Celal BAŞLANGIÇ
Yandaş köşebaz açmış kalemini, yummuş mantığını yazıyor.
Neymiş?
“Her kim, New York’taki Rıza Sarraf meselesinden kendisine bir çıkar düşeceğini düşünüyorsa açık vatan haini”ymiş.
Başka neymiş?
“New York’taki tezgah, kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği ve 15 Temmuz emperyalist saldırısında da şerefimizle koruduğumuz devletimizi haydut devlet düzeyine indirmek ve NATO güçlerine kutsal topraklarımıza doğrudan askeri müdahale yolunu açmak için kurulmuştur.”
Yani diyor ki yandaş köşebaz, “Reza’nın itiraflarıyla ortaya dökülecek olan hırsızlık, rüşvet, irtikap, dolandırıcılık, kara para aklama, hayali ihracat suçlarından dolayı kim Erdoğan’ı ve AKP’yi eleştirirse vatan haini ilan edilir.”
Aslında ne diyor biliyor musunuz?
“Reza’nın itirafları sonucu ortaya dökülecek pisliklere karşı Erdoğan’ı savunmak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu devleti savunmaktır.”
Bu erkek olan yandaş köşebaz.
Reza’nın olası itiraflarıyla ortaya dökülmesi beklenen kirli işler daha şimdiden paçalarını tutuşturmuş.
Bir de kadın olan yandaş köşebaz var. Onun da etekleri tutuşmuş.
“NATO’da hedef tahtasına koyduğunuz Atatürk’ü savunacağız, Erdoğan’ı savunacağız, Türkiye’yi savunacağız.”
Köşebazın mesajı belli:
“Erdoğan’ı savunmak demek, aynı zamanda Atatürk’ü ve Türkiye’yi savunmaktır.”
Yani ortaya dökülecek pisliklere karşı akıllarınca bir savunma hattı kuruyorlar; “Atatürk’ü ve Türkiye’yi savunmanın yolu Erdoğan’ı savunmaktan geçer.”
Bu zokayı yutan Kemalistlerin, Atatürkçülerin yerinde olmak istemezdim açıkçası. Kemalizmlerine, Atatürkçülüklerine halel gelmesin diye Erdoğan’ı hazmetmek zorunda kalacaklar çünkü.
AKP sözcüleri de tek bir merkezden taktik ve strateji düğmesine basılmış gibi yandaş köşebazlarla aynı telden çalıyorlar.
Çıkmış hükümet sözcüsü, iktidar sahibi birilerinin yaptığı hırsızlığı, rüşveti, irtikabı, dolandırıcılığı, kara para aklamayı, hayali ihracatı Türkiye insanlarının “milli birlik ve beraberlik ruhu içinde” topyekün savunması gerektiğini söylüyor:
“Atatürk’ü yenmeyi ve yok etmeyi başaramayanlar Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yenmeyi ve yok etmeyi de başaramayacaklardır. Milletimiz Cumhurbaşkanı’na her zamankinden daha fazla sahip çıkacaktır.”
Anlaşılan o ki, artık AKP döneminde iktidar olma anlayışı da değişti.
Cumhuriyet hükümetleri önce Atatürk’ün arkasına saklanıp sonra her türlü numarayı çevirirlerdi.
Günümüzün iktidarı ise önce her türlü numarayı çevirip sonra pisliklerinin ortaya dökülme ihtimali belirince Atatürk’ün arkasına saklanmayı tercih ediyor.
AKP iktidarında boşalan her koltuğa aday olan ancak hiç birine getirilmeyince “kuzu kuzu” başka bir koltuğun boşalmasını dil bilgisi yanlışlarıyla dolu twitler atarak bekleyen büyük hukuk alimi politikacımız da Reza’nın itiraflarına karşı top yekün savunma önermiş Türk milletine:
“Türkiye’yi 15 Temmuz’da dize getiremeyenler, Rıza Zarraf olayı ile bir başka film çevirme peşindeler. Ana Muhalefet Partimiz de dört gözle ABD kumpası bu davanın sonucunu bekliyor. Oysa bu iş, Mit Tırları Davası gibi milli bir sorun. Elbirliği ile Ülkemize kurulan kumpası ötelemeliyiz.”(Dil bilgisi yanlışları orijinalindeki gibidir)
Yani yandaş köşebazların, kasabın kedisi gibi boş koltuk bekleyen iktidar politikacıların bugünkü mantıkları pek bir şahane.
Hazretlerine bakarsanız, Atatürk bu devleti arkadaşlar evlerine bütün bir gün koştursalar da “sıfırlayamacakları” kadar para istiflesinler diye kurmuş.
Sanki milletle beraber “sıfırlamışlar” da ceremesini de milletle beraber çekmek istiyorlar.
Sanki “Atatürk’ten emanet aldıkları bu devlet”, AKP’nin bazı bakanları kara para aklayıcısı Reza’nın önüne yatsın diye kurulmuş.
Şimdi de Reza’nın itiraflarının önüne millet olarak topyekün yatılması gerektiğini savunuyorlar.
Sanki bu devleti Atatürk’ten, AKP’li bazı bakan çocukları ancak makineyle sayılabilecek kadar çok kasalar dolusu doları, euroyu cukkalasınlar diye emanet aldılar.
O makinelerde milletle beraber para saymışlar gibi “Vatanını seven savunmaya gelsin” yüzsüzlüğüne sıvandılar.
Sanki Reza bu milletin toplu sünnetine gelip herkese milyonlarca lira değerinde kol saati taktı da, şimdi millet hep beraber “Sarraf üzerinden kurulacak kumpasa” karşı çıkacak.
Yani bu milletin her bir ferdi evlerindeki ayakkabı kutularına balya balya para istifledi de şimdi Reza’nın itiraflarında ortaya saçılması muhtemel pisliklere toplu halde göğüs gerecekler.
Kılıçdaroğlu’yla Akşener’iyle muhalefet de AKP’nin bu tuzağına vatan, millet, Atatürk söylemi üzerinden düşüyor.
Evinde bir günde sıfırlanmayacak kadar para yığan bu millet değil.
Reza’nın önüne bu millet yatmadı.
Rüşvet olarak cukkalanmış dolarları, euroları bu millet para sayma makinesinden geçirip kasalara istiflemedi.
Reza sayesinde bu millet koluna milyonlarca liralık avanta kol saati takmadı.
Bu yoksul milletin evindeki ayyakkabı kutularından balya balya para da çıkmadı.
Zarraf’tan bir “milli mesele” çıkarmanın alemi yok.
Bu kirli işler için Atatürk’ü de kendinize kalkan yapmayın.
En fazla tanıdığı Reza, İran’ın son Şahı Rıza Pehlevi’dir.
Reza’ya kol kanat gerenler, “Hayırsever iş adamı” diyenler, “Cari açığın yüzde 15’ini kapattı” diye övenler, onun için ABD’ye dört nota verenler, New York mahkemesinde itirafçı olduğu kesinleştikçe “Reza da kimmiş, bizi ilgilendirmez” demeye başladılar.
Bunlar şimdi “10 Kasım Atatürkçülüğü”ne sıvandılar ya, yakında çakma olarak altına Atatürk’ün imzası atılan “Türk milletinin en büyük düşmanı Komünizmdir, her gördüğü yerde ezilmelidir” sözünü günün siyasi ortamına uyarlayıp herkesi milli birliğe ve beraberliğe çağırabilirler.
“Türk milletinin en büyük düşmanı Reza Zarraf’tır, her gördüğü yerde ezilmelidir.”
AKP’nin çok sıkıştığı bu günlerde, Reza’nın itiraflarıyla ortaya dökülecek pisliklere karşı durma mantığı çok açık; “Reza’nın itirafları Atatürk’e, onun kurup bize emanet ettiği Cumhuriyet’e karşı kurulmuş bir kumpastır. Bu yüzden Reza’nın itiraflarına karşı Erdoğan’ı milletçe savunmak aynı zamanda Atatürk’ü ve onun bize emanet ettiği devleti savunmaktır.”
Sevsinler mantığınızı. O paraları bu milletle beraber mi yediniz, yoksa Anıtkabir’e mi gömdünüz!
Bu işe ne milleti ne de “Atatürk’ün size emanet ettiği” devleti bulaştırın.
Ne diyordu telefon tapelerinde Reza:
“Orospunun ve memurun bahşişini peşin vereceksin.”
O zaman işin çözümü kolay.
Reza’dan bahşişini peşin alanları “milli kahraman” ilan edin, olsun bitsin.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021