Ayşe HÜR
Irak’ta resmi adı ‘Kürdistan Bölge Yönetimi’ olan idari yapı için, yakın zamana kadar ‘Kuzey Irak’taki olus¸um’ gibi garip bir terminoloji kullanılıyordu. Başbakan Erdoğan bu tabuyu kırdı. Bu olay bazı kesimlerde sevinç, bazı kesimlerde kızgınlık yarattı. Ancak tabunun büyüğü, Irak Kürdistanı’na ilaveten Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in ‘Türkiye Kürdistanı’ dediği ‘Kuzey Kürdistan’, Kürtlerin Rojava dediği ‘Batı Kürdistan’ ve kimsenin adını ağzına almadığı İran Kürdistanı’ndan (Kordestan-e Iran) oluşan ‘Büyük Kürdistan’ hakkında konuşmak.
‘Kürdistan’ terimi ilk kez, son Büyük Selçuklu Sultanı Sancar Bey’in (ö. 1157) merkezi bugünkü İran’ın Hemedan kentine yakın Bahar kenti olan ‘Kürdistan Eyaleti’ için kullanılmıştı. Ancak bu kaydın Sencer döneminden 200 yıl sonra tutulduğunu belirtelim. Yani kaynağa ihtiyatla bakmakta yarar var.
İdis-i Bitlisi ve Şeref Han’ın Kürdistan’ı
Yavuz (I) Selim’in (1512-1520) Safevi Devleti ile 1517’de yaptığı Çaldıran Savaşı sonrasında Osmanlı ile Kürtler arasındaki ilişkiler önemli bir dönüşüm geçirdi. İdris-i Bitlisi adlı bir Kürt büyüğünün aracılığıyla Sünni (Şafii) Kürtlere yeni bir statü verildi. İran’dan Irak’a, Suriye’den Anadolu’ya uzanan geniş Kürdistan coğrafyasının önemli bir bölümüne hakim olan 28 Kürt beyi (Ümera-yı Ekrad) değişik imtiyazlar karşılığında Osmanlı Devleti’ne bağlı kalmaya söz verdiler. Bu dönemin belgelerinde coğrafi terim olarak ‘Kürdistan’ kullanılıyordu.
Kürdistan adı, yine coğrafi terim olarak, Kanuni Sultan Süleyman’ın 1525 ve 1553 tarihli fermanlarında da vardı. İran’da Şah Tahmasp’ın sarayında büyüyen ve Tahmasp tarafından ‘Kürtlerin Emiri’ unvanı verilen Şeref Han Bitlisi, 1596-97 yıllarında kaleme aldığı Şerefname adlı eserinde ‘Kürtlerin memleketinin sınırları Okyanus’tan ayrılan Hürmüz Denizi [Basra Körfezi] kıyısından başlar; bir doğru çizgi üzerinde oradan Malatya ve Maraş illerinin nihayetine kadar uzanır. Böylece bu çizginin kuzey tarafını Fars, Acem Irak’ı [Güneybatı İran’ın Kuzistan Eyaleti] Azerbaycan, Küçük Ermenistan ve Büyük Ermenistan teşkil eder. Güneyine ise Arap Irak’ı, Musul ve Diyarbekir illeri düşer,” diyordu.
Evliya Çelebi’nin Kürdistan’ı
I. Ahmet, 1604 tarihli fermanında ‘Umum Kürdistan’ terimini kullanmıştı. 17. yüzyıl yazarı Evliya Çelebi ünlü Seyahatnamesi’nde ayrıntılarıyla Kürtleri, Kürtçeyi, Kürdistan bölgesini ve şehirlerini (Erzurum, Diyarbakır, Bitlis, Van, Musul ve irili ufaklı pek çok yerleşimi) anlatmıştı. (Martin Van Bruinessen’e göre Seyahatname’nin Kürdistan’la ilgili bölümlerinin tam bir baskısı henüz yapılmadı.) Çelebi, ilgili bölümlerde, İdris-i Bitlisi ve Şeref Han Bitlisi’nin Kürt emirliklerinin ve aşiretlerinin otonomi içinde yaşamalarının imparatorluğun güvenlik politikalarına uygunluğu yolundaki tezlerini tekrarlıyordu. Evliya Çelebi’nin zikrettiği şu kaside ise Bruinessen’e göre en eski Kürçe şiir olmalıydı: “Reyi li Asef diken/walih û heyranê işq/Dersê Aresto diden/serxqweş û sekranê işq/Eqlê kul er bête nîv/mektebê işqî demek/Dê bibitin mezhekî/tiflê hewesxwanê işq.” Şiirin Sami Tan tarafından yapılan tercümesi şöyle: “Esefe çare bulunur/Aşka sadık ve hayran olan/Aristo dersi verir/Aşkla sarhoş olup kendinden geçen/Meydanda yarım kalan akıl/Aşkın okulu demek/Maskaraya döner/Aşkın hevesli çocukları.”
Abdülmecid’in madalyonu
Modernleşmeci padişahlardan Abdülmecid döneminde, 1847’deki Bedirhan Bey İsyanı’nın bastırılmasından sonra resmen ‘Kürdistan Eyaleti’ni kuruldu. 14 Aralık 1847 tarihli Takvim-i Vekayi’de yayınlanan fermana göre Kürdistan Eyaleti, Diyarbakır Eyaleti, Van, Muş ve Hakkari sancakları ile Cizre, Botan ve Mardin kazalarını kapsıyordu. Başkenti Ahlat, ilk valisi Musul Valisi Esad Paşa idi. Abdülmecid bölgenin Bedirhan Bey’den geri alınmasının şerefine aynı yıl bir de Kürdistan madalyası bastırmıştı. Altın, gümüş ve bronz üç çeşit, 29 mm. çapındaki madalyanın üzerinde Kürdistan dağlarının kabartması, Kürdistan yazısı ve taarruzun Rumi takvimdeki yılı olan 1263 (1847) yazıyordu. Madalyanın arka yüzündeyse Abdülmecid’in tuğrası yer alıyordu.
Kürdistan’ın merkezi Ahlat’tan sonra sırasıyla Van’a, Muş’a ve Diyarbakır’a taşındı. Osmanlı İmparatorluğu’nun genel idari yapılanmasındaki reformlarla uyumlu olarak 1856’da bu eyaletin sınırları yeniden düzenlendi, 1864’te ise Diyarbakır ve Van vilayetlerine bölünerek son buldu. Ancak İsmet Şerif Vanlı’ya göre 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından Sadrazam Abidin Paşa’nın Avrupalı elçiliklere yazdığı mektuplarda ‘Anadolu ve Kurdistan’daki vilayetler’ terimi hala kullanılıyordu.
Coğrafya-i Umumi’de Kürdistan
Şemseddin Sami’nin 1889’da yayımlanan dev eseri Kamusu’l-Alam’ın ‘Anadolu’ maddesinde, bölgenin güneydoğu sınırı Kürdistan olarak adlandırılmıştı. 1890’da yayımlanan, devletin askeri ve sivil okullarında okutulan Coğrafya-i Umumi’de (yazarı Yenişehirli Ahmed Cemal idi), Osmanlı ülkesi önce ‘Avrupa-yi Osmani’ ve ‘Asya-yi Osmani’ diye ikiye; Asya-yi Osmani de altı bölgeye ayrılıyordu: 1) Anadolu, 2) Adalar, 3) Kürdistan, 4) Irak, 5) Suriye ve Filistin, 6) Hicaz ve Yemen. Bu adlandırma, yazarın diğer kitaplarında da tekrarlanmıştı. Kısacası II. Abdülhamit döneminde Kürdistan adıyla ilgili bir sıkıntı yoktu.
Abdülhamit’i tahttan indiren İttihatçıların Dahiliye Nazırı Mehmed Ali Bey’in Hariciye Nazırı Ferid Pas¸a’ya gönderdigˆi 13-14 Nisan 1335/1919 tarihli tezkereye bakılırsa bu tarihte de Türklerin Kürdistan, Kürt (ve Ermenistan) gibi terimlerle ilgili bir kompleksleri yoktu.
Mustafa Kemal’in pragmatizmi
Milli Mücadele’nin başlarında Mustafa Kemal’in, Kürt aşiret reislerine çektiği telgraflarda, Sovyet Rusya Dıs¸is¸leri Komiseri Çiçerin’e yazdığı mektupta, bazı Meclis konus¸malarında Osmanlı’dan kalma bir alışkanlıkla ‘Kürdistan’ dediğini, Birinci Meclis’in Doğu’dan gelen üyelerine ‘Kürdistan mebusu’ dendiğini de biliyoruz. Ancak bu kullanımlar, bence Milli Mücadele’ye Sovyet Rusya’nın ve Kürtlerin desteğini sağlamak gibi pragmatik nedenlere dayanıyordu. Nitekim, 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasından itibaren belgelerde bölgeden Vilayat-ı S¸arkıya veya Şarkî Anadolu olarak söz edilmeye bas¸landı. Bu tarihten sonra Mustafa Kemal bir daha Kürt, Kürdistan (ve Lazistan, Ermenistan) gibi terimleri ağzına almadı. (Yani Başbakan’ın ‘Kürdistan’ terimini kullanmaya meşruiyet kazandırmak için Mustafa Kemal’e yaptığı atıf yerinde değildi.)
Buna uygun adımlardan biri olarak 1929’da Faik Sabri’nin (Duran) ünlü Türkiye Coğrafyası adlı kitabında Türkiye fiziki coğrafya açısından üç temel bölgeye ayrılmıştı: 1)Trakya Yaylaları, 2)Anadolu Yaylaları, 3)Şark Yaylaları. Şark Yaylaları, Kars’tan Fırat ile Dicle arasında (Cezire-i Ulya) kalan 236 bin km²’lik alandı.
1941’de toplanan Türkiye Coğrafya Kongresi’nde Hamid Sadi Selen’in önerisi ile Türkiye yedi coğrafi bölgeye bölünürken Şarki Anadolu terimi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya dönüşmüş, işin ilginç yanı bu terminoloji Kürt olsun, Türk olsun dönemin bazı solcuları tarafından da benimsenmişti ya da kabul edilmek zorunda kalınmıştı.
‘Vatan-ı umumiye’ olarak Anadolu
Söz Anadolu’ya gelmişken hatırlatayım, Osmanlı-Türk elitlerinin ‘Anadolu’ya bakışını 13 Ocak 2013 tarihli “Türkiye yerine 'Anadolu Cumhuriyeti' olsaydı ne olurdu?” başlıklı Radikal yazımda anlatmıştım. Şimdi biraz geriye gidelim ve Kürt elitleri için Kürdistan, Anadolu ve Türkiye terimleri ne anlama geliyordu ona bakalım. Bu bölümü yazarken yararlandığım çalışmaların sahibi Gürdal Aksoy’a göre, bu konuda net bir tutum yoktu. Kürdistan bazen belli bir bölgeyi, bazen sınırları belirsiz ama Anadolu’dan ayrı bir bölgeyi, bazen Anadolu ile bütünleşik bir bölgeyi anlatıyordu.
Örneğin 1908’de kurulan Kürd Teavun ve Terraki Cemiyeti’nin tüzüğünün 15. maddesinde Kürdistan’dan söz edildiği halde, 24. maddesinde “memalik-i Osmaniyenin Kürtlerle meskun vilayetleri” ifadesi de kullanılıyordu.
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin (İTC) kurucularından Abdullah Cevdet, Osmanlı sınırları içinde yaşayan tüm halkların ‘ortak bir vatan’ (müşterek bir vatan-ı umumi) etrafında birleşmesi gerektiğini açıkça savunmakta ve bu ortak vatanın adı olarak da ‘Türkiya’dan söz etmekteydi. Sadeleştirilmiş Türkçeyle o sözleri aktarıyorum: “İşte bakın ben Kürdüm. Kürdleri ve Kürdlüğü severim. Fakat madem ki hukuk ve vazifece eşit Türkiya vatandaşlarındanım, herşeyden evvel Türküm (…) Benim bu sözümden, ben madem ki Türkiya vatandaşıyım Kürd lisanı unutulsun Kürdlüğüm unutulsun dediğim anlaşılmasın. Bilakis, Kürd Kürdcesini, Ermeni Ermenicesini kültürel olarak ihya etsin. Bundan Türkiya’ya zarar geleceğini sananlar ancak bal kabak kafalı, veya hain ruhlu kimselerdir.”
Kararsızlık yılları
Yine Gürdal Aksoy’un kelimeleriyle Kürdistan adlı ilk Kürtçe gazeteyi (1898) yayımlamış olan Mikdad Mithad Bedirxan ile kardeşi Abdurrahman Bedirxan beyler ise, Cevdet’ten cok farklı olmayan bir çizgiyi temsil etmişlerdi. Gazetede Kürdistan adından bazen bir vatan, bazen ise bir bölge olarak söz edilmiş olması Osmanlı şemsiyesi altında kültürel bir ulusçuluğa işaret ediyor” gibiydi.
Kürdoloji Çalışma Grubu tarafından Türkçeleştirilerek yayımlanan 1913 tarihli Rojî Kurd dergisinin 3. Sayısında yayımlanan Hüseyin Kenan Bedirhani Bey’in hayat hikayesi anlatılırken ‘vatan-ı asliye’ olarak ‘Kürdistan’dan söz edilirken, yine aynı dergide “Kürd milliyetinin Anadolu’nun nispeten medeniyet merkezlerinden uzak bir kısmında bulunması” veya “Musul, Van, Diyarbakır, Elazığ ve Erzurum illerinin geneli ile Halep, Şam, Bağdat ve Sivas illerinin bir kısmında yaşayan Kürtler” gibi genel ifadeler de kullanılıyordu.
1918’de Kurdistan gazetesinde yayımlanan ‘Kürdistan ve Kürdler’ başlıklı makalede ise (Günümüz Türkçesiyle) “Bugün Kürdler, İran’ın Loristan eyaletinden Harput’a ve Fırat, Dicle nehirlerinin kavşak noktasını teşkil eden Kurna kasabasına kadar uzanan devasa arazinin sahibidirler. Anadolu ile İran’ın çeşitli mevkilerinde ve hatta Belucistan ve Rusya ile Afganistan’da farklı Kürd kabileleri mevcuddur” deniyordu. Bu ifadede Kürdistan ve Anadolu iç içe geçmişti.
Halbuki Aralık 1918’de kurulan Kürdistan Teali Cemiyeti’nin üyelerinden Memduh Selim Bey cemiyetin yayın organı Jin’de yayımlanan bir makalesinde Anadolu’yu açıkça Kürdistan’dan ayrı tutmuş, Kürdistan’dan söz ettikten hemen sonra “Anadolu’ya dağılan” “pek çok miktardaki Kürd muhacirleri”ne değinmişti.
1927’de Beyrut’ta kurulan Xoybun’un başkanlığını da yapmış olan Celadet Bedirxan Bey de, Kürtlerin sürgün edilmesine dair yasa hakkında yazdığı bir metinde, “Anadolu ve Trakya Türklerinin bir kısmının Kürtlerin ülkesine” nakledileceği endişesini dile getirirken, Anadolu-Kürdistan ayrımını yaptığını göstermişti. Xoybun’un diğer bir yönetici üyesi Kadri Cemil Paşa da anılarında “Anadolu’da sürgündeyken Kürdistan ile ilgili duydukları iyi haberlere sevindiklerini” yazarak, iki coğrafyayı birbirinden kesin şekilde ayırmıştı. Nihayet Xoybun’un 1928’de yayımladığı İngilizce broşürde ve 1930’da D. Beletch Shirguh imzasıyla Celadet Ali Bedirhan’ın yazdığı İngilizce broşürde, Kürdistan’ın ayrı bir ülke olduğunun altı kalınca çiziliyordu.
‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu’
1941’deki Coğrafya Kongresi’nin ardından coğrafi bölge repertuvarına eklenen Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu adları, sadece Türklerin değil bazı Kürtlerin de hoşuna gitmişti. Örneğin Varto’daki Xormek Aşireti’nden olan, aşiretinin Türk kökenli olduğunu ileri süren, 1925’te Şeyh Sait İsyanı’na silahla karşı koyanlardan olan Mehmet Şerif Fırat, 1948’de ilk kitabına Doğu İlleri ve Varto Tarihi adını vermişti. Kitap 1961’de 27 Mayıs darbesinin Devlet Başkanı ve Başbakan’ı Cemal Gürsel’in (ki ‘Cemal Aga’ da Kürt asıllıydı) önsözüyle ve aynı adla tekrar yayımlanacaktı.
Geçen haftaki yazımda adını andığım Nuri Dersimi de 1950’de kaleme aldığı Kürdistan Tarihinde Dersim adlı eserinde Anadolu-Kürdistan ayrımını yapmakla birlikte, az da olsa Anadolu Doğusu, Şark veya Şarki Anadolu terimlerini kullanıyordu. (Nuri Dersimi’nin yazdığı sanılan MC’ye hitap eden 20 Temmuz 1937 tarihli mektupta, Kürdistan terimi Dersim için kullanılmıştı.)
1965’te Diyarbakır’da Said Elçi, Faik Bucak, Şakir Epözdemir, Derviş Akgül, Ömer Turhan ve A.Ş.E (?) tarafından gizlice kurulan Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi’nin adı hariç, 1967’de başlayan Doğu Mitingleri ve Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO) gibi örgütlenmeler; İsmail Beşikçi’nin Doğu Anadolu’da Göçebe Alikan Aşireti (1967) ile Doğu Anadolu’nun Düzeni (1969) adlı çalışmaları; Kemal Burkay’ın 1975’te C. Aladağ adıyla ilk baskısı yayımlanan Milli Mesele ve Doğu’da Feodalite-Aşiret adlı eseri zamanın ruhunun empoze ettiği Kürdistan’sız söylemin ilk örnekleriydi.
Türkiye yerine Anadolu
Bugün Kürtlerin ‘Kuzey Kürdistan’ dediği bölgeye, 1960’larda Kalkınmada Öncelikli Yöreler adı verildi. Aynı yıllarda Türk teriminin iticiliği ve Kürdistan teriminin yasak olması yüzünden Kürt aydınları ‘Anadolu’ terimini yeğlediler. Bunun nedenini 1970’li yılların ilk yarısında İsveç’te, Uppsala’da sürgündeki Kürtler tarafindan çıkarılan Bahoz adlı derginin bir sayısında (1973, S. 48) yazar şöyle açıklamıştı: “Türkiye sözcüğü, aslında tarihi gerçeklere ters düşen, şövenist ve emperyalistçe bir deyimdir. Zira sözkonusu olan ANADOLU’dur (Anatolia). Bu kavram daha anlamlı ve gerçeğe yakındır.”
Bu eğilim PKK’nin gerilla mücadelesine başladığı 1984 yılına kadar sürdü. 1984 ile 2002 arasında ‘Kuzey Kürdistan’ın adı ‘OHAL Bölgesi’ iken PKK’nin lideri Abdullah Öcalan başlarda Anadolu’yu bazen Kürdistan’ı da içine alacak şekilde kullanırken, 1990’lı yılların sonlarında Anadolu söylemine daha çok sarılmış, 1999’da İmralı’ya hapsedilmesinden sonra ise, Anadolu’yu açıkça ‘ortak vatan’ ilan etmişti.
Kürt aydınlarının Anadolumerkezciliği
Modern dönem araştırmacılardan Faik Bulut 15/16/17 Kasım 1992 tarihli Özgür Gündem gazetesinde yayımlanan “Kürtler Milattan, İslamdan, Türklerden ve Osmanlılardan Önce Anadolu’daydı” başlıklı yazısı ise Bulut’un ‘Anadolumerkezci’ yaklaşımının en açık ifadesiydi. Makalenin 15 Kasım 1992 tarihli bölümünde Malazgirt’te Alparslan’a hizmet eden Kürtlerden söz etmekte ve “bu Kürtler de Alparslan’ın ordularıyla birlikte İç Anadolu’ya akıp gittiler” denmekteydi. Bulut’un bu tavrı zamanla daha da kristalleşmiş ve Türkiye’de Kültür Mozayiği’ başlığıyla Berfin Bahar (2000) dergisinde yayımlanan konuşmasında, Kürt Ittihatçısı Abdullah Cevdet’e atıfta bulunarak Anadoluculuğun açık savunuculuğuna ulaşmıştı.
BDP’nin öncüllerinden kapatılan DTP’nin başkanı Yaşar Kaya, Emin Cölaşan ile yaptığı polemikte, kendisini devşirme “Çölajanı Emin” karşısındaki “saf Anadolu çocuğu” olarak nitelemişti. 25 Ağustos 2000 tarihli Özgür Politika’da yayımlanan bir makalesinde ise şöyle diyordu: “Siz Rumeli’den gelenler yetmiş yıldır, kafasını kaldıran her Anadolu çocuğunun kafasını Turgut Özal misali ezdiniz, ama bu böyle sürüp gitmeyecek. (…) Anadolu sadece Rumeli’den gelmiş göçmenlerin değil, bizim esas yurdumuzdur.”
1970’lerden itibaren, eserlerinin yayımlandığı ülkeye bağlı olarak Kürdistan da diyen, Doğu Anadolu da diyen Kemal Burkay ise 2004’te Anadolu’yu bir buluşma noktası olarak tanımladı: “Birlikte yaşamamız arzu ediliyorsa neden Anadolu’nun tarihi ve kültürel dokusuna, çeşitliliğine uygun bir devlet yapısı benimsenmeyip, ona, belli bir etnik grubu çağrıştırmayan, tüm grupların evet diyebileceği bir isim bulmuyoruz? Örneğin ‘Anadolu Federe Cumhuriyeti’ diyelim… Türklere tanıdığımız hakları, nufusları nerdeyse onlar kadar olan ve kendi ülkelerinde Kürdistan’da çoğunluk oluşturan Kürtlere de tanıyalım, yani Türkiye’yi iki cumhuriyetli bir federasyona dönüştürelim.” Bu öneri, yukarıda sözünü ettiğim “Türkiye yerine Anadolu Cumhuriyeti denilseydi ne olurdu?” başlıklı yazımda anlattıklarımı çağrıştırıyor.
Kitabında Musa Anter, Kemal Burkay, Faik Bulut, Yaşar Kaya, Munzur Çem gibi yazarların ‘Anadolumerkezci’ söylemlerinden örnekler veren Gürdal Aksoy’un 16 Haziran 1996 tarihli Demokrasi gazetesinde yayımlanan ‘Kürt Tarih Yazımının Tarihi’ adlı makalesindeki bir öngörüyle yazıyı bağlamak istiyorum. Aksoy’a göre Kürt aydınları arasındaki ‘Anadolumerkezci’ bu tarih anlayışı iki ‘tarz-ı siyasete’ imkan tanıyordu. Bunlardan biri Anadolu’nun Kürtleşmesi –ki yazara göre sıfır noktasında denecek kadar zayıf bir olasılık idi bu-, diğeri ise Kürtlerin Anadolululaşması idi. (Yazarın bu ikinci olasılığı tercih etmediği anlaşılıyor.) Bugün bu yollardan hangisine doğru gittiğimizi söylemek kolay değil. En iyisinin Trakya’nın, Anadolu’nun ve Kürdistan’ın çok etnili, çok dinli, çok dilli, çok kültürlü ama hepsinden önemlisi birey ve insan hakları temelinde, demokratik biçimde örgütlenmeye doğru gitmesi olduğu ise açık…
Özet Kaynakça: Şeref Han Bitlisi, Şerefname, Kürt Ulusunun Tarihi (Etnoğrafya ve Coğrafya Girişi), Çeviren: Celal Kabadayı, Yaba Yayınları, 2009; Rojî Kurd, 1913, Yayına Hazırlayan: Kürdoloji Çalışma Grubu, Zend Bilim Kültür Eğitim Basın Yayın Ltd. Şti., 2013; Martin van Bruinessen, “Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde 16. ve 17. Yüzyıllarda ‘Kürdistan’”, Toplumsal Tarih, S. 156, Aralık 2006, s. 24-31; Özkan Akpınar, “Geographical Imagination in School Geography During the Late Ottoman Period, 1876-1908, Master Tezi, Boğaziçi Üniversitesi, 2010; Hamit Sadi Selen, Türkiye Coğrafyasının Ana Hatları, Hüsnütabiat Basımevi, 1945, Hande Özkan, “The History of Geographical Perceptions in the Turkish Republic: A Spatial Interpretation of the Republican Regime during the Single-Party Era.” Master Tezi, Boğaziçi Üniversitesi, 2002, Gürdal Aksoy, Halklar Hapishanesi Anadolu, Kürtlerde Anadolumerkezci Yabancılaşma, Komal, 2002.
Özür Notu: Okurlarımızdan Halil Kurbetoğlu, 26 Mayıs 2013 tarihli 'Meyhaneye gel, kim ne riya var ne mürai...' başlıklı yazımda bir hatamı bulmuş. Yazar haklı olarak Peçevi tarihinde içki içtiğine dair ima olan padişahın Yavuz Sultan Selim (Selim-i Evvel) değil II. Selim (Selim-i Sani) olduğunu belirtiyor. Evvel ve Sani ibareleriyle ilgili bir dikkatsizlik eseri olan bu hatamdan dolayı sizlerden özür diliyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016