Aydın ENGİN
Başlık çelişik mi geldi?
Gelmesin…
Facebook, Twitter gibi kanallarda değerlendirmeler, yorumlar okuyorum. Pek çoğunu birkaç cümlede özetlemek mümkün:
"Selahattin Demirtaş için AİHM örnek bir karar verdi, hukuk devleti ilkelerinin egemen olduğu Avrupa Birliği,Türkiye'den bunun gereğini yerine getirmesini isteyecek. Eğer getirmezse sonuçlarına katlanacak…"
Sahi mi?
Peki o "sonuçlar" ne olacak?
Kurallara göre AİHM karar verir ama uygulanmasını izlemek ve sağlamak onun görevi değildir. Bu görev ve yetki -eğer yanlış bilmiyorsam- Avrupa Konseyi'ndedir.
Malum, AİHM'in kararı üstüne Türkiye, yani AKP Reisi tutumunu ilan etti, "Bizi bağlamaz" dedi. Demek ki Selahattin Demirtaş'ın derhal tahliye edilmesi anlamına gelen AİHM kararı uygulanmayacak.
Peki bu durumda Avrupa Konseyi ne yapacak?
Demokrasinin gereklerine, hukukun üstünlüğüne içtenlikle inananlar "Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nden ihraç edilmesine, en azından üyeliğinin askıya alınmasına" yol açacak bir sürecin başlayacağı beklentisindeler.
Peki Avrupa Konseyinden dışlanmak gibi bir olasılık varken AKP Reisi ne demeye "Bizi bağlamaz" fetvasını hiç beklemeden verdi. Üstelik bu açıklamayı "Bizim mahkemelerimizin yerine geçecek karar veremez. (…) AİHM kararı iç hukuk yolları tükenmeden almıştır. Tamamıyla bu adımlar siyasidir. (...) Bu karar çifte standarttır, iki yüzlülüktür. (...) AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz. Aynı mahkemenin FETÖ davaları için takınacağı tavır da belli olmaya başladı" gibi ağır, hem de çok ağır suçlamalar eşliğinde yaptı?
Böyle yaptı çünkü bu kurnaz bezirgan AB'nin Türkiye söz konusu olunca "yumuşak karnı"nın ne olduğunu biliyor. O yüzden bu kadar pervasız…
* * *
Tayyip Erdoğan'ın AİHM kararının daha dumanı tüterken verdiği karar üstüne ülkemizin namlı hukukçuları art arda açıklamalar yaptılar.
Profesör Semih Gemalmaz, Birgün gazetesine konuştu ve "Gereğini yerine getirmezseniz, olacakları göğüslemeniz gerekir. Avrupa Konseyi'nden çıkmayı göze almanız gerekir. Bu sadece parlamento ile sınırlı kalmaz" dedi.
Yine Birgün'de Profesör Metin Günday "…Bizi bağlamaz, demek hem kendi anayasasını tanımamak demek, hem de imzaladığım anlaşmaları tanımıyorum demek olur. Elbette bunun yaptırımlarıyla karşı karşıya gelirsiniz…" dedi.
Kadim avukatım Turgut Kazan da "… Konsey'in kararlarında siyasi eğilimler olsa bile, sizin buralarda anlaşmalarınız mevcut. 'Uygulamam' demek, üyeliğinizin askıya alınmasına belki daha sonra üyelikten atılmanıza neden olabilir" kanısında…
Bu kadar ünlü ve değerli hukukçu böyle söylüyorsa ben yanılıyorum; Tayyip Erdoğan da bedeli ağır olabilecek bir tavır aldı demektir.
Yanılıyor muyum?
İşte burada, tam da burada, bir anıyı aktarmanın tam da sırası.
1981 Aralık'ında, 12 Eylül faşizminin elebaşıları art arda idam kararları verirken, Erdal Eren'i yaşını büyütüp asacak kadar kana susamışken Avrupa Konseyi Türkiye'nin durumunu görüşme kararı aldı. Keza Avrupa Parlamentosu'da Türkiye'nin durumunu ele alacağı bir gündem kabul etti.
O günlerde12 Eylül darbesine yakalanmadan Avrupa'ya kaçabilmiş siyasal göçmenler de gerek Avrupa Konseyi'ni, gerek Avrupa Parlamentosu'nu etkilemek, Türkiye'nin Konsey üyeliğinin hiç olmazsa askıya alınmasını sağlamak amacıyla AB başkentlerinde (özellikle Strassburg ve Brüksel'de) AB politikacı ve karar vericileri ile ilişki kurup "12 Eylül faşizmi"ni daha derinlemesine ve kanıtlarıyla anlatmak için kolları sıvadılar.
Kimi dinledi, hak verdi hatta gereğini yapacaklarına söz bile verdi. Kimileri ise dinlemeyi bile kabul etmedi. Hatta kimileri Avrupa Parlamentosu kulislerinde dert anlatmaya çabalayan Türkiyeli bir siyasal göçmen grubunu polis zoruyla parlamento binasından dışarı attırdılar.
Tam da o günlerde Frankfurt'ta, Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin (SPD) sol kanadından bir siyasetçi, göçmenliğimin başında olduğum için iyiden iyiye kırık dökük Almancamı sorun etmeden beni uzun süre sabırla dinledikten, sonra güldü:
- Çocuk gibisin sen Engin. Çocukça düşünüyorsunuz. Türkiye'yi Konsey'den dışlamak demek 70 milyonluk genç ve tüketime aç bir pazarı elden kaçırmak demektir. Türkiye'nin ihracatının yarıdan fazlası AB ülkelerine. Ama Türkiye'nin ithalatının yarısından fazlası da AB ülkelerinden. NATO'nun ikinci en büyük ordusuyla Türkiye silah pazarının çok kilit bir müşterisi. Pek çok AB şirketi, özellikle Alman otomotiv şirketleri için Türkiye ucuz işgücü ile fren balatası, far, sinyal lambası, tampon gibi yan ürünlerin üretim üssü. Keza kimya ve ilaç şirketleri için de Türkiye vazgeçilmez bir ülke. Daha sayayım mı ?
- Peki Konsey ya da Avrupa parlamentosu ne yapacak? Faşist cuntaya alkış mı tutacak?
- Yooo… Kınayacak, hatta çok sert kınayacak. Kulağını çekecek. Uyarı üstüne uyarı yayımlayacak. Demokrasi diyecek, insan hakları diyecek, hukuk devleti diyecek… Sonra da sizin gibilere dönüp, "Eğer Türkiye'yi dışlarsak onu etkileme gücümüz kalmaz. O yüzden Türkiye Konsey üyesi olarak kalmalı, AB'ye üyelik kapısı aralık tutulmalı" diyecekler…
Öyle de oldu. Benim sol sosyal demokrat tanıdık tamamen haklı çıktı.
* * *
Besbelli, önümüzdeki günlerde Türkiye AB gündeminde epey yer alacak.
Dilerim ben yanılıyorumdur. Ama sanki yukarıda aktardığım anıdaki filmi bir kez daha seyredeceğiz.
Unutmayalım AİHM demokrasi, hukuk devleti ve insan haklarını önemseyen Avrupa'nın bir kurumudur.
Avrupa Birliği'nin karar vericilerin büyük çoğunluğu, özellikle ağır topları ise serbest piyasa tanrısına tapan dinbazlardır.
"Şirketler Avrupası" ile "Emeğin Avrupası" arasındaki uçurum henüz ve hâlâ epey derin.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021