.
Sonuçta koruyan ve kollayan kurtarıcılarla, onlara sığınan, aldığı emrin ve işaretin gereğini yerine getiren devlet memurlarının elinde kendine özgü bir kültür ortaya çıkar. Bu kültürel yapı emeğin ve yaratıcılığın özgüven temelinde katma değer üretecek şekilde özgürce gelişmesine uygun değildir. Temel istihdam alanı devlettir. Sistem içinde yer alma ve yükselme bireysel emeğe, üretkenliğe, yaratıcılığa değil uygun himayeyi bulmaya bağlıdır.
Bu yapı Batılı anlamda sivil toplumun gelişmesi için uygun bir yapı da değildir. Baskı ve tahakküm üretir. Farklı liderler etrafında birbirine giderek yabancılaşan gettolar oluşur. Zor ve şiddet gerektiğinde kullanılmak üzere hep yedekte tutulur.
Mesleki kişilik sahibi, sorumluluk alan, sorgulayan, özgür düşünen, bağımsız davranabilen, gerektiğinde risk alan, kendini gerçekleştiren birey bu yapı için bir tehlikedir.
1980’li yıllardan itibaren içine girilen kapitalistleşme süreci içinde daha da hızlanan köyden kente göç, çevrede kendini korumasını bilen İslami duyarlılığın kentlere taşınmasına yol açar. Millet nezdinde velayeti üstlenen asker-sivil Bürokratik elit eski hareket serbestîsini ve kontrolü yitirmeye başlar. Çevre kentlerde güçlenmeye başlayan ve giderek Türkiye çapında rüştünü ispatlamaya çalışan İslami duyarlılığa sahip sermaye kesiminin de desteği ile yeni bir elit ortaya çıkar.
Değişim talebiyle çevreden gelen her yeni oluşumda gözlendiği gibi “yeni elit” de tabuları yıkma dinamizmine belli ölçüde sahiptir. Kitlesel meşruiyet peşinde koşması, askeri vesayete karşı dik durması yıllarca terör, yolsuzluk, keyfilik, yoksunluk kıskacında bunalmış insanların çekim merkezi haline gelmesini kolaylaştırır. Arkasında bulduğu kitle desteği, karşısındaki güç ile başka türlü baş edemez oluşu; yeni elit’in içinden çıktığı kültürel alt yapı içinde belirli bir “modernleşme” süreci yaşamasını olanaklı kılar.
Son on beş yıl içinde demokrasi adına elde edilen kazanımlar; yeni elit’in (dini referanslarını korumakla birlikte) sistemde belirleyici hale gelebilmek için düşünsel olarak modernleşmek, belirli demokratik adımları atmak zorunda kalmasının bir sonucudur. Öte yandan bu süreci doğru okuyarak, yeni elit’in demokratikleşmeye dönük attığı adımlara destek veren liberal, demokrat, sosyal demokrat aydınlarla; onları bu yolda adım atmaya yüreklendiren, sıkıştıran Kürt siyasal hareketinin çabalarını da unutmamak gerekir.
Fakat siyasal iktidarı bütünüyle eline aldığını, artık bunu koruması gerektiğini düşünmeye başlaması ile birlikte yeni elit eskimeye başlar. Hatta varlığını borçlu olduğu İcmâı Ümmet’tan gelen uyarılara beklentilere bile kulak tıkamaya, artık geleneksel kaynaklardan yola çıkarak oluşturduğu içtihatlara dayanmaya, “ameli erbâyı” (pratik çalışmalarını) bu içtihatlara göre yönlendirmeye çalışır.
Buraya kadar anlattığımız hikâye, geleneğin içinden uç verenin geleneğe yaslanarak “yeni” olma özelliğini yitirmesi ve eskimesinin bir hikâyesidir.
Son dönemde yasalaşan yargı paketleri, sendikalar yasası, yerel yönetim yasası, eğitim sistemine getirilen 4+4+4 düzenlemesi, hazırlığı yapılan YÖK yasa tasarısı ve başkanlık sistemi arayışı, bu hikâyeye konu devletin çağdaş devlet olma yolunda demokratik yeniden kurumlaşma arayışını ne yazık ki yansıtmıyor. Bu arayış, yirmi birinci yüz yıl koşullarında bir tür İcmâı Ümmet arayışına dönüşmüş görünüyor.
Bu arayış gerçekleşirse toplum gettolaşır, bir birine yabancılaşan, bir birini ötekileştiren toplumsallaşmalar süreklilik kazanır. Toplumsal huzur, istikrar pamuk ipliğine bağlı hale gelir. Toplumsal yapı her an kırılabilecek bir mozaik haline gelir.
Güçlü bir sivil toplumunuz, temsil ettiği toplumsal talepleri uzlaşma arayışı içinde hayata geçirmeye çalışan siyasal bir kültürünüz var mı? Haklar ve özgürlükler güvence altına alınabilmiş mi? Fırsat eşitliğini sağlayabildiniz mi? Adalet herkese eşit dağıtılabiliyor mu? Eğitim sisteminiz kendi içinde ve dışında barışık, kendini gerçekleştirebilen mesleki kişilik sahibi insan yetiştirebiliyor mu? Uluslararası alanda rekabet edebilecek sürdürülebilir bir teknolojiye sahip misiniz? Ekonomik istikrarı sürdürürken diğer yandan gelir adaletini de sağlayabildiniz mi?
Barışın, huzurun ve istikrarın güvence altında olduğu çağdaş demokratik bir devlete sahip olup olmadığınıza, bu sorulara vereceğiniz yanıtla hikâyenin sonunda karar verebilirsiniz?
Peki, velayet kültürü içinde bu sonuç ulaşılabilir bir sonuç mudur?
Bakın işte orası şüpheli!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
























































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024