Cemile Bayraktar
İman Ahmet Leyla, sadece 1,5 yaşındaydı, Rusya ve Esed Rejimi’nin saldırıları nedeniyle ailesiyle İdlib’den Afrin’e kaçmışlardı ancak bombalardan kaçmak yetmedi; İman Ahmet Leyla soğuktan donarak öldü.
Aydınlanma ve Modernite bize geleceğin geçmişten iyi olacağını telkin etmişti. Hayatın içinden dini etkiyi ve düşünceyi yani ilahi boyutu çıkartıp yerine “insan aklını” koyduğumuzda güya tüm sorunlarımız çözülecekti.
Teknoloji ile birlikte artık yaşamın daha kolay ve daha iyi olacağı anlatıldı; özellikle sağlık konusundaki ilerlemelerle tıbbın gelişmesiyle sağlık nedeniyle ortaya çıkan ölümlerin önüne geçilecekti. Daha uzun bir yaşamın mümkün olduğu falan sürekli anlatıldı.
Teknolojik gelişmeler, sosyolojik ilerleme, siyasi ve felsefi alandaki yenilikler hep daha iyi bir dünya modelinin olacağından bahsedip durdu.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi, savaş suçlarını araştırma komisyonları, Milletler Cemiyeti ardından kurulan Birleşmiş Milletler (BM), BM’nin Güvenlik Konseyi, konseyden çıkan “İnsani Müdahale, Koruma Sorumluluğu” kararları, BM ve Avrupa Birliği’nin mülteciler konusunda çalışan kurumları… tüm bu kurumlar ve çalışmalar geçmişte yaşanan savaşların yıkıcı etkilerinin ortadan kalkacağını taahhüt ettiler. Kısmen bazı olumlu etkileri de oldu. Ancak…
Ancak bugün, Suriye Savaşı’nın başladığı tarihten yaklaşık 9 yıl sonra, bırakın Suriye’deki durumun düzelmesini, her gün daha da kötüye gidiyor. Kendi halkını, Rusya’nın ve İran’ın yardımıyla kimyasal silah kullanmak da dahil her tür insanlık dışı, savaş suçu sayılacak tutumlarla öldüren Esed Rejimi, hiçbir yaptırım olmaksızın katliamlarına devam ediyor. Neredeyse haftada bir, çoğu kardeş olmak üzere birkaç çocuğun donarak öldüğünün haberini alıyoruz. BM, Suriye-İdlib’deki durumun Suriye Savaşı boyunca yaşanan en kötü durumlardan biri olduğunu belirtiyor, belirtiyor ama hiçbir şey de yapmıyor.
Yani geleceğin geçmişten daha iyi olacağını iddia eden seküler dünya düzeni savunucularının iddiaları, dünyayı tanrının yerine insanı koyarak daha yaşanılabilir bir hale getireceğini iddia edenlerin tezleri, gözlerimizin önünde çocuklar Akdeniz’in kıyısına vururken, soğuktan donarak ölürken kurumlarıyla birlikte iflas ediyor. Çok tuhaftır ki kimse de bu iflastan olması gerektiği gibi bahsetmiyor. Ölen sivil sayısı, ölen çocuk sayısı bahsi geçen kurumların raporlarında istatistik veriler olarak kayda geçiyor. Teknoloji, makineleşme, ilerleme söylemleri arasında Suriye’de soğuktan donarak ölen bir çocuğun haberi saniyeler içinde binlerce kilometre uzağa ulaşabiliyor ancak yıllar geçse dahi bu durumu engellemeye yönelik bir adım atılmıyor, geleceğin geçmişten daha iyi olacağı iddiası her gün biraz daha çökerken her hafta birkaç çocuk donarak ölüyor. Ancak kimsenin aklına bu gerçekle nasıl yaşadığımızın muhasebesini yapmak gelmiyor.
Türkiye, Rusya ile İlişkilerini Gözden Geçirmeli
Bir süredir Türkiye-Rusya arasındaki “iyi” ilişkilere dair yapılan fazla iyimser yorumlar, dış politikanın ne olduğunu bilmediği halde, bir ara Almanlar için pek söylenen ifadeyle ifade edecek olursam, Putin’i “Türk dostu” falan sanan ve kamuoyunun da sanması için oldukça uğraşan bîçâre ekip, Türk askerlerinin İdlib’de Rejim ve destekçisi Rusya eliyle şehit edilmesi sonrası sanki biraz utangaç ama yeterince mahcup olduklarına dair bir emare de henüz görülmüş değil.
Türkiye-ABD arasında S-400’ler nedeniyle oluşan gerginlik sırasında gerekirse “NATO’dan çıkmanın formüllerini düşünürüz” diyebilen yorumcuların, şehit sayısı arttıkça Putin Rusya’sının Türkiye’ye döndüğü yüzünün renginin al bayrak tonlarında olmadığını görünce yüzlerinde biraz kızarma beklerdik ama henüz öyle bir utanma emaresi de görmedik.
Türkiye’nin Suriye politikasının tüm hatalarının mâl edildiği kişiler hali hazırda politika yapıcı olmadığı halde, bazılarımız halen Suriye politikamızın hatalarını(?) onlara mâl ederken, Suriye politikamızın zorlaştığı şu günlerde “müttefikimiz, dostumuz” Rusya tarafından köşeye sıkıştırıldığımızı itiraf edebilecek kadar da kendimizle yüzleşmekten aciziz.
Suriye’de PYD’ye verdiği destek nedeniyle halen “kırgın olduğumuz” ABD’nin, İdlib’de Türk askeri şehit edildikten sonra Ankara’ya koşması da bizlere bir çeşit “fırsatçılığı” hatırlattığı için o tarafa da en azından şimdilik tebessüm edecek halimiz yok, yani serinliği koruyoruz da merak ediyorum; ABD’den PYD nedeniyle esirgemediğimiz bu serin tutumumuzu, Rusya’dan neden esirgiyoruz?
Anladığım kadarıyla Türkiye, doğrudan Rusya ile karşı karşıya gelmek istemiyor, dahası ABD’ye karşı “Rusya ile yoluma devam ederim” kozunu elinden bırakmak istemiyor ancak bu kozun da artık koz olamayacak kadar rahatsızlık vermeye başladığını hatırlamak gerekiyor. Türk dışişleri, Rusya ile yaşanan problemin çözümünde diplomasiden medet ummak gibi bir iyimserlikle hareket ediyor. Ancak bu denli iyimser olunmalı mı ondan emin değilim… Türkiye’ye gelen şehit haberlerinin yarattığı rahatsızlık yanında Rusya’nın herhangi bir pişmanlık emaresi göstermek şöyle dursun Türkiye’yi Soçi’ye uymamakla itham ettiği de düşünülürse, Türkiye’nin Suriye politikasını değilse bile en azından Rusya politikasını tekrardan gözden geçirmesinin vakti geldi de geçiyor bile diyebiliriz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2025
7.11.2024
31.10.2024
9.10.2024
26.08.2024
20.08.2024
15.08.2024
28.07.2024
21.07.2024
20.06.2024