Aydın ENGİN
Büyük Türk büyüğü Recep Tayyip Erdoğan Ortadoğu'ya lider olmak düşleri kurmuşken, Suudilerden dirsek, Mısır'dan köstek yiyip sonunda dümeni hükmünü geçirebileceği Kuzey Kıbrıs'a çevirdi ya, oradaki seçimlerde görünür görünmez bir dizi siyasal manevra çevirip ve çevirtip KKTC başkanlık koltuğuna "Kıbrıs'ın Erdoğan"ı diye anılan Ersin Tatar nam bir zatı oturtmayı başardı ya, şimdi "devlet" olmanın kaçınılmaz gereğini simgeleyecek bir adım daha atıyor.
KKTC Cumhurbaşkanlığı'na ve KKTC Meclisi'ne yeni bir külliye.
Yani kuzey Kıbrıs'ta 500 dönümlük bir arazi arsa olacak böylece de vatan olacak, O 500 dönüm betonla sıvanacak ve böylece dünyada hiçbir ülkenin tanımadığı KKTC'yi "birileri" görecek. "Vay be" diyecek, "Devlet dediğinin işte böyle görkemli bir külliyesi olur".
Çünkü, "Devlet olmanın işte ifadesi budur".
(Son cümle düşük oldu ama zaten benim değil Erdoğan'ın. Ve bu kadarına da şükür.)
Ama asıl müjde külliye değil ya da tek müjde o değil. İkinci ve daha önemli müjdenin ipucunu dün Kıbrıs'a hareketinden önce havalimanında verdi: Kıbrıs'ta eşit, egemen iki devletli bir çözüm.
Yani Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliğj'nce tanınan tek Kıbrıs devleti yerine iki ayrı devlet: Kıbrıs Türk Devleti ve Kıbrıs Rum Devleti.
* * *
Kıbrıs'ın geleceğini belirleyecek önemde bir karar (Kıbrıs Türk Devleti) veriliyor, hatta verilmiş ve..
…Ve Kıprıs Türklerine yine kimse bir şey sormadı.
Bir üst cümlede "Kıprıs" yazıldı. Bu bir dizgi hatası değil. "Kıbrısta yaşayan Türkler"e değil, "Kıprıs Türkleri"ne dendi.
Bencileyin Kıbrıs'e epey gidip gelmişlerden ya da Türkiye'de epey Kıbrslı Türk tanıdıysanız bana hak verirsiniz. Kıbrıslı Türkler kendilerinden "B"den çok "P" tınısı ile sözederler "Kıprıslı" derler. Türkçenin Türkçe konuşulan başka ülkelerde olduğu gibi kendilerine özgü bir şive, bir ağızla konuşurlar.
Meselâ Azeriler "Ben iyi dinlersen…" yerine "Mene gulak kesilirsen" derler ve Anadolu Türkçesinde tuhaf gelen bu cümlecik, onların ağzında pek sevimli olur.
Kıbrıslı Türklerin de kendilerine özgü bir Türkçesi vardır ve sahiden de pek sevimlidir.
Malum, 1974 Temmuz'unu izleyen günlerde, aylarda, yıllarda Ada'nın kuzeyindeki bölgelere Anadolu'dan yoğun bir göç yaşandı. Torosların kuzey ve güney yamaçlarındaki yoksul Türkmen köylüleri, keza Malatya, Elazığ ve Orta Anadolu'dan yoksul köylüler Kıbrıs'ta yerleşmeye teşvik edildi.
Böylece Adanın Türklerin yaşadığı kesiminde nüfus dengesi bilinçli olarak değiştirildi. Kıprıslılar ve Kıbrıs'a gelmiş, gönderilmiş göçmen Türkler diye tanımlanabilecek, gelenek görenekleri, kültürleri, yaşam tarzları az ya da çok (hele ilk yıllarda: Çok) farklı iki kesim oluştu.
"Kıprıslı" ile "Kıbrıslı"yı özellikle dillerinden ayırt etmek büyük ölçüde mümkün.
Lefkoşa'da, Magusa'da, Girne'de rastladığınız birine sorun:
- N'apan anam?
Eğer atadan, dededen Kıprıslı ise cevap şak diye gelecektir:
- N'apam anam…
* * *
Bugün 20 Temmuz. 1974 Temmuz'unun ortasında Kıbrıs'ta bir darbe ile iktidarı ele geçiren, Rum milliyetçisi, faşist Samson'a karşı Türkiye 47 yıl önce bugün, 20 Temmuz'da Kıbrıs'a asker çıkardı.
Samson ele geçirdiği iktidardan uzaklaştırıdı. Onu destekleyen ve yedi yıldır Yunanistan'da iktidarı zorbaca elinde tutan faşist Albaylar Cuntası da devrildi. Hem Kıbrıs Cumhuriyeti (Tek devletten söz ediyoruz: Kıbrıs Cumhuriyeti) hem Yunanistan kurtuldu.
Gel gör ki 14 Ağustos'ta Ecevit hükümetinin kararı ile "İkinci Barış Harekatı" başladı, Sonunda da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) adı verilen bir devletin kuruluşuna uzanan bir süreç yaşandı.
Birleşmiş Milletler ikinci harekatla başlayan süreci işgal olarak değerlendirdi. Daha sonra kurulan Avrupa Birliği de KKTC'yi dışında bırakarak Kıbrıs'ı AB üyeliğine aldı. Zaten KKTC'yi kuruluşundan bugüne hiçbir ülke tanımadı. Bu bugün de böyle.
Kıbrıs, dünyanın sürüp giden en eski uyuşmazlık, hatta çatışma bölgesi. Adeta kangren olmuş Kıbrıs sorunu'nda güneydeki ve kuzeydeki milliyetçi siyasal güçlerin ısrarı ve inadı ile bütün uzlaşma fırsat ve girişimleri sonuçsuz bırakıldı. Özellikle 2004'de Annan Planı denen ve ciddi bir barışçıl çözüm fırsatı yaratan BM girişimi referanduma sunuldu. Ada'nın kuzeyinde Türkler, "Yes be anam" sloganı eşliğinde yüzde 64,91 oranında kabul oyu verdiler. Kabul oylarının çok büyük kısmı "Kıprıslı" Türkler'den geldi.
Buna karşılık Ada'nın güneyinde bir kez daha Rum milliyetçiliği ağır bastı. Kıbrıs'ın komünist partisi olarak kabul edilen AKEL'in de yer aldığı milliyetçi tutum sonucu Annan Planına Rum kesiminin yüzde 75,38'i red oyu verdi ve çözüm bir kez daha suya düştü.
* * *
Bir gazete yazısında dünyanın en eski uzlaşmazlık ve çatışma konusu olan Kıbrıs sorununu özetlemek bile mümkün değil.
Ancak şu kadarı söylenebilir:
Bir: Erdoğan'ın kurban bayramına denk getirdiği Kıbrıs gezisinde galiba asıl Kıprıs Türkleri kurban edilecek ve çözüm yolu bir kez daha tıkanacak…
İki: Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşayanların geleceğini belirleyecek günler yaşanıyor ve Kıprıslı Türklerin ne düşündüğünü, ne istediğini, tercihlerinin ne olduğunu hiç kimse sormadı.
Ondan ötesi, hele "külliye"ydi filan hepsi hikâye…
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021