Celal BAŞLANGIÇ
HENDEKLERİ VE BARİKATLARI ANLAMA REHBERİ (2)
Belediyenin hoparlörlerinden yapılan anons her zamankinden farklıydı.
Bir duyuru yapılmıyordu da sanki bağıran biri buyurgan bir tonla emir yağdırıyordu:
"Bölücü terör örgütü mensuplarının yakalanması, halkımızın can ve mal güvenliğinin sağlanması için ilimiz Cizre İlçesi'nde 04 Eylül 2015 günü saat 20.00'den geçerli olmak üzere ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir."
Bu anons yapıldığında saat 19.00'dur ve yasağın başlamasına tamı tamına bir saat vardır.
"Gerekçenin bir kısmında halkın can ve mal güvenliği gösteriliyordu. Ama aslında halkın can ve mal güvenliğine bu anonsu yapanlar zarar vermişti bile. Zira polis Cizre Belediyesi'nin camını kırarak zorla içeri girmiş ve zabıtanın anons cihazına el koymuştu. Aynı zamanda nöbette olan belediye çalışanlarına hakaret ve küfür etmişlerdi. Sessiz geçen bir günün akşamında dokuz günlük cehennem böyle başladı."
İnsan Hakları Derneği Cizre Temsilcisi Abdulkerim Pusat, böyle anlatmaya başlıyor, değil bölge, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en uzun sürecek sokağa çıkma yasağının duyurulduğu ilk anı.
Gerçi Cizre 4 Eylül'de başlayan ve 12 Eylül'de sona eren dokuz günlük sokağa çıkma yasağıyla "en uzun sokağa çıkma yasağı konan yer" ünvanını almıştı o günlerde ama sonrasında 12 günle Silvan, 14 günle Nusaybin, Cizre'nin bu rekorunu kırdı.
Nasıl bir süreç yaşanmıştı ki, Cizre İlçesi'nin neredeyse yüzde 70'ini kapsayan mahallelere, sokaklara hendekler kazılmış, barikatlar kurulmuştu?
Bu sorunun yanıtı çok önemli. Çünkü 16 Ağustos'tan bu yana yaşadığımız kentleri kuşatmalar, sokağa çıkma yasağı ilan etmeler; mahallelerde hendek ve barikat savaşları, bölgede "özyönetim" ilanları başlamadan çok önce hendekleri kazmış, barikatları örmüştü Cizre'nin gençleri.
'AMA HENDEK' DEMEDEN ÖNCE BİLİNMESİ GEREKENLER
Bu sürecin başlangıcını yüzlerce yıl öncesine ya da Cumhuriyet'in ilk yıllarına, isyanlara, inkar, imha ve asimilasyon politikalarının uygulandığı dönemlere kadar taşıyabilirsiniz. Ya da 12 Eylül'ün zulmüne, sonrasında gelişen çatışmalı sürece, 1990'lı yılların köy boşaltmalarına, dışkı yedirmelerine, faili meçhul cinayetlerine, Newroz katliamına kadar da götürebilirsiniz.
Ancak kabul etmek gerekir ki, Cizre'de hendeklerin, barikatların en yoğun olduğu yerler, kentin en yeni kurulan mahalleleriydi. 1980'li yılların sonunda, 1990'lı yılların başında bölgede binlerce köy ve mezra boşaltılırken Cizre kırsalı da Cudi'siyle Gabar'ıyla bu uygulamadan nasibini almış, binlerce insan evleri boşaltılmış, eşyalarıyla birlikte yakılmış, üstlerine örtecekleri bir yorgan bile alamadan kendilerini dağdaki köylerinden kentin ortasına neredeyse "ışınlanmış" bir durumda bulmuşlardı.
İşte bugün hendeklerin, barikatların en yoğun olduğu mahalleler bundan 25-30 yıl öncesinden itibaren köylerinden göçmek zorunda kalan insanların kurduğu, yoğun yaşadığı yerleşimlerdi.
Buralarda oturanlar 1990'lı yıllardan sonra faili meçhullerin, gözaltında kayıpların en yoğun ve en acılı süreçlerini yaşamışlardı.
Bölgede bugün yaşananları anlamak için "Ama hendek", "Ama barikat" demeden önce bilinmesi gereken bir gerçek var. Hendekleri kazan, barikatları ören, başında nöbet bekleyen gençler işte bu köyleri boşaltılanların, babaları, dayıları, amcaları, ağabeyleri faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin ya da gözaltında kaybedilenlerin çocukları, torunları, yeğenleri, kuzenleri...
Ama biz daha yakına, geçen seneye doğru gelerek Cizre'de hendekli, barikatlı hayatın nasıl başladığına bakalım.
KOBANE DÜŞTÜ MÜ?
Gaziantep'in Islahiye İlçesi'ndeki Suriyeli sığınmacılar için kurulan çadır kentte Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyor. Belki o söylediği sözün, zaten patlamaya hazır bir bombaya dönmüş, küçücük bir kıvılcımla tutuşarak alev topu olacak bir toplumsal isyanın tetikleyicisi olacağının kendisi bile farkında değildi. Ama söyledi işte:
"Şu anda Kobane de düştü, düşüyor."
Bu söz Erdoğan'ın ağzından çıktığı andan itibaren iki gün sürecek acı, çatışmalı, 50'ye yakın insanın yaşamını yitirmesine neden olacak süreç başladı.
Zaten Türkiye'nin pek çok kenti, bölgenin geneli gibi Cizre de ayaktaydı. Erdoğan'ın konuşmasından iki gün önce büyük bir hareketlenme başlamıştı Cizre'de. Çünkü cihatçı IŞİD çeteleri Kobane Kantonuna saldırıyordu o günlerde. Cizre de Suriye'deki üç Kürt kantondan biri olan Cizire'nin Derik kentiyle komşuydu. Komşuluktan da öte zaten iki tarafta yaşayanların çoğu birbirleriyle akrabaydılar.
Erdoğan "Kobane düştü, düşüyor" demeden iki gün önce, 5 Ekim'de bütün Cizre halkı sınıra yürümüştü. Askerlerin, özel harekatçıların gerçek mermilerine aldırmadan dayanışmalarını göstermek için sınırdaki dikenli telleri yıkıp geçmişlerdi.
Ancak 7 Ekim'de Erdoğan'ın konuşmasının sonrasında Cizre sokaklarında çatışmalar başladı; Türkiye'nin, bölgenin pek çok kentinde olduğu gibi. Ancak Cizre'de bazı sokaklarda, bazı mahallelerde bugünün HÜDAPAR'lıları çoğunluktaydı. Geçmişin faili meçhullerinde devletin tetikçiliğini üstlenen Hizbullah'ın ya da bölge halkının taktığı adla Hizbulkontra'nın devamı olarak kabul görülüyordu HÜDAPAR'lılar. Aslında Kürt Siyasi Hareketi'ne göre Kobane'de savaştıkları IŞİD çeteleriyle aynı anlayışa sahiptiler. HÜDAPAR da, AKP de IŞİD'in Türkiye'deki destekçisi olarak algılanıyordu ve bu da o tarihlerde yürüyen çözüm sürecine karşın gerilimi arttıran bir konuydu. Cizreliler de bu duyguyu yoğun biçimde yaşıyordu.
'AKREP'TEN AÇILAN AĞIR MAKİNALI TÜFEK...'
Özellikle 7 ve 8 Ekim gecesi yoğun çatışmalar yaşandı Cizre'de. Polis göstericilere gerçek mermi sıktı. Göstericiler HÜDAPAR'lı olarak bilinenlerin evine saldırdı, yoğun çatışmalara sahne oldu kentin mahalleleri, sokakları.
8 Ekim'den sonra büyük bir gözaltı dalgası ve tutuklamalar başladı.
İşte Cizre'de hendekler ilk kez 8 Ekim sonrasında yaşanan gözaltı ve tutuklamalardan sonra kazıldı, barikatlar ilk kez bu süreçten sonra yükseldi.
Amaç polisin, özel harekat timlerinin, askerin mahallelere, sokaklara girerek ev baskını yapmasını, istediğini gözaltına alıp götürmesini engellemekti.
Hendeklerin, barikatların önderliğini YDG-H'li gençler yapıyordu.
Zaten YDG-H'nin ilk kuruluş ilanının yapıldığı yer de, örgütün en görünür kılındığı yer de, "KCK Asayiş" adı altında gençlerin kimlik kontrolü yaptığı ilk yer de Cizre'ydi. Ancak şu noktanın altını çizmeden geçmemek gerekiyor ki, örgütün ilk kurulduğu 2013'ün yaz aylarında bu gençlerin elindeki en ağır silah molotof kokteyli ve havai fişekti.
İşte bu örgütsel yapılanma yaklaşık iki yıl sonra bölgede ilk açılan hendeklerin, ilk yükselen barikatların öncüsü olacaktı...
6-7 Ekim olaylarının yaygın çatışmalarında yaşanmayan can kaybı o günden sonra ilk kez 26 Aralık'ta meydana geldi. O gün Şengal'de IŞİD çeteleriyle savaşırken ölen dört Cizreli YPG'linin cenazesi gelmişti. Cenazeler kente sokulmayınca çatışma çıkmış, sonra bu dört genç için kurulan taziye çadırına, DBP'nin anons aracına HÜDAPAR'lılar saldırmış, YDG-H'liler karşı saldırıya geçince de güvenlik güçleri çatışmanın bir diğer tarafı olmuştu. O gece biri HÜDAPAR'lı dört kişi yaşamını yitirdi çatışmada. Tutulan kayıtta yaşamını yitiren dört kişiden biri olan 19 yaşındaki Yasin Özer'in ölüm nedeni olarak "Akrep'ten açılan makinalı tüfek ile..." notu düşüldü. 16 Yaşındaki Barış Dalmış'ın ölüm nedeni de "tepedeki keskin nişancı" diye kayıt tutuldu.
KALDIRILAN HENDEKLER YENİDEN AÇILIYOR
İlk olarak 7-8 Ekim 2014'te yaşanan olaylardan sonra gelişen süreçte açılan hendekler ve kurulan barikatlar yaşanan her çatışmadan sonra, her saldırıdan sonra daha da güçlendi. Hendekler daha da genişletildi, barikatlar daha da tahkim edildi.
26 Aralık'ta yaşanan dört ölümlü çatışmalardan sonra Cizre Emniyet Müdürü Ozan Başurgan görevinden alınarak yerine hayli tartışmaya yol açacak olan Ercan Demir atandı 30 Aralık'ta. Çünkü Demir, Trabzon Emniyeti İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde Amir olarak görev yaptığı sırada işlenen Hrant Dink cinayetinden sorumlu tutuluyordu ve kısa bir süre önce "şüpheli" sıfatıyla ifade vermişti.
Demir görevi devraldıktan birkaç gün sonra, Cizre'nin Belediye Eşbaşkanları ile hendeklerin kapatılması, barikatların temizlenmesi için bir toplantı yaptı. Özellikle Cudi ve Nur mahallelerindeki hendekler ve barikatlar polisin zırhlı araçlarının gece sokaklara girip evlere baskın yapmasını, yoğun biçimde yaşanan gözaltıları engellemek için kurulmuştu. Demir toplantıda keyfi gözaltı ve ev baskını olmayacağının sözünü de vermişti Cizre'nin yerel yöneticilerine.
6 Ocak'ta heyacanlı bir güne başlamıştı Cizre. Belediyenin öncülüğünde hendekler kapatılıyor, barikatlar kaldırılıyordu. Artık polis zırhlıları mahallelere, sokak aralarına girmeye başlamıştı.
İşte o gün akşama doğru Cudi Mahallesi'nin Ziraat Sokağı'na giren zırhlı polis aracından açılan ateşle badana yapmaktan dönen "çocuk işçi" Ümit Kurt tek kurşunla öldürüldü.
Polis cinayeti reddetmedi, hatta "bize ateş açtığı için öldürdük" dedi. Ama balistik raporu polisi yalanlıyordu çünkü Ümit'in ateş ettiğine dair hiçbir belirti yoktu.
İşte bu olaydan sonra daha yeni kapatılmış hendekler tekrar kazıldı, temizlenmiş barikatlar yeniden kuruldu.
HENDEKLER KALDIRILIYOR, POLİS ÖLDÜRÜYOR
Çok kısa bir aradan sonra Cizre sokakları yine hendekli, barikatlı günlere geri dönmüştü.
Bir yandan AKP'nin Öcalan'la görüşmeleri sürüyor, diğer yandan HDP heyeti İmralı ile Kandil arasında mesajları iletiyordu. Yani "Çözüm Süreci" görünürde derinleşiyordu. Aslında "derinleşen" bölgedeki hendeklermiş ama kimse o günlerde farkında değildi, farkında olanlar da "aman süreç bozulmasın" diye susuyordu.
Sonunda Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Hatip Dicle, 14 Ocak'ta Öcalan'ın mesajını getirdi Cizre'de hendek kazan, barikat kuran gençlere. Dicle'nin yanında Eşbaşkan Selma Irmak'la birlikte melelerden ve hocalardan oluşan bir heyet de vardı. Gelenleri 10 bini aşkın Cizreli karşılamıştı.
Büyük bir coşkuyla dinlediler Dicle'nin konuşmasını.
"İlçeye gelmekte geç kaldık. Ancak Öcalan'ın değerlendirmesini almadan da gelmek istemedik."
Dicle'nin aktardığına göre Öcalan, Kürt gençlerinden daha önce yüzü kapalı eylem yapılmayacağı ve kepenk kapattırma eylemleri yapılmayacağı yönünde alınan kararları pratiğe geçirmelerini istiyordu.
Yeniden kapatılması gündeme gelmişti hendeklerin. Barikatlar da kaldırılıyordu.
Ama yaşananlar sanki 6 Ocak'ın bir tekrarıydı.
Hatip Dicle'nin kentten ayrılmasından sonra hendekler kaldırılmaya başlanmıştı ki, aynen sekiz gün önce olduğu gibi zırhlı bir polis aracı Yasef mahallesine girdi ve 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ı vurdu.
Ancak geçen seferkinden farklı olarak polis Kazanhan'ı öldürdüğünü kabul etmiyordu. İçişleri Bakanı Efkan Ala "Bugün herhangi bir polis müdahalesi silahla ya da gazla olmamış" diyordu. Başbakan Davutoğlu da aynı görüşteydi:
"Burada net olarak ifade etmek istiyorum; bunun herhangi bir şekilde emniyet görevlilerinin kurşunlarıyla öldürülmesi söz konusu değil. Burada ne fiili bir müdahale ne de gaz kullanımı söz konusu oldu."
Ancak iki hafta sonra ortaya çıkan bir görüntü bütün söylenenleri net biçimde yalanlıyordu.
Görüntüde, kamuflajlı bir özel harekatçı polis zırhlısından iniyor ve 12 yaşındaki Nihat'ı vuruyordu.
Bu atışı yapan polis tutuklandı, yanında olup olayı gizleyen diğer polisler hakkında soruşturma başlatıldı ama bir kez daha hendeklerin kapanması, barikatların kaldırılması tersine dönmüştü.
Bu olaydan sonra bir kez daha kazıldı kapanan hendekler, bir kez daha örüldü kaldırılan barikatlar.
İşin ilginci, Ercan Demir'in Emniyet Müdürlüğü'ne atandığı süre içersinde hendekler, barikatlar iki kez kaldırılıp, yaşanan provakasyonlardan, çocuk cinayetlerinden sonra iki kez de yeniden kuruldu. Emniyet Müdürlüğü görevinin 20. gününde de Hrant Dink cinayetinin sorumlularından biri olarak tutuklandı Demir. Yerine 20 gün önce görevden alınan Ozan Başurgan yeniden getirildi.
Hendekleriyle, barikatlarıyla ve eski emniyet müdürüyle birlikte kelimenin tam anlamıyla başladığı yere dönmüştü Cizre.
EMRE USLU'NUN İLGİNÇ DEMİR ANALİZİ
Bu olaydan sonra Emre Uslu, Taraf Gazetesi'nde tutuklanan emniyet müdürü Demir'le ilgili ilginç bir analiz yazdı.(6 Şubat 2015)
"Adını net koyalım. Ergenekon operasyonları başladıktan sonra Türkiye’de cinayetler bıçakla kesilir gibi kesildi. Ergenekoncular serbest kaldı Türkiye’de cinayetler yeniden başladı. En son Cizre’de yaşananlara tesadüf deyip geçemeyiz. (...) Dink cinayeti döneminde Veli Küçük’ün Trabzon’da birtakım faaliyetler yürüttüğü kitaplara, mahkemelere konu olmuştu. Cinayet hazırlıkları döneminde Trabzon’da dikkat çeken iki kritik kişi vardı. Trabzon Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ve ekibi, dönemin Trabzon İstihbarat Şube’den Ercan Demir. (...) Kaynağımın iddiasına göre, Ercan Demir Hrant Dink cinayeti öncesi Veli Küçük ile tam 26 kez telefon görüşmesi yapmış. Yine kaynağımın iddiasına göre, o dönemde Ercan Demir kendi personelinin jandarma bölgesinde ve özellikle Ogün Samast’ın oturduğu Pelitli beldesinde istihbarat toplamasına izin vermeyen görevliydi. (...) Ercan Demir’in Cizre’ye göreve başlamasını müteakip olayların artmasını tesadüf görmüyor kaynağım. (...) Ercan Demir’in Cizre’ye göreve başlaması sonrası toplumsal olaylarda ciddi artışlar yaşandı. Çıkan olayları birlikte izledik.(...) Ancak ben 2007 yılı sonunda Ergenekon içerideyken bıçak gibi kesilen olayların birdenbire patlamasını, Güneydoğu’da çocukların polis kurşunuyla öldürülmesini, bunun bizzat Başbakan ve İçişleri Bakanı tarafından saklanmasını tesadüf olarak görmüyorum. (...) Bu dönemde Ercan Demir’in Cizre’de görevlendirmesi tesadüf mü. Belki de Demir’in hiç bu olaylardan haberi yoktur, adamın başına birileri bir şey sarıyordur. Mahkeme araştırmalı…"
ATLAYIP HENDEĞİ GEÇER Mİ GENÇ OSMAN?
Hendekler ve barikatlar yeniden kurulmuştu ama "çözüm süreci" de sürüyordu.
Kürt Siyasi Hareketi'nin çeşitli temsilcileri gençlerle görüştü. Talepleri "barış için hendekleri kapatmaları"ydı.
Ancak YDG-H'li gençleri ikna etmek kolay değildi. Bir şart öne sürdü gençler:
"Hendekleri açma kararını biz verdik ama kaldırma kararını Kandil verir. KCK bize 'kaldırın' desin, kaldıralım."
Dönem, "çözüm dönemi" olunca bazı iletişimler de kolaylaşıyordu. Kandil'e haber gönderildi, durum iletildi. Sonuçta Kandil'den "Kaldırın" kararı geldi.
Cizre'de 200'e yakın hendek ve barikat 31 Ocak'tan itibaren kaldırılmaya başlandı.
O gün HDP'nin Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız durumu şöyle değerlendiriyordu:
"Biz kapatacağız, yalnız halkımız kendisini savunmaya devam edecektir. Halkımız pervasızca saldırıların karşısında durmaya devam edecektir. İnsanlarımızı gözaltına almak için, gaza boğmak için, baskı uygulamak için sokaklara girmeye çalışan polisleri engellemeye çalışacağız. Bundan sonra da halkımız kendisini ve onurunu korumaya devam edecektir. Ama biz bundan sonra insanların burnu kanamasın diyoruz. Yeni bir süreç başlamış ise bu sürecin doğasına ve ruhuna göre herkes üzerine düşeni gerçekleştirmek ve yapmak zorundadır."
Evet, hendekler "barış aşkına" kaldırılmıştı ama, pek çok kişi bu duruma ikna olmamıştı.
Hendekler de barikatlar da uzun süre Cizre'nin gündemine gelmedi. 7 Haziran seçimlerine giden süreçteki "kontrollü çatışma ortamı"nda da, sonrasında da kimse "hendek" ya da "barikat" demedi. Ta ki 24 Temmuz'da Türk savaş uçakları Kandil'i bombalayıp çatışmalı süreci başlatıncaya, kentlerde evler basılıp insanlar gözaltına alınıncaya kadar...
İşte bugün bölgede yaşanan gözaltıların, sokağa çıkma yasaklarının, ilçe basmaların nedeni olarak gösterilen hendeklerin, barikatların ilk kurulduğu yer Cizre'de varoluş süreci böyle.
Şimdi "Ama hendek", "Ama barikat" diyerek Kürt sorununun çözümünü bugün hendeklerin kapanmasına, barikatların kaldırılmasına indirgeyenlerin en azından son bir yılda yaşananları iyi anlaması gerekiyor.
Kürt sorunu sadece hendek ve barikat değil. Hendekler ve barikatlar Kürt sorununun sadece küçük bir yansımasıdır. Hatta bu konuda Kürtlerin yaptığı "kentsel dönüşüm"dür sadece. Hani Kürt sorununu biraz daha küçültüp "hendekçik" ve "barikatçık" durumuna indirmek istiyorsanız daha net söyleyelim.
Yaşadığımız Kürtlerin kentsel dönüşümüdür; hendek oda, barikat sofa!
Ama anlayın artık sorun "atladı hendeği geçti Genç Osman" boyutundan çok daha derindedir.
(SÜRECEK)
CELAL BAŞLANGIÇ / HABERDAR
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021