Cemil ERTEM

Altının seyrini Türkiye-Mağrip-Ortadoğu belirleyecek
27.04.2011
2343

Şu günlerde iki temel alanda (ekonomi ve siyaset) iki temel gelişmeyi takip etmenin bize, gelecekle ilgili, önemli ipuçlarını vereceğini düşüyorum. Ekonomide altının seyri oldukça öğretici. Politik alanda ise Ortadoğu’daki olayların seyri, kısa vadede, ekonomik olanı da belirleyecek önemde. Tabii bu denkleme Türkiye’deki gelişmeleri ve seçim sonrası süreci eklemek gerek. Aslında başta Tunus olmak üzere, bütün bu coğrafyadaki siyasi ve ekonomik yeniden yapılanma süreci Türkiye ile örtüşüyor. Örneğin Tunus’da 24 Temmuz seçiminde hem devlet başkanı seçilecek hem de kurucu meclis oluşturulacak. Kurucu Meclis yeni bir anayasa yaparak Başbakan’ı seçecek. Aslında Tunus’daki seçimler ve sonrasındaki yeniden yapılanma yalnız Tunus’u değil tüm Mağrip’i belirleyecek önemde. Burada Mağrip’i dar anlamda kullanmıyorum; ‘Geniş Mağrip’i’ kastediyorum. Yani Libya ve Moritanya’yı da içine alan Fas, Tunus, Ceyazir üçgeni ile bütünleşen çok geniş bir coğrafya. Bu coğrafya, doğuda Mısır’ı içine alarak hem Asya’ya hem de Akdeniz dolanımıyla Avrupa Birliği’ne ulaşıyor. Dolayısıyla Tunus’un Temmuz’dan başlayarak yolunu çizmeye başlaması bölge ülkelerinin üzerinde dolaşan demokrasi hayaletini gerçeğe dönüştürecek bir gelişme olacaktır.

Öte yandan Türkiye’nin de, aynı tarihlerde, seçimleri yaparak yeni Anayasa sürecini başlatması ve hem ekonomik alanda hem de siyasi alanda hızlı bir yeniden yapılanma sürecine girmesini bütün bu gelişmelerden ayrı tutamayız.

Şimdi düşüyor musunuz dünya, tam bizim güneyimizde ( Geniş Mağrip) ve doğumuzda ( Ortadoğu) yeniden kuruluyor ve Türkiye’de bazı çevreler bu durumun farkında değil. Tunus’daki muhalefet bize bütün bu yeniden yapılanmayı anlatacak kadar renkli ve gelişkin. Devrik Bin Ali’nin partisinin son kalıntılarının temizlenmesi önemli ama RCD’nin (Rally for Constitutional Democracy) devlet içine sinmiş ruhu hala ortalıkta. RCD, bizdeki CHP’nin izdüşümü.

Tunus’da sosyal demokrat sayılabilecek PDP (Parti Democrat Progressiste) şimdi önemli bir muhalefet odağına dönüşüyor. Ancak PDP’nin bizdeki gibi devletçi bir sosyal demokrasi (!) ile alakası yok. Parti, demokrat-liberal bir çizgiyi izliyor. Partinin lideri insan hakları savunucusu Ahmed Necip Chebbi. Cheppi, bu süreçte çok sayıda sivil direniş eylemini örgütledi.

Muhalefetin en örgütlü ve geniş kesimini reformcu-İslamcı Nahda (Rönesans Partisi- Hizb-al Nahda) oluşturuyor. Nahda, Seyyid Kutb’un fikirlerinden oldukça etkilenmiş ve köklü bir yapı. Tabii Müslüman Kardeşler’in temelini oluşturan bu anlatıyı geliştirenlerden biri Kutb olduğu için Nahda’nın politik duruşu Mısır başta olmak üzere tüm bölgeye giderek hâkim oluyor. İşin bir diğer ilginç tarafı da Nahda’nın başındaki Raşid Al Gannuşi’nin kimliği; Gannuşi, eski sosyalist; Kahire Üniversite’sinde okurken Kutb’dan etkilenip İslam’ın çizgisine gelmiş. Tabii Tunus’da ayrıca komünistlerden yeni liberallere ve sosyalistlere kadar geniş bir siyasi yelpaze de var. Ama bütün bu yapıların yeni yönetimleri, Tunus’un bağımsızlığını Kemalizm’e öykünerek ilan eden Bourgiba modelinin Bin Ali diktatörlüğünü doğurduğunu biliyorlar. Tıpkı Mısır’da ‘anti-emperyalist’ Nasır’ın Enver Sedat diktatörlüğünü doğurduğu gibi.

Şimdi Tunus’un bu yapısı bize iki önemli olguyu anlatıyor; birincisi eski devletçi-Bourgibacı siyaset bitti. Bu anlamda Tunus’daki Nahda’nın bizdeki karşılığını tahmin ediyorsunuz ama CHP burada yerle bir olmuş Bin Ali’nin partisinden başka bir şey değil. Ancak RCD Tunus’da yok olurken CHP Türkiye’de-üstelik içine Ergenekon’u da alarak- bu değişime meydan okuyor.

 

 

 

 

 

 

 

Altın değişimi anlatıyor

Altının insanlık tarihindeki hikâyesi başlı başına bir ekonomi-politik dersidir. Örneğin yukarıdaki grafik bize bunu anlatır. Altın, 80 yılında gördüğü 850 dolarlık zirveyi koruyamamış ancak 2008 yılında (yani krizin başladığı yıl) bin doları görmüş. Altını, doksanlı yıllardaki bütün olumsuz gelişmeler, körfez savaşları, İsrail-Filistin çatışmaları yerinden oynatmamış hatta Eylül-2001 bile etkilememiş ama ne zaman ABD, ‘ben artık böyle devam etmeyeceğim, dolara dayalı para sistemi sorgulanabilir’ demiş altın fırlamış... Dün IMF Amerikan çağı bitti dedi. Yeni bir para sistemi (yeni Bretton Woods) doğmadıkça altın yukarıda olacak. Herkes bunu böyle bilsin. Ancak yeni bir para sistemi yeni bir siyasi sistemin sonucu olur. Bu siyasi sistemde, Türkiye-Ortadoğu ve Geniş Mağrip’ten başlayarak kuruluyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar