Ayhan ONGUN
Başbakan Erdoğan Soma’yı ziyaretinde maden faciasıyla ilgili” bunlar olağan şeyler” demiş. Halkın arasına karıştığında verdiği çirkin tepki, gösterdiği anlamsız davranışlara hiç girmiyorum.
Ancak tek başına bu söz bile Başbakanın ruhsal durumunun hiç de iyi olmadığının bir göstergesi. Bu tür faciaların olağan olduğunu kanıtlamak adına 19. Yüzyıldan örnekler vermesi ise trajikomik.
Oysa olayın başından itibaren Soma da başarılı bir kriz yönetimi sergileyen bakan Taner Yıldız ve muhalefet liderlerinin gösterdiği sağduyu ve itidal çağrısının karşılığı bu olmamalıydı.
Özellikle Sayın Kılıçdaroğlu’nun “acılarımızı ortaklaşmak zorundayız, bu felaket üzerinden siyaset yapılmasına izin vermeyiz” türünden açıklamaları son zamanlarda çok fazla ihtiyaç duyduğumuz uzlaşı ve barış mesajlarıydı.
Devlet Bahçeli’nin benzer açıklamaları, yurdun dört bir yanında ve hatta dünyanın en uzak köşelerinde gösterilen duyarlılıklar, yardım kampanyaları; kuşkusuz gidenleri getirmez ama en azından acımızı hafifletir.
Merkezde böyle bir sağduyu hakimken yerelde kimi insanların gereksiz, kutuplaştırıcı, bölücü, ayrıştırıcı söylemlerle siyaset yapma çabaları gerçekten bir aczin ifadesidir.
Ülkemizin kaynakları ve bunların iyi değerlendirilmesi elbette önemlidir ancak hangi kaynak, insan kaynağından daha önemlidir.
Kömürü değerlendireyim derken, insanı kaybetme hangi akla ve vicdana sığar?
İstihdam yaratayım derken, istihdam ettiğin insanları tehlikeye atacak, onların ölümlerine neden olacak, felaketleri önleyecek tedbirler almıyorsan, bu doğrudan toplu cinayettir ve bunu yapanlar, bu olayda ihmali ve sorumluluğu olanlardan bunun hesabı en ağır şekilde sorulmalıdır.
Olayın bir diğer ve önemli yanı; bu felaketten ders çıkararak iş ve işçi güvenliği konusunda yasal düzenlemelerin yapılması, uluslar arası sözleşmelere uygun davranılması konusunda acil adımlar atılmalıdır.
Sorumlu yurttaşlara düşen en büyük görev de bu yapılması gerekenlerin takipçisi olmaktır.
Yoksa felaket üzerinden politika yapmak ne ahlaken ne vicdanen ne siyaseten doğru değildir.
Acılarımızı ortaklaşmamız gereken zamanlarda, ayrılıklarımızı, farklılarımızı öne çıkarıp, üstelik de bu durumdan siyasi rant elde etmeye çalışmak; en basit deyimle acizliktir, kendini bilmezliktir.
Bu olaydan yola çıkarak taşaronlaşmanın, stratejik öneme sahip alanlarda özelleştirme yapmanın sakıncalarını, çocuk işçi sorununu, ücret adaletsizliğini gündeme getirip öneriler ve projeler geliştirmek varken; bu acılı günlerde iktidar mücadelesine girmek, haklıyken haksız konuma düşmektir.
Demokratik bir ülkede, hiçbir sorumluluğu ve suçu olmasa da böylesine büyük bir afetin sonunda halkın acısına saygı gereği bile olsa, ilgili bakan istifasını verir.
Bu talebi dile getirebilirsiniz ama ilgili bakanın sağlık sorununu malzeme konusu yaparsanız, bu sorunu siyaset malzemesi yaparsanız, inandırıcılığınızı yitirirsiniz.
Bir diğer konu; bu günden tezi yok, sendikaların, meslek odalarının, üniversitelerin de oturup kendilerini sorgulamaları, şimdiye kadar yaptıkları, daha doğrusu yapmadıkları çalışmaları gözden geçirmeleri gerekir.
Yurttaş olarak bize düşen görev de babasız kalan çocuklara, eşlerini yitirmiş kadınlara, evlat acısıyla yanıp tutuşan ana babalara sahip çıkmak, onların acısına saygı duymak, ortak olmak ve unutturmamak olmalıdır.
Yüreğimizdeki yangın, maden ocağındakinden daha yakıcı, acımız tarifsiz ve biz ne yazık; acılarımızı bile adam gibi yaşamayı beceremiyoruz.
Ölümün kıyısından döndüğü anda bile “Çizmeyi çıkarayım,sedye kirlenmesin” diyecek erdemliliği gösteren işçi kardeşimize, kömür karası gözlerinde yaş kalmayan şehit eşlerinin acısına azıcık saygımız varsa, biraz susun lütfen!
Önümüzdeki üç-beş gün hiç değilse; kişisel hırslarınızı, egolarınızı, siyasi reflekslerinizi koyun bir tarafa ve izin verin insanlar, acılarını yaşasınlar.
İnsan hayatının kömürden daha değerli olacağı bir ülke özlemiyle, bir kez daha maden şehitlerimize rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır, tüm insanlık alemine başsağlığı diliyorum.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020