Aydın ENGİN
Sizi bilmem, ama ben bıktım. Görevi devlete karşı yurttaşların haklarını korumak olan ombudsmanlık koltuğuna AKP milletvekillerinin oylarıyla, oturan zat sahiden bıktırdı.
Adaylığından bu yana onun bir “hukukçu” olarak, bir “devlet” adamı olarak marifetleri, zihniyeti, söyledikleri üstüne yazılmadık, söylenmedik pek bir şey kalmadı. Ben de onun hakkında bir yazı yazacağımı sanmıyordum. Söylenecek söylenmiş, yazılacak yazılmıştı.
Gel gör ki “ombudsman”ımız Nihat Ömeroğlu konuşuyor; durmadan konuşuyor. Bana sorarsanız konuştukça batıyor. Ama sanki sürekli gündemde kalmak, sürekli kendisinden söz edilmesini sağlamak istiyor ve… Ve konuşuyor.
Sussa ve “Acaba ombudsmanlığa benim seçilmemden dolayı ileri sürülen itirazları nasıl boşa çıkarır, nasıl ‘Yav adama haksızlık etmişiz’ dedirtirim” üstüne kafa yorsa…
I-ıh… Konuşuyor. Ha bre konuşuyor
En son Habertürk gazetesinden Yasemin Güneri’ye konuştu. O söyleşiden birkaç alıntı:
“Yasa 2008 yılında değişti. O dönemde yasa neyi gerektiriyorsa ona göre karar verdik. Bu kararın ısrarla doğru olduğunu da iddia etmiyorum. Ancak yasa bunu gerektiriyordu...”
Bir küçük taşra kasabasına atanmış acemi bir ceza yargıcı belki karar verirken “Ben en iyisi yasanın lafzından (ruhundan değil sözlerinden) ayrılmayayım. Yargıtaydan dönmesin. Sicilime işlenmesin” gibi bir eğilime kendini kaptırabilir. Tutumu doğru değildir ama acemiliğini göz önüne alıp onu anlayabiliriz.
Peki ya bu kararı veren yaşını başını almış, kıdemli, yargıtaya üye olacak kadar deney ve bilgi biriktirmiş bir yüksek yargıç ise?
Konuşkan “ombudsman”ımızın karar verirken dayandığı 2008 öncesi yasa başlıbaşına bir hukuk ayıbı idi.
Peki, tamam…
O yasaya rağmen, Hrant Dink’in 8 hafta süren yazı dizisinden tek bir cümleyi cımbızlayarak karar vermeyi nasıl açıklayacaksınız?
Dahası. Diyelim cımbızlanmış. O cımbızlanmış cümleden “Türklüğe hakaret edildi”sonucunu nasıl çıkarabilirsiniz?
Hrant, Türklere değil Ermenilere sesleniyordu ve “Şu bitip tükenmek bilmeyen Türk düşmanlığı sizin aklınızı, kanınızı zehirliyor. Sizi hasta ediyor. Kurtulmanız için o zehirli kanı boşaltmanız gerek. Akıl ve ruh sağlığına kavuşmak için yüzünüzü anayurda, Ermenistan’a dönün” öğüdünü veriyordu. Bu sözlere en çok da Ermeni milliyetçileri kızıyor, Hrant’ı lanetliyordu.
O cümleden özetlediğim anlamı çıkarmak için ilkokul son sınıf Türkçe bilgisi yeter de artardı. Liselerde okutulan Türkçede sözdizimi (=Sentaks) ve cümle çözümlemesi (=analizi) gibi derslere bile gerek yoktu.
(Minik bir anı: Yargıtayın o kararından sonra, o günlerde yazdığım Agos’ta “Mesleği bırakıyorum. Bundan sonra Yargıtay üyeleri ve yüksek yargıçlar için Türkçe dersleri verecek, onlara Türkçe sözdizimi ve cümle çözümlemesini öğreteciğim” diyen ironik bir Tırmık yazdım. Hrant, “Abi şimdi sana da Türklüğe hakaretten dava açarlar” dedi. Haklı çıktı. Kerinçsizgillerin ihbarı üstüne dava açıldı. Hrant’la birlikte yargılandık)
Devam edelim.
“Ombudsman”ımız konuşuyor:
“…Ceza Genel Kurulu’nda görüştüğümüz dosyada Hrant Dink Türkiye’deki Ermeni çocuklarının Ermenistan’da eğitim görmesi gerektiğini söylüyordu. Türkiye’de gerekli eğitim yok mu diye düşünmüştük... “
Düşünmüşler.
İyi.
İyi de acaba nasıl bir sonuca varmışlar?
Mesela her sabah bu ülkenin yurttaşı Ermeni, Rum, Yahudi çocukmarına da “Türküm, doğruyum, çalışkanım…” diye başlayan o “Kemalist duanın” söyletildiğini düşünüp ülkenin eğitim sistemini sorgulamışlar mıdır?
Acaba yüksek yargıçlar biri (burada Hrant Dink) hakkında karar verirken onun eğitim sistemi üstüne yazdıklarına bakıp mı karar üretiyorlar?
Haydi bunu da geçelim.
Ama “Ombudsman”ımız ha bre konuşuyor:
“…Ahmet, Mehmet de olabilir, Hrant da olabilir, Fırat da olabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği kimliğe göre adı Fırat’tı. İnfaz yapılacak olsaydı, bir mahkeme ilamına göre yapılacak olsaydı resmi kimliğine göre Fırat Dink olarak yapılacaktı. Biz, müstear isim kullandığını biliyoruz. Kimsenin milliyetine göre yargılama yapılmadığını söyleyebilirim.”
Ama aday gösterildiği sırada farklı konuşmuştu. “Hrant olduğunu bile bilmem. Dosyanın kapağında Fırat” yazıyordu buyurmuştu. O sözler gazete sayfalarında, ve gazetecilerin ses kayıt aygıtlarında hâlâ duruyor.
Acaba söylediklerinden hangisi doğru?
Dedim a, “ombudsman”ımız ha bre konuşuyor:
Yargıtay kararının Hrant’ın ölümüne gien yolu açtığını söyleyenlere cevap veriyor:
“…Bununla ilgisi yok. 2006 yılı ocak ayında Trabzon Emniyeti, İstanbul Emniyeti’ne yazı yazarak ihbarda bulunuyor. Bizim karar ise Temmuz 2006’da çıktı. Yargısız infaz yapıyorlar…”
Irkçı-milliyetçi güçlerin 1915’i örtmek için, sesi gür çıkan bir Ermeniyi, Hrant Dink’i hedef seçtikleri herkesin bildiği bir sır. Üstelik ombudsman’ın “Ocak 2006 – Temmuz 2006” kanıtlarından (kanıt?) çok önce başlayan bir süreçten, örneğin Ülkü Ocaklarının Agos önünde toplaşıp “Bir gece ansızın gelebiliriz” türküsünü (türkü?) çığırdıkları günden beri bilinen bir sır.
Ama Yargıtay üyeliği yapacak kadar yükselmiş bir yargıç yanlış anlaşılması imkansız olan ve bunu apaçık yazan kapı gibi bilirkişi raporu önlerinde dururken “Hayır, bu Hrant Dink Türklüğe hakaret etmiştir” diye fetva verdikleri zaman memleketin bir yerlerinden bir Ogün Samast bulunup, eline silah tutuşturulup “Git ve öldür” deneceğini kestiremez mi?
Kestiremezse ona ne denir ve ne yapılır?
Ona ne deneceğini onlarca gazeteci yazıp çizerek anlattı.
Ona ne yapılacağını ise AKP iktidarı cevapladı:
Ombudsman yaptı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021