Ali Türer
Partilerin 7 Haziran genel seçimleri için kampanyalarını aday belirlemelerinin ardından birer birer başlattıkları şu günlerde seçimi mobilize etmeye dönük provokasyonlar da hızlandı. Dün savcı öldürüldü, bugün Ağrı’da çatışma çıktı. Yarın güne nasıl bir haberle uyanacağız belli değil.
HDP’nin çözüm süreci görüşmelerini yürüten sözcüsü S. Süreyya Önder, görüşmeleri MİT ile değil siyasilerle sürdürüyoruz bu gelişme önemli diyor. Bence de önemli. Peki, buradan çözüm süreci ilerliyor, sonucunu mu çıkarmalıyız. Diyelim ki öyle, peki dün Ağrı, Diyadin dağlarında yaşananlar ne oluyor?
15 timden oluşan 255 komando 11 Nisan’da Ağrı, Diyadin dağlarında PKK avına çıkıyor. PKK’nın dağda yapacağı şenlikte propaganda yapmasına engel olmak, böylece kamu düzenini sağlanmak; gerekçeyi böyle açıklıyor Genel Kurmay. PKK ateş açıyor, çıkan çatışmada PKK’lılar ölüyor, askerler yaralanıyor.Çatışma devam ederken Cumhurbaşkanı Sakarya’da mitingde sesleniyor:“25 terörist askerlerimize karşı şu anda bir çatışmanın içinde. Şimdi malum siyasi parti bu bölücü terör örgütünün bu eylemleriyle oy toplamının gayreti içinde”
HDP eş başkanı da aynı olayı “gerillanın nerede olduğunu biliyorlar, gidip pusu kuruyorlar, oy almak için mitingde operasyonu kullanıyorlar, Genel Kurmay AKP’ye çalışmaktan vazgeçse iyi olur” diye açıklama yapıyor.
Bu olayı nasıl yorumlamalıyız?
Bir taraftan sorunu çözmek için görüşüyoruz, ilerliyoruz diyeceksiniz,öte yandan biriniz dağda eli silahta bekleyecek, diğeri onun üzerine gidecek. Çıkan olayda ölenleri yaralananları seçim için malzeme yapacaksınız.
Buprovokasyona kimin ihtiyacı olduğu çok açık.
AKP ve onun lideri sıkışmış durumda.Yapılan anketler, bu anketler üzerinden konuşan yorumcular hep bunu söylüyorlar. HDP barajı geçerse, bırakın başkanlık sistemini, AKP’niniktidarı koruması bile mucize olacak.
Bunun için şikâyetçigöründüğü 12 Eylül anayasası ile gelen %10 barajına sığınıyor AKP.HDP’yi barajın altında tutmak için siyasi etiği bir kenara bırakıp elinden geleni yapıyorlar. 12 Eylül anayasasına rahmet okutacak daha otoriter bir anayasa ve başkanlık sistemi için Cumhurbaşkanı seçim meydanlarında kendisine 400 milletvekili istiyor. Siyaset geleneğimiz içinde bu görülmüş şey değil.
Kaybedilenin yakın gelecekte telafisinin zor olacağı, demokrasinin bıçak sırtında olduğu bir dönemden geçiyoruz.Her türlü provokasyona açık ve bunu için yeterince aracın ve alışkanlığın olduğu bir siyasi kültürde yaşadığımızı da unutmayalım.
Hal böyle ise yaşanan provokasyonu sadece karşıtınıza mal edip işin içinden sıyrılamazsınız. Karşıtınız provokasyon peşinde koşuyor olabilir, sizin göreviniz ona bu fırsatı vermemek olmalı. Ona bu fırsatı veriyorsanız ortaya çıkan sonuçta sorumluluğu rakibinizile paylaşırsınız.
Kürt hareketinin ve Kürt sorununun görünür hale gelmesinde PKK’nın rolü ortada bu doğru. Ama aynı zamanda PKK Türkiye’de yakın geçmişte derin devletin bağışıklık sistemini güçlendiren de bir rol oynadı. Türkiye’de yakın geçmişteaskerin siyasetteki ağırlığını sürdürmesi PKK sayesinde oldu. Bu anlamda PKK askeri vesayettepartner rolü oynadı.
Şimdi seçim sathı mahalline girdiğimiz şu günlerde Doğu’da, Güney Doğu Anadolu’da provokasyon görüntüleri sürekli yenilenmeye başlarsa, bunuAKP ve onun lideri miting alanlarında kullanmaya devam ederse bu durum istemez Kürt Hareketini AKP’nin partneri haline getirir. Giderek daha otoriter hale gelen bir sürecin mi partneri olacaksınız, yoksa giderek demokratikleşen bir sürecin partneri mi? Kürt hareketinin bugün cevaplaması gereken soru budur.
HDP bu provokasyonları ne kadar iktidara ve onunla birlikte yürüyen derin devlete meletmeye çalışılırsa çalışılsın, süreç böyle ilerlemeye devam ederse buradan bir paydaşlık görüntüsü ortaya çıkacağı çok açık.Bu görüntüler tekrar ederse Batı’da seçmen HDP’yesandıkta beklediği desteği vermeyebilir.
Seçimlerde HDPbarajın altında kalır, Türkiye’ye özgü Başkanlık SistemiCumhurbaşkanının beklentileri doğrultusunda AKP yürüyüşünü sürdürürse bunun baş sorumlularından biri de Kürt Hareketi olacaktır. Bu durumda ortada ne Türkiyelileşme kalır ne deon madde etrafında ilerleyen çözüm süreci.
O nedenle HDP’nin bütün enerjisini ortaya çıkan provokasyonların AKP ve Cumhurbaşkanı tarafından kullanılmasını önlemeye vermesi sorunu çözmez. Asıl olan bu provokasyonlarayol açacak ortamın oluşmasını önlemeye dönük çabadır.
HDP, AKP içinde varsa otoriterleşme karşıtlarının elini, Davutoğlu’nun elini Cumhurbaşkanı karşısında güçlendirecek bir duruş sergilemeli, bir bütün olarak AKP’yi MHP ile yakınlaştırmayacak siyasi çizgide ilerlemelidir. Milletvekili adaylarını ön seçimile belirleyen,dini ve etnik kökeni farklı adayları listesine alan, böylece demokratik bir açınım içine girenCHP ile yeni anayasa için ortak bir zemin yakalamaya özen göstermelidir.
Bunun yolu da bellidir. PKK, Türkiye toprakları içinde elinden silahı bu gün bırakmalıdır.
Cumhurbaşkanının sezgi gücü ile ortaya koyduğu siyasi mühendislik ile ilgili yaratıcılıklarını (EtyenMahcupyan’dan ödünç alındı) boşa çıkaracak tek yol, HDP’yebarajı aştıracak, giderek ana muhalefet partisi olma yolunu açacak tek yol PKK’nınsilah bırakmasıdır.
Yarın çok geç olabilir. PKK bunu AKP dayattığı için değil, hayat dayattığı, çözüm sürecinin kendisi dayattığı için yapmalıdır. PKK elinde silahı tuttuğu müddetçe HDP, PKK’nın içinde şu veya bu biçimde yer almaya devam edeceği bütün provokasyonlarda bedel ödemeye devam edecektir.
Ortada silah varsa o bir gün patlar ve bundan “çözüm”değil “çözülme”, demokrasi güçleri karanlık güçler yararlanır.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024