Cemil ERTEM
İran ile P5+1 ülkeleri (BM Daimi üyeleri ve Almanya) arasında varılan anlaşma ne anlama geliyor ve bu anlaşma dünyayı nasıl etkileyecek dengeleri nasıl değiştirecek?
İran ile P5+1 ülkeleri (BM Daimi üyeleri ve Almanya) arasında varılan anlaşma ne anlama geliyor ve bu anlaşma dünyayı nasıl etkileyecek dengeleri nasıl değiştirecek? Bize göre, bu anlaşma yalnız Ortadoğu için değil Avrupa için de yeni bir denge halini anlatıyor. Öncelikle İran meselesinin ya da varılan bu anlaşmanın yalnız İran’ın nükleer silah yapması meselesi olmadığını söyleyelim. Bu anlaşma, Yunanistan krizi ve Yunanistan’a Troyka (AB, ECB ve IMF) tarafından adeta el konulması, Mısır darbesi ve Mısır’da giderek sertleşen Sisi cuntası ve nihayet Rusya ve Türkiye hatta Çin dinamiklerinden ayrı değildir.
Şu nükleer silah konusunda artık herkesin samimi olması gerekir. Bugün yalnız “savunma sanayi” alanında değil, her alanda her ülke, en gelişmiş teknolojiyi kullanabilir, geliştirebilir. Hatta bırakın ülkeleri örgütler, paramiliter yapılar da nükleer silah teknolojisine ulaşabilir. Burada tartışılması gereken ülkelerin nükleer silah üretme kapasitesi değil, sistemin içinde nasıl konumlandığı ve küresel pazardan hangi yöntemle pay almak için uğraştıklarıdır.
İkinci Dünya Savaşı öncesi Almanya burada en çarpıcı tarihsel örnektir. Nazi Almanya’sı iki temel alanda sorun yaşıyordu; birincisi İngiltere, Fransa gibi sömürgeleri yoktu, pazar alanlarına erişemiyordu, ikincisi hızla gelişen ABD gibi zengin maden ve enerji yatakları elinin altında yoktu. Dolayısıyla Almanya, sistem içinde, hiçbir zaman, İngiltere ve Fransa ile rekabet edemeyeceğini biliyordu, hatta hızla arkadan gelen ABD’de onu geride bırakacaktı. Bu durumda, Alman finans-kapitalinin arkasındaki sanayi sermayesinin faşizme dayalı bir yayılmacılıktan başka çaresi yoktu ve bunu yaptı.
1979’DAN BUGÜN İRAN…
Şimdi İran’a bakalım; İran, 1979’daki “devrim” den beri Ortadoğu’da İsrail’i dengeleyen onun bölgesel terörünü meşrulaştıran ve Irak, Suriye başta olmak üzere, Ortadoğu coğrafyasında teröre dayalı diktatörlükleri ayakta tutan, Hizbullah gibi yapıları yöneten ve Esed rejimi örneğinde görüldüğü gibi, iç savaşların sürmesi için milyarlarca dolar harcayan bir ülke...
İran, bir anlamda hem sistem içinde hem de sistem dışındaydı. Ama İran’ın bu arafta durumu, bir önceki yüzyılda ABD’nin ve Avrupa’nın da tercihi idi. Hatta 1979 devrimi bir Batı prodüksiyonu idi. İran mollaları sistem “dışındaymış” gibi yaparak hem kendi iktidarlarını içeride meşru hale getiriyorlar hem de bölgede el altından denetledikleri rejimlerle yine el altından bir ekonomi geliştiriyorlardı. Bu anlamda ambargo İran halkına dokunuyor ama iktidardaki molla oligarşisini besliyordu. İran, özellikle son yıllarda, Suriye, Irak coğrafyasında askeri ve finans alanlarındaki ekonomiyi ve siyaseti yönlendiriyor buralara asker ve paramiliter yapıları transfer ederek hem siyasi hem de iktisadi bir çevrim oluşturuyordu. Öte yandan Körfez’de de kara para trafiğini ve finans ağını elinde tutmaya çalışıyordu. İran, son zamanlarda Özbekistan, Türkmenistan, Afganistan, Pakistan (bu ülkeleri İran’a ters hilal olacak şekilde en kuzeyden güneye düşünün) Yayında da “oynamaya” başlamıştı.
Ama bu İran, aynı zamanda, İsrail’in Filistin terörünü meşrulaştıran biricik ortağı idi. Netanyahu, İsrail için gerçek tehdidin Filistin’den daha çok İran olduğunu ve İsrail’in terörle “yerleşim” bölgelerinin işgal nedeninin de, Hizbullah’a bağlı olarak, İran olduğunu öteden beri söylüyor. İran’la anlaşmaya varıldığında ilk karşı çıkan da haliyle Netanyahu oldu. Çünkü İran değişirse İsrail’de değişir.
MESELE NÜKLEER DEĞİL...
Şimdi bu İran, Batı ile anlaştı. Dediğimiz gibi mesele İran’ın nükleer yapıp yapmaması değildi, mesele Rusya ve Türkiye faktörleri nedeniyle de Ortadoğu, Kafkasya hatta Doğu Avrupa’da kontrolü giderek kaybeden Batı’nın, yeni dönemin dinamiklerine ve ruhuna uygun olarak İran’ı yeniden şekillendirme meselesidir. İran’ın dışa açılmasıyla bölgedeki enerji kartları yeniden karılacaktır. Türkiye’nin Hazar’dan beslenen Güney Gaz Koridoru’na artık ciddi bir ortak vardır. İran’ın buraya arkasında hangi sermaye ve güçlerle dahil olmaya çalışacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. İkincisi Çin’den gelen transit ticari geçiş yollarında Hazar üzerinden Türkiye ve Avrupa yolu dışında Pakistan İran-Irak yolu da artık tartışılacaktır. Ki, burada Mısır çok önemlidir. Çünkü Akdeniz’e İran’ın ulaşımı denizden Aden Körfezi üzerinden Kızıldeniz ve Süveyş’tir. Karadan ise, Irak ve Lazkiye limanıdır. Şimdi İran’ın, tıpkı Nazi Almanya’sı örneğinde olduğu gibi, Suriye’de Esed yanında niye asker savaştırdığını ve neden Mısır darbesini-örtülü olarak- desteklediğini anlıyorsunuz değil mi?
YUNANİSTAN-İRAN...
Yani Mısır darbesi ile İran’ın Batı’ya “açılması” kardeş süreçlerdir. Burada Türkiye’ye geleceğiz ama önce Yunanistan’a gelelim. Burada tezimiz şu; İran’la anlaşan “akıl’ la Yunanistan’ı ekonomik olarak teslim alan hatta siyasi olarak da işgal eden “akıl” aynıdır. Yunanistan, Paul Krugman ve daha bir çok iktisatçının dediği gibi, Euro Bölgesi’nden çıksaydı kendisini kurtarmak için, yüzünü döneceği ilk pazar ve ülke neresi olacaktı, tabii ki Türkiye... Hatta büyük bir ihtimalle burada bir serbest pazar bile oluşacaktı. Öte yandan Hazar Denizi’nden Güney Gaz Koridoru ile yani TANAP’la gelen enerji hatları Trans Adriyatik Boru hattı (TAP) ile nereye çıkıyor; Yunanistan’a... Peki Euro Bölgesi’nden ayrılmış bir Yunanistan’ın Türkiye üzerinden gelen en önemli enerji hattını Avrupa’ya ulaştırmasına Almanya nasıl bakardı; evet hiç iyi bakmazdı ve bunun için de Yunanistan’a Almanya, “çıkmayacaksın ama dizlerinin üzerine çökeceksin” dedi ve dediği de oldu. Bu anlamda Yunanistan operasyonu ile İran operasyonu kardeştir. Ama burayı tamamlayan bir önemli operasyon daha var; tahmin edeceğiniz gibi, Mısır...
MISIR-İRAN...
Mısır, Yunanistan ve İran adımları, Batı’nın Ortadoğu, Akdeniz ve Doğu Avrupa iktisadi çevrimini, enerji ve pazar geçişlerini ve buna bağlı olarak siyasi haritayı yeniden dizayn etme hamleleridir. Tabii burada Rusya ve Çin faktörlerini de atlamamak gerekir. İran hamlesi, Rusya’nın hızlı yükselişini ve yeniden-Sovyetler gibi- sistem alternatifi olmasını önlemeye dönüktür de... İran’ın enerji pazarına girmesi ve Türkiye dışında Pasifik Asya’dan gelecek ticari yolları elinde tutması Rusya’nın enerjiye ve kuzey ticari geçişlere bağlı hakimiyetine ciddi tehdittir. İran anlaşması olmadan Çin piyasalarına dönük çok ciddi bir saldırıya tanık olduk. Çünkü Çin Yuan’ı rezerv para yapma iradesini iyice ortaya koymuştu. Yuan’ı rezerv para olması ve Rusya, İran hatta Türkiye gibi ülkelerin, Yuan ve kendi yerel paralarıyla, ikili ticaretlerini geliştirmeleri dolara bağlı para sistemine en öldürücü darbe olacaktı. Bu yüzden İran hiç bekletilmeden “içeri” alındı.
VE...TÜRKİYE-İRAN...
Şimdi gelelim Türkiye’ye... Açık yazacağım; bu çok kapsamlı küresel operasyonun artık tek eksiği Türkiye’dir... Mısır tamam, İran tamam, Yunanistan işgal edildi ve AB’nin, Almanya önderliğinde, yeniden yapılanmasının önü açıldı... Pasifik Asya’sı ve daha çok Çin ile Kafkasya ve Ortadoğu-Doğu Avrupa’nın buluşması ve yeni Doğu Kalkınması’nın önünde tek engel kaldı: Türkiye...
Şimdi Türkiye için ilk hedef “büyük koalisyondur.” Bu olmazsa çok farklı yeni yollar devreye girecektir. Bunları biliyoruz. Ama Mısır’da darbe yapan, Yunanistan’ı adeta işgal eden, İran’ı yeniden şekillendiren bu “akıl” şimdi koalisyon yolu ile Türkiye’nin son on yıldaki bütün kazanımları yok etmeyi amaçlıyor. Zaten cumhur ve onun siyasi iradesi de bunun için tek hedeftir artık...
İYİ BAYRAMLAR...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018