Ayhan ONGUN
Gündem değiştirmek ve muhaliflerini bu gündemlerle oyalamak konusunda hayli uzmanlaşmış olan Tayip Erdoğan; geçmişte de sıkça kullandığı bir sözle yine ülke gündeminde gereksiz bir polemik ortamı oluşturdu.
“Taraf olmayan, bertaraf olur!”
Aslında sözün özü,” bitaraf olan, bertaraf olur.” Bir terör örgütünün sıkça kullandığı bir slogan olarak bilinir. Bir dönem taraf gazetesi de tarafsızlığa gönderme yaparak kullanmıştı.
Burada kastedilen taraf olmak, “haklıdan yana, haktan, hukuktan, adaletten yana, halktan yana taraf olmaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurgulamak istediği de bu olabilir. Ya da sorsanız, bu şekilde izah edecektir. Ancak toplumda oluşan algı hiç de böyle değil.
“Benden yana olmayan, benim gibi düşünmeyen, bana karşı olan herkes; yani muhalifler, gazeteciler, polisler, paralelciler, tümüyle karşı taraftır ve bertaraf edilmelidir.”
Tarafsızlık, benim de çok benimsemediğim, biraz çıkarcılık, eyyamcılık kokan, durumu kurtarmak adına takınılan bir tavır gibi gelir. Günü kurtarmak adına, bir o yana, bir bu yana yalpalayan, çıkarları ve kendi doğruları için herkesle bir olup, sonra da bunu tarafsızlık diye sunmaya çalışanların siyaset yaptığı bir ülkede yaşıyoruz.
Siyasi partilerimizin bile tutarlı bir politik çizgi izleyemediği, kendi içinde demokrasiyi yaşatamadığı, özeleştiri yapmaktan kaçındığı, kendi doğrularını topluma dayatmak istediği ülkemizde tarafsızlık zırhına bürünmek yerine tarafını doğru seçmek, elbette önemlidir.
Ama bu taraf, kimin tarafı olacaktır?
Hak, hukuk, adalet gibi kavramlara; bu kavramların sahibi olması gerekenlere güven kalmadığından dolayı “hukuktan, adaletten yana taraf olmalıyız” demek, pek gerçekçi, anlamlı ve inandırıcı gelmiyor.
O zaman, kendimize rehber edineceğimiz, tarafında yer alacağımız tek bir şey kalıyor.
“vicdanımız”
Olayları ve yaşanan gelişmeleri kendi vicdanımızda, duygularımızdan arınmış biçimde, aklımız ve mantığımızla değerlendirebilmeyi başarabilirsek eğer; asıl o zaman gerçek tarafımızı buluruz.
İşte o zaman asıl, önyargılarımızın esaretinden kurtulur, beyinlerimizi özgürleştirir, gerçeğe ulaşma olanağı buluruz.
Geçmişte ve günümüzde yapılan, yapılmak istenen darbeleri, darbe girişimlerini ve darbecileri vicdanımızda yargılar ama değişik algı operasyonlarıyla bizleri sürüklemek istedikleri darbe paranoyalarından da kurtulmuş oluruz.
Silivri zindanları diyerek yüreğimize oynayanların, Diyarbakır cezaevinde yapılan işkenceleri, insanlık dışı uygulamaları unutturmalarına fırsat vermemiş oluruz.
Devlet içinde oluşturulan karanlık güç odaklarının hazırladığı senaryolarla her önüne geleni darbeci diye toplumda itibarsızlaştırmaya karşı çıkalım derken, “haydi paşam, daha ne bekliyorsunuz, yapın biran önce şu darbeyi” diyecek kadar alçalan kimilerini, kahraman gazeteci diye lanse etmelerine izin vermemiş oluruz.
Basın özgürlüğünü savunalım derken, darbecilere medya içerisinden servis yapanları ayrı tutmanın,” bizden olmayan haindir” zihniyetiyle kendi yanında olmayan, farklı düşünen tüm sanatçıları “yalaka” olarak topluma sunan muhalefet anlayışını fark etmenin yolu; vicdanımızdan geçiyor.
Ülkemizin en çok sevilen taraftar grubunu darbe planlayıcı olmakla suçlayan bir hukuk sistemine de, otuz yılda sonuçlanmayıp, zaman aşımına uğratılan dosyalarla anılan adalet kurumuna da güvenemiyorsak eğer, tek başvuracağımız yargıç, vicdanımız olacaktır.
Şimdi bana birileri soracak olursa eğer, tarafın neresi diye?
Cevabım hazır. “Tarafım, vicdanımdır.”
İnsanların kendilerinden başkasına tahammül göstermediği, kendi gibi düşünmeyen, kendi safında olmayanı düşman gördüğü, zamanın ruhunu kavrayamadığı, kendi doğmalarını mutlak doğru kabul ettiği bir toplumda kendi vicdanımdan daha adil bir yargıç göremiyorum.
Kaldı ki, insanlar; gelişen ve değişen olaylara, koşullara göre zihin dünyalarını değiştirip, geliştirebilirler. Bu değişiklikleri ihanet ya da döneklik gibi algılayanlar, kendilerini yenileyemeyen, çağın ve gelişmelerin gerisinde kalanlardır.
Tarafını belirlemeden önce sesine hayran olduğunuz bir sanatçı, yeteneğini ya da güzelliğini yere göğe sığdıramadığınız bir oyuncu, bugün sizin tarafınızda durmuyor diye, bir çırpıda onları hain, düşman, dönek, yalaka olarak nitelemek hangi vicdana sığar?
Bunu iktidar partisi yöneticileri yaptığı zaman kınıyor, eleştiriyor, karşı çıkıyorduk.
Şimdi muhalefet yapınca alkış mı tutacağız?
Uluslar arası üne sahip bir sanatçımızın yaptığı heykele” ucube” diyen dönemin başbakanına nasıl karşı çıktıysak, uluslar arası yarışmalarda ödül almış bir sinema oyuncusunun jüri başkanlığına tahammül gösteremeyen komik adama da, onun oyunlarını Türkiye çapında organize eden muhalefet partisinin Genel Başkanına da karşı çıkabilirsek eğer, vicdanımız bize doğru tarafı gösterir.
Aksi halde bugün, siyaset adına topluma yaşamı zehir eden, kişisel egolarını tatmin için, kurumsal çıkar ve beklentileri uğruna halka zulmeden yöneticilerin kulakları gibi sağır, gözleri gibi kör olur vicdanlarımız.
İşte o zaman bitaraf oluruz, bertaraf oluruz.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020