Aydın ENGİN
Anladık, tamam, biliyoruz. Seçim var.
Evet, doğru, biliyoruz. Bu çok önemli, Türkiye’nin yakın hatta uzak geleceğini belirleyebilecek bir seçim.
Öyleyse her şeyi, acılarımızı, kanayan yaralarımızı, ödevlerimizi, ilkelerimizi bir yana bırakıp sadece seçimden, siyasetten söz edelim; “Kim kazanır, kim kazanamaz” sorularına cevap arayalım öyle mi?
Yağma yok!..
Nasıl merdiven çıkarken sakız çiğneyebilirsek; nasıl yürürken türkü de çığırabilirsek, seçimden söz ederken, seçimle yatıp seçimle kalkarken hapishanedekileri de aynı yakıcılıkta düşünebilir, unutanlara hatırlatır, unutturmak isteyenlere inat yeniden ve yeniden gündeme taşıyabiliriz.
Bu bizim yurttaş olarak, gazeteci olarak, demokrat olarak, haksızlığa, hukuksuzluğa teslim olmayı reddedenler olarak ertelenmez, savsaklanmaz ödevimiz.
***
Ne yani, Osman Kavala arkadaşımı sekiz aydır herhangi bir iddianame yazamadan, yazdıramadan hapiste tutacaklar ve biz susacağız, hesap sormayacağız öyle mi?
Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi?
Yağma yok!..
Ne yani, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırıldılar. Yazı yazmaktan başka eylemleri yok ve hiçbirinin yazılarında tek satır “darbe” kışkırtıcılığı, şiddet kullanımı izine rastlayamazsınız.
Görüşlerine katılın katılmayın, bu üç gazetecinin ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasına mahkûm edilip Silivri zindanında bir hücrede dünyadan ve hayattan tümüyle yalıtılmış olarak yatmalarına sessiz kalınacak öyle mi?
Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi?
Yağma yok!..
Ne yani, “Cep telefonu Cumhuriyet yakınlarında sinyal verdiğine göre MİT TIR’ları haberini mutlaka o vermiştir”den ibaret bir gerekçe uydurarak ve başkaca hiçbir kanıt aramaya, bulmaya gerek bile duymadan, bu ayıp bahane ile Enis Berberoğlu arkadaşımı hapse tıkan zihniyet, “Eh n’apalım, yargı hüküm kesmiş, şeriatın kestiği parmak acımaz” mavalına kendimizi kaptırıp susacağımızı umuyorsa avucunu yalar.
Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi?
Yağma yok!..
İyi günlerinde “Cemaat” diye andıkları elebaşısına saygıyla “Hocaefendi” dedikleri, aralarında iktidar paylaşım “savaşı” patlayınca adını FETÖ’ye dönüştürdükleri örgütlenmenin organı Zaman gazetesinde yazan ve suçları (suçları?) Zaman gazetesinde yazmaktan ibaret olanlardan Ali Bulaç, Şahin Alpay tahliye edildiler. Ahmet Turan Alkan, Mümtazer Türköne, İhsanDuran Dağı hâlâ hapisteler ve savcı esas hakkındaki mütalaasında tahliye edilmiş ya da edilmemiş, tümü hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.
Yalnız, o mütalaada önemsiz(!) bir eksik var: Bu yazarların tümünün yazılarında darbeyi savunduklarına, darbe ortamı için satırlar döktürdüklerine ilişkin tek kanıt göstermeye ihtiyaç duyulmamış.
Ne yani, sadece Zaman’da yazdılar öyleyse suçludurlar diye mi düşüneceğiz? Zaman’da yazdıkları için o meslektaşları hasım belleyip susacağız öyle mi?
Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi?
Yağma yok!..
Ya Kürt gazeteciler? Çok elverişsiz koşullarda görevlerini yapmaya çalışan bu kadın ve erkek ve çoğu gencecik meslektaşlarımız ükenin dört bir köşesinde hapishanelere tıkıldılar. Suçları haber yapmak. Reis’in istemediği haberleri yapmak.
Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi ?
Yağma yok!..
***
Çok azını, çok azımızı sayabildim. Üstelik sadece adlarını bildiğim, tanıdığım meslektaşları...
Oysa adı ünü duyulmamış, durumları bize kadar ulaşmamış onlarca, yüzlerce meslektaşımız var.
Üstelik gazeteciler yüzlerle ölçülüyorken, yargı celladının tutsak kıldığı, rehin aldığı daha binlerce adalet arayan yurttaşımız var.
Onların tümünü temsil ettiğine kimsenin kuşkusu olmayan Selahattin Demirtaş arkadaşımızı anmak yetsin.
Bırakın bir cumhurbaşkanı adayının tutuklu kalmasındaki derin demokrasi ayıbını, bırakın kendisi de cumhurbaşkanı adayı olan AKP Reisi’nin, bir başka adayı idamla tehdit etmesindeki dehşet verici vicdan ve zihniyet çürümesini, sadece ülkenin geleceğini ışıldatabileceğini defalarca kanıtlamış genç bir siyasetçiyi hapsedenler, seçim heyecanına kapılıp onu unutacağımızı mı umuyorlar?
Avuçlarını yalasınlar.
Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi?
Yağma yok!..
***
Onları unutursak, unutturursak mürekkebimiz bitsin, kâğıdımız tükensin, bilgisayarlarımıza virüsler dolsun, kendimizden “gazeteci” diye söz edemez olalım.
O yüzden inatla ve hep yineleyelim.
Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi?
Yağma yok!..
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021