Ayhan ONGUN
Ören sahilinde, güneşin denize davet ettiği bir bayram sabahında; karşı dağa bakıp, her kıvrımına, her bir yükseltisine farklı benzetmeler yapıyorum.
Denize kafasını uzatmış, sırtını güneşe dönmüş bir koca köpek benzetmesi sanki daha anlamlı geldi. Kayalıkların altındaki çalılıkları kocaman ayakları gibi algılasam da tırnaklarını göremedim.
Belediye başkanı bir yandan bu bölgenin nasıl turizme kazandırılacağını, hazırladıkları ancak ilgi görmeyen projelerini anlatıyor, diğer konuklar, önümüzdeki yılbaşına ilişkin tatil ve eğlence programları yapıyorlar.
Ancak bende nedensiz bir hüzün, bir önceki gün bölge milletvekili ve kuantum fiziği konusunda uzman bir akademisyenle yaptığımız sıkı sohbetin etkisinden kurtulamamış, kapısını açık unuttuğum odada birkaç sivrisinekle verdiğim mücadeleden yorgun, gözlerim uzaklara dalmış, bayramın ilk sabahı güne uyanmaya çalışıyorum.
Kasımın ilk hafta sonu yapacağımız Bodrum Küçük Millet Meclisi toplantısına davet etmeyi düşündüğümüz konuklar kimler olmalı, Yeni Anayasa ve önündeki engeller konulu toplantıya ilgiyi daha çok nasıl artırabiliriz sorularını unutup, denizin serin sularına kulaç atmak, sanırım daha iyi olacak.
Kahvaltıda bir yandan da gazetelere göz atınca bayram sabahının tüm büyüsü yok oluverdi sanki.
Yine her zamanki trafik terörü, bayramın bile engel olamadığı, özellikle de kadına yönelik şiddet, siyasetçilerin bir türlü vazgeçemediği nefret söylemleri, parti liderlerinin karamsar açıklamaları, kavga dilini öne çıkaran demeçleri; bayram günlerinde aradığımız huzur ve dinginliğin önüne geçiyor.
Bir bayramı daha; barışa hasret ama yine de barışa olan umudumuzu tazeleyerek, barış içinde bir arada yaşama inanç ve özlemimizi sürdürerek kutluyoruz.
Aslında kutlamak sözcüğü de tam karşılığı değil, yaşadıklarımızın.
Yaşadığımız her günün bir bayram tadında, kavgasız, sorunsuz geçmesi en doğal olanı. Ancak bir türlü normalleşemeyen ülkemizde bizler, en olması gerekeni bile, gerçekleşmesi dileğiyle kutlama ihtiyacı duyuyoruz.
Oysa çok mu şey istiyoruz?
Kesinlikle değil. Yüzyıllardır bu topraklarda bir arada, barış içerisinde yaşamayı başarmış halklar olarak, eşit yurttaşlık temelinde, bir birimizi ötelemeden, aşağılamadan, birbirimizin hak ve özgürlüklerine saygı göstererek yaşamak niye bu kadar zor olsun?
Bugünden itibaren siyaset konuşmalarından ve politik yazılardan uzak durmaya karar verdim.
“Demokrasi olmadan barış mümkün değil!” diyenlere de “koşullar, yeni bir anayasa için uygun değil!” iddiasında bulunanlara da, tıkayacağım kulaklarımı.
Hele de “devletimizin ali menfaatleri, cumhuriyetimizin vazgeçilmez ulvi değerleri” diye başlayıp hamaset yapanlarla hiç işim olmaz.
Bu dünyayı bir tiyatro sahnesi, kendilerini de yüzlerinde maskeleriyle birer oyuncu olarak gören ve dünyanın merkezini kendileri olarak belirleyip, her şey kendilerinin etrafında dönsün diye bekleyenlerin yanına bile yaklaşmayacağım.
Yeni, çağdaş, sivil bir anayasa için her fırsatta sorunlar çıkaran, değişik gerekçelerle engellemeye çalışan, uzlaşma komisyonunda uzlaşmamak için kırk takla atan, ipe un serenleri yok sayacağım, görmezden geleceğim.
Yaklaşan yerel seçimlerde bir koltuk, olmadı köşe kapmak için olmadık işler yapan, kişiliklerini paçavra gibi ortalığa atanlar; bütün bu olup bitenlere karşın, seçim kazanma uğruna emeği, sadakati, liyakati hiçe sayarak, bu onursuz kişileri baş tacı yapan siyasetçileri gündemime almayacağım;
Diyemiyorum, ne yazık!
Bu ülkede yaşayan, kendine ve topluma saygısı, sorumluluğu olan bir birey olarak ne sessiz kalabiliyorum, ne de tavırsız.
Bu tür insanları teşhir etmeden, hayata ve insana karşı görevlerimizi yerine getirmiş olamayız.
Bu asalakları, bu kan emicileri, bu savaş çığırtkanlarını, barış ve demokrasi düşmanlarını iyi tanımadan, barış ve özgürlük yanlılarını aynı safta bir araya getirmeden; bu ülkeye ne barış gelir, ne demokrasi.
Sokak gösterilerinden bir iktidar değişikliği bekleyerek, ülkede gerçek anlamda bir değişim ve dönüşümün yaşanamayacağını, bu tür uygulamaların sonunda darbe heveslilerinin, vesayet hayranlarının işine yarayacağını görmek için daha kaç bayramın geçmesi gerekiyor?
Gezi olayları sonrası oluşan sivil muhalefeti örgütleyerek, siyaset sahnesinde yenilikçi, çok özel bir muhalefet tarzı geliştirmek varken, bu çok önemli sinerjiyi, pozitif bir enerjiye dönüştürmek yerine, darbe teknik ve taktikleri için deneme alanı haline getirenlere inat, barış ve demokrasi eninde sonunda bu ülkenin yaşamına egemen olacaktır.
Bu bayram sabahı olduğu gibi; güneşli, aydınlık günler umudu, özgür ve demokratik bir Türkiye özlemiyle, bayramınız kutlu olsun.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020