Atilla Aytemur
Yaklaşık dört yıl önce, kıran kırana bir seçime üç gün kala Saadet Partisi, İYİ Parti, Demokrat Parti ve CHP, adını “Millet İttifakı” koydukları uzun soluklu siyasal birlikteliklerinin ilk ‘Tutum Belgesi’ni açıkladılar. Temel amaçlarını şu sözlerle dile getirdiler:
“İttifak protokolünde ortaya konulan temel ilke ve hedefler doğrultusunda, 24 Haziran 2018 seçimlerinde (…) elde edilecek Meclis çoğunluğumuz ve seçilecek Cumhurbaşkanı adaylarımız ile tek kişinin otoritesine bağlı hale getirilen ülkemizin siyasal sistemini, yeni yasama döneminde zaman kaybetmeksizin kuvvetler ayrılığı ilkesine ve çoğulcu demokrasi esaslarına göre rekabetçi demokratik siyasal zemini tüm gerekleri ile yeniden inşa edeceğiz.”
Kuvvetler ayrılığı, meclisin denetim yetkisi, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, başta basın özgürlüğü olmak üzere tüm hak ve özgürlüklerin tesisi gibi demokrasinin olmazsa olmazlarını dile getirdiler. İktidarın ayrıştırma, kutuplaştırma ve çatıştırma politikasına karşı huzuru, kardeşliği ve güven ortamını sağlamayı vurguladılar.
Sonrasını biliyoruz; Cumhur İttifakı cumhurbaşkanlığını ve meclis çoğunluğunu aldı ama muhalefet darbeyi yerel yönetimlerden vurdu. Bu, Türkiye’nin er geç normalleşme sürecine gireceği ve koptuğu demokratik ülkeler dünyasına döneceğinin işareti gibiydi.
Cumhurcular ne söylediyse tersi oldu
Ne var ki, Erdoğan’ın başkanlık yaptığı Türkiye iyice tanınmaz hale geldi. Ne söyledilerse tam tersi yaşandı. Siyaset teorisinde yazanlar bir yana, diktatörlük denilecek noktaya gelindi. Gelenek, liyakat, hukuk, adalet buharlaştı. Her şey tek adamın kontrolüne girdi. İktidar partisi devletin yerine ikame edildi.
Yayılmacı militarist milliyetçilikle sözü tükenmiş siyasal İslamcılık, adeta hiç duyulmamış ve görülmemiş yeni bir vizyon gibi sunuldu. Amorf ve volümü yüksek bir retorik, topluma beş vakit pompalandı. Kurusıkı hayallerle süslü bu anlatı, ABD ve Rusya’nın göz yumduğu ölçüde, orada burada tutunacak yer aradı. Lakin hayat, iktidar beslemesi uyduruk TV dizilerindeki gibi gitmediğinden, sık sık gerçeklere tosladı.
Şirazesinden çıkmış ekonomiden, sınır tanımayan işsizlikten, devamlı perdelenen hayat pahalılığından, kronikleşen yoksulluktan hiç söz etmeyeyim. ‘Türkiye Modeli Ekonomi’ icadını ise heveslilerine bırakıyorum.
İttifakın genişleme ve olgunlaşma yılları
Şimdi yine seçimlere doğru gidiyoruz. Millet İttifakı’nın onca karşı propaganda ve tertibe rağmen dağılmadan devam etmesi ve giderek genişlemesi, AK Parti iktidarına son vermenin zorunlu hedefiydi.
Devamlılık sağladılar. Genişlemeyi ise iki kanal üzerinden yürütmeye çalıştılar. Birincisi, AK Parti ve MHP’den memnuniyetsiz seçmene doğru genişlemek gerekiyordu. İktidarın başarısızlığı bu bakımdan hayli katkı sundu. Gelecek Partisi ve DEVA’nın kopması ve ittifaka yaklaşmasıyla da önemli bir merhale alındı. İttifak partileri bununla da sınırlı kalmayıp, çalışan çeşitli kesimlere yönelik özel programları da devreye soktular.
Türkiye tarihinde ilk kez ülkenin bütün sosyal ve siyasal dinamiklerinin ortak hedefler etrafında buluşması bu ittifakta gerçekleşti. Dindar, muhafazakâr, liberal, milliyetçi ve laik sosyolojileri temsil eden birçok parti, ortak siyasal değişim ve dönüşümü hedeflediler. Yakın tarihimizde farklı kimliklerin nasıl kanlı çatışmalara, acı ve yıkımlara yol açtığını hatırlarsak, Millet İttifakı’nın attığı adımın hem zorluğu, hem de önemi ve değeri anlaşılabilir.
CHP’nin bu ittifakın lokomotif gücü olması, özellikle dindar, muhafazakâr seçmenin belli ölçüde tereddüt göstermesine ve ittifaktan uzak durmasına neden olan bir faktördü. Bu partinin üzerine oturduğu ideolojik mirasın, tarihi yüklerin, söylemine sinmiş olan katı laikliğin bir biçimde sorun olması beklenen bir şeydi. Özellikle Kılıçdaroğlu’nun gösterdiği çabalar bunun kırılmasında epey etkili oldu. Farklılıkların bir arada, barış içinde yaşama ihtiyacına katkısı bakımından bunun çok önemli olduğu aşikâr.
İttifakın diğer fay hattı HDP’yle ilişkilerdi. İhtiyaçları makul bir ilişki geliştirerek, Kürt seçmenin tercihlerinde Millet İttifakı’yla paralel davranmasını sağlamaktı. Krizlere konu olan birçok olay karşısında, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener ile HDP eş genel başkanlarının olgun ve ustalıklı tavırlarıyla sorunlar atlatıldı. Cumhur İttifakı’nın “PKK ve terörle işbirliği” suçlaması ve provokatif girişimleri büyük ölçüde bertaraf edildi.
HDP’nin “tutum belgesi”, CHP’nin tezkereye “hayır” oyu vermesi ve Kılıçdaroğlu’nun “Kürt sorununun çözüm yeri Meclis ve muhatabı HDP’dir” sözü dönüm noktası oldu. Artık HDP kapatılsa da kapatılmasa da, onu destekleyen Kürt seçmenin cumhurbaşkanlığı seçiminde tercihinin Millet İttifakı’nın adayı olacağı büyük ölçüde kesinleşti.
Muhalefetin belediyelerinde göstereceği performans da ittifakın devamlılığı, güçlenmesi ve genişleyerek seçimi kazanma yolunda mesafe almasında önde gelen hususlardan biriydi. İktidarın devamlı engellemelerini bertaraf etmeyi çoğu zaman başardılar. Devletin ihmal ettiği sosyal görevleri sınırlı imkânlarıyla yerine getirdiler. Halk bunları dikkatle izledi. Son kar yağışıyla birlikte İstanbul’da yaşananlar karşısında farklı eleştirilerini de esirgemedi.
‘Debbağ sevdiği deriyi yerden yere vururmuş’
Hani bir atasözü vardır, ‘debbağ sevdiği deriyi yerden yere vururmuş’. Millet İttifakı kendini destekleyen kesimlerden hayli eleştiri alıyor. Bu eleştirilerin ittifaktaki partilerin performansında nasıl bir etkiye yol açtığını bilmek kolay değil. Bu eleştirilerin bazen teşvik etmek yerine karamsarlığı beslediği de söylenebilir.
Eleştiriler arasında en dikkat çekeni, Millet İttifakı’nın bir performans sergilemediği, zamana oynadığı, birliğini korumayı esas aldığı ve AK Parti iktidarının kendini tüketmesini beklediğidir. İttifakın henüz umulan genişliğe ulaşmaması, katılımların tamamlanmaması, iktidarın hukuk tanımazlığının artarak sürmesi ve sık sık sokak çatışmalarını ima ederek, etrafında paramiliter unsurları toplamasının bunda rolü olabilir. Ayrıca, seçimlerin sonucunda etkili olacak kararsızların, AK Parti’den şimdilik biraz uzak duran dindar muhafazakâr seçmenler olması ve tereddütlerinin devam etmesi de İttifakın ihtiyatlı tavrına neden olabilir. Bu durumun muhalefet hattında daha kontrollü bir gidişin tercih edilmesine yol açtığı da görülüyor. Hele Erdoğan’ın kaybetme endişesiyle öngörülemeyen maceralara girişebileceği kuşkusu, muhalefetteki bu ihtiyatlılığı biraz haklı kılıyor. Son dönemdeki iktidar söylemleri de bu bakımdan dikkat çekiyor.
Dikkat çeken bir eleştiri de, Millet İttifakı’nda toplananların ortak temelinin yalnızca Erdoğan karşıtlığından ibaret olduğu ve alternatif geliştirilemediğidir. Bunun da gerçekliğe tam oturduğu söylenemez. Şüphesiz Cumhurbaşkanı Erdoğan, rejime rengini veren çok dominant bir siyasal aktör ve uzun zamandır toplumda memnuniyetsizlik biriktiriyor. Ama yönettiği rejimin de bütün yönleriyle çürümeye yüz tuttuğu göz ardı edilemez. Türkiye’nin artık ne bu rejimi ne de onu yöneten Erdoğan’ı taşıyacak takati kalmıştır. Bu sebeple Millet İttifakı partilerinin duruşlarını “Erdoğan karşıtlığı” gibi dar bir alana hapsetmek hatalı olur.
Millet İttifakı’nın alternatif politikalar üretemediği de çok sık olarak ileri sürülüyor. Aslına bakılırsa, ittifaktaki partilerin muhtelif konularda doğru ya da yanlış kendi önerileri var. Özellikle CHP, Gelecek ve DEVA değişik zamanlarda dillendiriyorlar. Ama seçmen açısından her birinin ne önerdiğinin fazla anlamı yok. Seçmen ittifakın topluca ne önerdiğine bakar. Bu da ortakların müzakere edip, asgari müşterekte buluşmasıyla sağlanacak bir şey. Herhangi birinin çok muhteşem bir önerisi olsa da, diğerlerinin otomatik olarak kabul etmesi mümkün olmadığı gibi, dayatılması da işin ruhuna uygun olmayacaktır. İttifak ancak ortak kabullerle ilerleyebilir.
İdeolojik vizyon sıkletinde siyaset beklemeli miyiz?
Muhalefetin anlatacak bir hikâyesinin olmadığı yönündeki eleştiri de çok dillendiriliyor. İttifaktan bağımsız olarak bu eleştirinin parmak bastığı konu şüphesiz çok önemli. Ama ittifakın çoğul yapısını ve bileşenlerin tarihten taşıdıklarını pek dikkate almıyor. Böyle ideal bir beklentinin gerçekçi ve doğru olmadığı kanaatindeyim. Hele, Cumhur İttifakı’nın son dönemdeki bildik “yerli ve milli” söylemiyle oradan oraya savrulmasına bakıp, o türden bir şey burada da aranıyorsa, o da çok isabetli olmaz. Çünkü Millet İttifakı’nın, her tarafı yara bere içindeki Türkiye’yi toparlayıp normalleştirecek bir geçiş döneminin ortaklığı olarak ayakları yere basan, daha mütevazı hedefleri var.
Kendi içinde çok farklı ideolojik ve politik yapılanmaları barındıran bir ittifaktan, homojen bir gelecek tasavvuru beklemek aşırı bir istek olur. Türkiye’nin normalleşmeye, işleyen bir demokrasiye ve parlamenter sisteme ihtiyacı var.
Bugün maksimum çözüm arayışlarından ziyade, asgari müşterekte buluşmak kendini dayatıyor. Böyle bir ittifak pekâlâ bunu sağlayabilir. Millet İttifakı’nın ortaya koyacağı proje ve çözümlere bu gözle bakılması daha uygun olur.
İttifak bu defa ne açıklayacak?
Millet İttifakı’na mensup partiler bir süredir önemli konular üzerinde çalışıyor ve ortak siyaset oluşturmanın imkânlarını arıyorlar. 15 Temmuz 2016 Darbesi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişten beri her alanda yaşanan ağır yıkımı dikkate alarak, parlamento, cumhurbaşkanlığı ve yetkileri, başbakan ve hükümetin oluşumu, meclisin yetkileri, yargı, vb konularda alternatiflerini hazırladılar.
Yeni ve çok daha kritik bir seçime giderken, genel başkanlar Şubat ayı içinde “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Dönüş Projesi“ni açıklayacaklar. Yine ekonomi konusunda Meclis çatısı altında yürütülen çalışmaların epey ilerlediği biliniyor. Dış Politika, Kürt Sorunu gibi konularda da hazırlıklarını sürdürüyorlar. Belli ki onları da peyderpey seçmene sunacaklar. Zaten zaman da daraldı.
Sonuç olarak bütün bunların zihnimizdeki ideal alternatiflere çok da uymayacağı şimdiden görünüyor. Ama bunların bile, Türkiye’ye ciddi nefes aldıracağı ve yeni başlangıçlar için fırsatlar sunacağını düşünüyorum.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları












































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022