Aydın ENGİN
Bizim meslekte kimin icat ettiğini bilmiyorum ama yazılı olmayan bir kural var: Hafta sonu yazıları hafif, uçarı, iç karartmayan yazılar olmalı(imiş).
Yazı günüm olmadığı halde bir hafta sonu yazısı yazıyorum. Nedense, ciddiye almadığım o kurala uymak istiyorum. Savaş Ay’dan söz edeceğim ve onun ölüm haberinin hemen ardından hafif, uçarı, iç karartmayan bir yazı yazacağım. Bu ona yakışacak…
O benim için hep Şükran Hanım’ın oğluydu. Şükran Ay’ın. Şükran hanım sadece sahnede güzel duran, harikulade sesiyle klasik Türk musikisini adabınca icra eden seçkin bir sanatçı değil, aynı zamanda katıksız bir İstanbul hanımefendisi idi. Şarkısını değil, konuşmasını dinlemek, Türkçenin güzel konuşulunca nasıl lezzetler sakladığını da farketmenizi sağlardı.
Bir gün kadim arkadaşım ve ortağım Osman Arolat’la birlikte kurup yönettiğimiz İSTA haber ajansının kapısında belirdi. Tanışıklığımız var ama yakınlığımız yok.
- Engin bey rahatsız ediyorum, sizden bir istihramım var. Şu benim deli fişek oğlan, Savaş, galiba Bedii Faik Bey’in gazetesinde iş bulmuş. Nerede bir talebe nümayişi varsa takip ediyor. Lakin fotoğraf çekeceğine o da öteki talebelerle beraber polise taş fırlatıyor. Biliyorum sizi sever sayar. Artık nasihat mı edersiniz, yoksa sizin bu ajansa transfer mi edersiniz bilemeyeceğim ama bir ağabeylik borcunuz olduğunu düşündüm de o yüzden size geldim…
Nasihat da ettim, transfer de ettim. Ama bizim ajansta bir, bilemedin bir buçuk ay dayandı.Birgün karşıma dikildi:
- Usta ben Milliyet’e geçsem izin verir misin?
- Veririm.
Nasıl vermeyeyim. Abdi İpekçi’nin Milliyet’ine gidecek bizimki. Meslekte önü iyice açılacak.
- Peki burda İSTA’daki bir aylık maaşımı da verir misin?
- Veremem. Para yok. Borcumuz olsun…
- Ona da eyvallah ustam…
Gitti. Milliyet’e girdi. Kısa sürede iyi bir foto muhabiri oldu. Bir fotoğrafı Milliyet’in birinci sayfasında basılınca bir kutu baklava ile bizim ajansa geldi:
- Usta bak birinci sayfadayım. Sen Milliyet için izin vermesen bu olmazdı.
- Numara yapma kopuk, izin vermesem de sen tüyer giderdin…
Çocuksu güldü:
- Öyle deme. Sana söylemedim ama senden izin almamı annem şart koştu. İzin vermesen gidemezdim…
Ardından Can Yücel’in “Ben hayatta en çok babamı sevdim” dizesini ödünç alıp, kendine uyguladı:
- Ben hayatta en çok annemden korktum… Baklava senin hakkın. Afiyetle ye…
* * *
Medya plazaları denen cam-beton karışımı kafesler henüz icat edilmemişti.Meslekte birbirimizi görüp, buluşup, konuştuğumuz yıllardı
Nerede karşılaşsak, çevreye duyurmaya özen göstererek:
- Usta benim şu bir aylık maaş meselesi vardı hani… O ne durumda?..
Cevabım hiç değişmedi:
- Hâlâ para yok. Bekleyeceksin…
- Eyvallah ustam…
Yıllar geçti. Ben 12 yıllık zorunlu siyasal göçmenliğimi yaşadım; bitirdim; döndüm ve Cumhuriyet’te başladım. Arada Savaş ününe ün katmış; TV’ye atlamış; A takımını kurmuştu.
Bizim meslek örgütünün, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin “yılın gazetecisi ödülleri”nin dağıtılacağı akşam yine karşılaştık. İkimiz de ödül almıştık. Ben röpartaj dalında, o TV programında. Etraf meslektaş dolu. Taaa uzaktan seslendi:
- Usta benim şu bir aylık maaş meselesi vardı hani… O ne durumda?..
Beklemediği bir cevap verdim:
- Gel lan… Hemen şimdi tıkır tıkır ödeyeceğim. Gel buraya…
Olanca kopukluğu ve sevimliliği ile güldü:
- Gelmem usta. Her karşılaştığımda sana bunu sorma zevkini on yıllık maaşa değişmem…
* * *
Savaş, Şükran hanımın yanına gitti.
Benden bir maaş alacağı var.
Tam da bu ay ödeyecektim.
Hay Allah…
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021