Aydın Ünal
Yazmaktan parmaklarım sızlamaya başlayınca, Cumhurbaşkanımızın müsaadesi, ardından da milletin tensibiyle 7 Haziran’da Ankara Milletvekilliği görevini üstlendim. Görevi devrederken, ikişer kısa dönemden oluşan 3 yıllık vekilliğin özet bir muhasebesini yapmak boynumuzun borcudur.
Öncelikle siyasetin çetin, Türkiye’nin zor dönemlerden geçtiği günlerde milletvekilliği yaptık. İkisinde genel başkanın değiştiği üç büyük kongre yaşadık. Bu zor süreçlerde dimdik durduk. 1 Kasım seçimlerinde ve 16 Nisan halkoylamasında çok çalıştık ve zafere giden yolda alın teri döktük. Türkiye’ye yeni bir sistem kazandıran, Anayasa’yı köklü şekilde değiştiren bu süreçte de sapasağlam duran vekillerden olduk.
15 Temmuz darbe girişimi herkes için olduğu kadar biz vekiller için de imtihandı. O gece Meclis’in açılması için çaba gösteren ve Sayın Jülide Sarıeroğlu ile Meclis’e ilk gelen milletvekillerinden olduk. Meclis’i, sokaklara, Türkiye’ye, ümmete azim veren bir direniş noktasına çevirdik. AK Parti, MHP ve CHP’nin ortak imzasıyla yayınlanan bildiriyi gece bombaların altında, Meclis bodrumunda kaleme almak da bana nasip oldu. 15 Temmuz imtihanını da hamdolsun başarıyla geçtik.
Kavga etmeyi seven biri değilim ama safımı her zaman net olarak belirlemişimdir. 7 Şubat MİT saldırısının Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik olduğunu görerek çok erken Fetullah Gülen ve çetesiyle kavgaya girdik. Zor bir süreçti. Hakaretlere, saldırılara, tehditlere maruz kaldık. Polis fezlekelerine adımız yazıldı, telefonlarımız dinlendi, ifşa edildi. Asla yılmadık. “Fitneci” diyenler, “Cemaatle aramızı bozuyor” diyenler, “Muhterem Fetullah Gülen Hocaefendimize saygısızlık yapıyor” diyenler oldu; yıkılmadık. 17/25 Aralık saldırısında, Gezi operasyonunda Reis’in yanında dimdik durduk. 17/25 Aralık ve 15 Temmuz sonrasında “gerçeği fark edip”, dün “Muhterem Hocaefendi” diyerek selam gönderdikleri terörist başına, bugün günahlarını örtmek için abartılı şekilde bağıranların da hedefi olduk. Dün Hocaefendilerini saygısızlıkla, fitnecilikle itham ediyorlardı, aynı kişiler tarafından FETÖ’cülükle suçlandık; aldırmadık. FETÖ ile mücadele ediyormuş gibi yapıp ne kadar Fetullahçı yöntem ve araç varsa kullanan herkese karşı çıktık. FETÖ ile mücadeleyi sulandırmaya çalışanlara karşı susmadık. Kendi kirli geçmişini örtmek için çirkefleşenlere boyun eğmedik. Tam da FETÖ’ye yaraşır şekilde, isimsiz bildirilerle, “Reisçilik” yapıyormuş edasında haddini aşanlara, davayı zehirleyenlere, kendi şahsi hırsları için, kendi ikballeri için, doymak bilmeyen midelerini tıka basa doldurmak arzusuyla tezgâh açarak partiyi, teşkilatı incitenlere sessiz kalmadık. Her ilçede, ilde türeyip, tasmalarını tutan şer odaklarının borazanlarını öttüren trollere de prim vermedik. Adaletten şaşmadık. FETÖ’yü cezalandırmada yanlış yöntemlerin terör örgütünü büyütebileceği tehlikesini, her türlü saldırıyı göze alarak dillendirmekten çekinmedik. Fincancı katırlarını bolca ürküttük. Ülkenin, milletin, davanın ve liderin selameti için Hakk’ı söylemekten çekinmedik. Çok güzel kavga ettik. Reis’le birlikte kavga ettik. İyi ki de ettik. Her bir kavgamızı, kavgadaki yumruk misali her bir sözümüzü bir şeref, bir gurur tablosu olarak özgeçmişimize yazdık. Yine de istemeden kırdığımız kim varsa helallik dileriz. Nihayetinde, Yunuslayın ünlemektir bize düşen: “Her kim diler ben hâr olam, düşman elinde zâr olam/ Dostları şâd, düşmanı dost, ağyarı yâr olsun ona”.
Tıpkı bürokraside olduğu gibi, vekillikte de parayla pulla işimiz olmadı. Vekillik için bürokrasiden istifa ettiğimizde beş parasız ortadaydık; bugün de hamdolsun aynıyız. Bütün vekil arkadaşlarımız gibi tertemiz girdik, tertemiz çıkıyoruz.
Ankara’nın, o kadim Selçuklu şehrinin vekilliğini yapmak büyük gururdu. Yine de Ankara’ya istediğimiz kadar hizmet edemedik. Bürokrasiyi aşamadık, Dinozor parklarını geçemedik. Çokça torpil, iltimas, nüfuz istendi; “iş yapmaz vekil” yaftasına rağmen hamdolsun adaletten şaşmadık. Sistem bize bol geldi, ama yakınma makamında değiliz, yakınmadık. İsmet Uçma Ağabey’e de sözümüz var: Bir “Ankara” kitabını inşallah yakında Ankara’ya kazandıracağız.
Çok gayret etmemize rağmen, 28 Şubat mağdurlarına müjdeyi yetiştiremedik. Özellikle Siverek Cezaevi’nde dertleştiğimiz 28 Şubat mağduru arkadaşlar bizi affetsin. Yeni dönemde inşallah onlar için çalışma kaldığı yerden devam edecek, müjde gelecektir.
Dostluk gruplarında bulunduğum Filistin’e, Lübnan’a, Afganistan’a da selam olsun.
Elhamdülillah; ömrümüzün en güzel yılları Türkiye’de ve Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye’de geçti. O büyük lidere yol arkadaşlığı etmek de, Türkiye için mücadele etmek de, çocuklarımıza, torunlarımıza anlatacağımız tarifsiz bir gururdur. Ölümüne Reis demeye, ölümüne vatan, millet demeye inşallah son nefesimize kadar devam edeceğiz.
Çok güzel yol arkadaşları tanıdık. Çok güzel bir teşkilatla çalıştık. Her biri eşsiz değerde milletvekili arkadaşlarla teşrik-i mesai yaptık. Bize böyle dostlar, böyle yol arkadaşları bahşeden Allah’a sonsuz şükürler olsun. Dostlarımız, yol arkadaşlarımız da haklarını helal etsinler. Bizim hakkımız herkese helaldir. Dostluk da, azim de, dava da, mücadele de bakidir. Millete hizmet yolunda bir vazifeden diğerine geçiyoruz. “Durmak yok, yorulmak, küsmek, darılmak, hele hele kaytarmak yok; Hak emanetini alana kadar yola devam, mücadeleye devam” diyoruz.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2024
16.04.2024
6.01.2020
10.12.2019
21.01.2019
10.01.2019
3.02.2019
31.12.2018
27.12.2018