Aydın ENGİN
Önce Afyon valisi İrfan Balkanlıoğlu’nu tanıdık. 2012 Eylül’ünde 25 gencecik askerin canverdiği cephanelik patlamasının ardından olup biteni incelemek için kente gelen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e, Afyon mermerinden yapılmış bir satranç takımı, el dokuması kilim, Afyon sucuğu filan armağan edip bunları “iftiharla” valiliğin internet sitesinde yayınlamıştı. Genelkurmay başkanı bile 25 erin acısını hiçe sayan bu “emrivaki hediye töreni”nden utanmış, “Valinin ani davranışı. Tepki veremedim” demek zorunda kalmıştı. Vali ise yaptığının bilincine bile varamadığı besbelli, abuk sabuk açıklamalarla kendini savunmaya çabalamıştı.
O gün “Herhalde bu zatı yanlışlıkla vali yapmışlar” diye düşünmüştüm.
Yanılmıştım.
Çünkü bir yıl sonra Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, Afyon valisini solladı, aştı.
Gezi direnişinin Eskişehir’deki yansımaları sırasında devlet görevlileri ve devlet görevlilerinin yardımına gönüllü koşan aşağılık bir takım caniler tarafından dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’la ilgili haberler yapan bizim çalışkan karınca arkadaşımız İsmail Saymaz’ın gazeteciliğinden rahatsız olmuş ve “Oğlum İsmail” diye başlayan, “Böyle yapmaya devam edersen şerefsizsin” diye biten kepaze bir mail yollamış ve “AKP döneminin valileri”nin marifetleri dizisinde yepyeni bir sayfa açmıştı.
Eskişehir’in “oğlum valisi” artık hiçbir valinin aşamayacağını düşünmüştüm.
Yine yanılmışım.
Bu kez karşımıza Adana’nın valisi Hüseyin Avni Coş çıktı.
Adana valisi Afyon ve Eskişehir valileri gibi bir defalık ve bir anlık marifetlerle yetinmiyor. Günlerdir marifetlerine marifetler ekliyor.
Önce başbakanın “kızlı erkekli evler” konuşmasının ardından, “Bu konuşmayı bir talimat kabul ettiğini” söyledi. Anlaşılan Siyasal Bilgiler Fakültesinde valilerin talimatları nasıl ve hangi kanallardan alacaklarının öğretildiği dersler sırasında ya pencereden bakıyordu, ya çaktırmadan Teksas, Tom Miks filan gibi bir çizgi roman okuyordu.
Derken önceki gün 10 Kasım törenleri sırasında kendisini protesto eden yurttaşlara çok öfkelendi, kendini tek parti dönemi valisi mi ne sandı bilmiyorum ama, protestoculardan birini işaret edip polislerine talimat verdi:
- Getirin o gavatı bana…
(Terimi bilmeyenler için not: Gavat kadın satıcısı demektir. Onun yerine yaygın kullanılan sözcük 'pezevenk'tir).
Şiddet kullanmaksızın bir valiyi (bence mutlaka protesto edilmesi gereken bir valiyi) yuhalayan bir vatandaşa bir vali “Gavat” derse ne yapılır?
Annesi sağsa belki ağzına biber filan sürer. Ama gazeteci milleti bunu haber yapar.
Yaptılar da. Çünkü bal gibi haberdi. Atlayan haberciyi işten attıracak bir haber…
Başbakanına çok sıcak hislerle bağlı olduğu belli olan vali, Başbakanını örnek almaya beceremedi; sözünün arkasında durmadı. Mesela “Yav çok öfkelendim, ağzımdan öyle bir laf çıkıverdi. Biliyorum ayıp ama çıktı bir kere. Özür dilerim” filan diyeceğine hepimizi salak yerine koymayı denedi:
- Ben gavat demedim kavas dedim. Gavat kelimesini kullanmam. Kavaası kullanırım. Anlamı da yürüyen, hizmet eden, gezinen adam demektir…
Oğlum vali, yeme bizi…
Kavas, ağırlıklı olarak konsolosluklardaki, elçiliklerdeki koruma görevlisine denir. Osmanlı döneminde devlet büyüklerinin koruma görevlilerine de denirdi. Öyle “Yürüyen, hizmet eden, gezinen adam” filan gibi bir anlamı da, öyle bir kullanım alanı da yok.
Ha, bir de gerek biz gazeteciler, gerek bizlerin haberlerini okuyanlar salak değildir.
Bu konuda son bir not: Tek parti döneminde valiler hem vali, hem de tek partinin il başkanı idiler. Ama o yıllar biraz fazla geride kaldı. Siyasal Bilgiler Fakültesinde bu öğretilmediyse “Artık bilmeyen kalmamıştır” diye düşünüldüğünden olsa gerek. Yani Adana’ya vali yapılan kişi aynı zamanda AKP il başkanı filan değildir. Hani bilmiyorsan öğren diye bu notu düşüyorum…
* * *
Yani oğlum vali, bana sorarsan senin Adana valiliğinde günlerin sayılı. Merkez valisi olup, Ankara’da içişleri bakanlığında merkez valilerine ayrılan odalardan birinde sabahtan akşama sudoku mu çözersin, çapraz bulmaca karelerini mi doldurursun bilemem.
Ancak içini karartmayayım. Bir ihtimal daha var. Sözünün eri Başbakanın “Ben o valimi yedirtmem” diye yağıp gürlerse İçişleri Bakanlığına müsteşar, gelecek seçimlerde milletvekili filan da olabilirsin tabii…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021