Aslı Aydıntaşbaş
Binali Yıldırım’ın önümüzdeki hafta yapacağı ABD gezisi, Türkiye ve ABD arasındaki krizin giderilebilmesi için çok önemli olacak.
Ancak hemen söyleyeyim; geç kalmış bir hamle olduğunu düşünüyorum. Binalı Yıldırım (ve bir ihtimal onunla beraber gidecek olan Berat Albayrak), ABD ziyaretlerinde kuşkusuz Ankara ve Washington arasındaki krizli tüm konulara parmak basacak. Bu konuların ne olduğu malum: ABD’nin Suriye’de YPG’ye olan yardımından tutun da konsolosluk görevlilerinin tutuklanması, S-400 alımı, Fethullah Gülen’in iade talebi ve Sarraf davasına kadar uzanan geniş bir listeden söz ediyoruz.
Ancak belli ki Ankara açısından Fethullah Gülen meselesi şu aşamada ikinci planda; bu gezide öncelik Sarraf davası olacak. Hem Cumhurbaşkanı TayyipErdoğan’ın açıklamalarına, hem de piyasalardaki tedirginliğe bakarsak, Ankara, kasım sonunda sonuçlanacak davadan olumsuz bir karar bekliyor. Mesele sadece Halkbank’a birkaç milyarlık ceza olsa, sorun değil çünkü piyasalar bunu çoktan göze aldı. Sanırım Ankara’nın asıl çekindiği, öngörülemez ve siyasi isimlerin de zikredildiği sert bir karar. Bu hafta New York Times’da çıkan ve Rıza Sarraf’ın davada “itirafçı” olma eğiliminde olduğunu söyleyen haber de, bu vehimleri pekiştiren bir gelişme.
Bu yüzden Yıldırım’ın gezisi önemli. Ancak dedim ya, biraz geç kalmış bir hamle. Geçen hafta Washington’daydım ve gördüklerimi buradan alt alta aktarmak isterim.
Öncelikle şu “takas” işi... Erdoğan’ın da birkaç kez telaffuz ettiği konu, aslında ilk aşamada Rıza Sarraf’ın lobicisi Rudy Giuliani tarafından Ankara’da fısıldanmıştı. Belki bir noktada Rıza Sarraf’ı Türkiye’de tutuklu bulunan ve 24 yıldır ülkemizde yaşayan misyoner rahip Andrew Brunson ile takas etmek mümkündü. Bu teknik olarak mümkün çünkü ABD Başkanı’nın olağanüstü tuhaf yetkileri var.
Ama böyle işlerin sessiz ve derin pazarlıklarla yapılması lazım. Ne Türkiye, ne de Trump ekibinde hiçbir şey sessiz ve inceden yapılamıyor. Şahsi fikrim, Rıza Sarraf davasında “takas” meselesinin artık son derece yıpranmış ve hukuki anlamda “başı belada” olan Trump yönetimi açısından çok zor bir hamle olduğu. Hele de Sarraf konuşuyorsa, zaten böyle bir işe gönüllü olmayacaktır.
O zaman Yıldırım’ın ana hedefi, Sarraf davasının etkisini minimize etmek ve Amerika’yla arayı düzeltmek olmalı. Benzer mizaçları olan Yıldırım ve Pence arasında, akılcı ve sakin bir diyalog hattı kurulabilir. Ancak her durumda “sorunlar” somut bir hamle yapmadan bu diyaloğun anlamı yok. O yüzden diğer meselelere bakalım.
ABD konsolosluk çalışanlarının tutuklanması konusunda Washington’da iki farklı ses duydum. Biri, “Türkiye çok önemli ülke arayı düzeltmemiz lazım” diyenler, ikincisi de “Türkiye bu konuda bir adım atmadan vize kısıtlamasını kaldırmayız” diyenler. Bu konuda Beyaz Saray’ın tavrını bilmiyoruz. Ancak bürokrasi içinde çoğunluk, Ankara’nın bir adım atmasını bekliyor. Tahminim, Hürriyet yazarı Cansu Çamlıbel ve Washington’dan bildiren diğer isimlerin de aktardığı gibi, Ankara’dan şu ya da bu biçimde bir iyi niyet jesti olmadan bu işin düzelmesinin kolay olmayacağı.
S-400’ler konusu, Türkiye’nin gündeminde olmasa bile aslında Türkiye için daha büyük bir baş ağrısı. Kongre’nin hazırladığı Rusya yaptırım yasası, S-400’leri de kapsıyor ancak bu konudaki değerlendirmeyi ABD hükümetine veriyor. Kongre’de Türkiye’ye yönelik son derece menfi bir atmosfer var ve hükümetle ilişkiler de inişli çıkışlı. Bu yüzden Binali Yıldırım’ın S-400 konusunda söyleyeceği her söz, önemli.
Ankara’nın artık Türk-ABD ilişkilerinin sadece Trump-Erdoğan ekseninde yürütmeye çalışmaktan vazgeçmesi ve kurumsal olarak devrede olması gerekiyor. “Trump iyi çevresi kötü” tezinin pratikte hiçbir anlamı yok. Bu yüzden Binali Yıldırım’ın bir an önce Washington’a gitmesi ve devletten-devlete kurumsal diyaloğun başlaması şart!
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018