Cengiz AKTAR
Başbakan ve yakın çevresi Gezi Krizi’ni ne kadar görmezden gelse de Gezi’nin faş ettiği sorunlar, siyasette yarattığı kırılmalar seçim döneminin de katkısıyla önümüzdeki dönemde hem siyaseti hem demokrasinin alanını belirleyecek.
Başbakan’ın sert ve saldırgan üslubundan vazgeçmeyeceği ve çok tanıdık vıcık popülist, milliyetçi, çatışmacı eski dilini değiştirmeyeceği anlaşılıyor. Kendi ifadesiyle: “Kusura bakmayın Tayyip Erdoğan değişmez”! Ara sıra kendisini sakinleştirmekten başka bir görevi olmadığı anlaşılan yakın çevresinin dışında kimseyi dinlemediği de anlaşılıyor. İkaz açık: “Sen hangi partiylekonuşuyorsun yaa? Sen AK Parti iktidarına böyle bir ultimatom verebilir misin? Önce haddini bileceksin yaa. Ne platformu olursan ol, ayaklar ne zamandan beri baş oldu? Milletin vermiş olduğu yetkiyi bu iktidar kullanamaz duruma gelirse o zaman bittik demektir.”
Buna mukabil yakın adamları, teşkilât ve hükümet, patronun sertliğini yumuşatma, allayıp pullama görevini sürdürecek. Erdoğan Medyası’ndaki profesyonel güzellemeciler ve ikbal peşinde koşan yeni yetmeler de bunu halka anlatma, “yok canım tam öyle değil” misyonlarını sürdürecek. Bu şizofrenik hâlden hayırlı bir şey çıkacağını beklemek abes. Zira son tahlilde kararları alan ve veren tek kişi Tayyip Erdoğan, üstelik siyasî geleceğini oynayan bir Tayyip Erdoğan...
Başbakan’ın şimdiden başlatmak zorunda kaldığı seçim kampanyasında kullandığı sert dil her geçen gün Türkiye’yi daha fazla geriyor. Bakalım çatlamadan 2015’e kadar nasıl dayanacağız. Hoş, iletişimciler devamlı azar işiten bir kişi ya da bir insan topluluğunun bir zaman sonra devreleri yaktığını ve hiçbir şey duymaz olduğunu söylüyor ama...
AKP’nin verdiği Meclis araştırma önergesinin gerekçesi, iç/dış mihrak edebiyatı, gönüllü hekimlikle ilgili soruşturma, yaralılara kapı açan üniversite, otel ve olayları haber yapan basına verilen ayarlar, AKP’nin gövde gösterilerinde bindirilmiş kıtalara boca edilen gerçekdışı hikâyeler, bütün bunlar iktidarın kutuplaşmayı derinleştirerek toplumun çoğunluğundan intikam alma peşinde olduğunu gösteriyor. Yurtdışı ile kabaran atışmalar da cabası.
İşin ekonomik boyutuna bakalım. Seçim ekonomisiyle ulufe dağıtımına alenen başladığı görülüyor: 19.000 yeni memur alımı, sözleşmeli 96.000 personelin kadroya girmesi, cep telefonu vergisinde indirim, projeleri daha hızlandırmak için Kamu İhale Yasası’nda (on dokuzuncu kez) değişiklik... Arkası gelecektir.
Bu tüyler ürpertici koşullarda, aciliyet arzeden Kürtlerle barış inşası ve anayasa yazımının akamete uğraması artık olmayacak şey değil. Hele Meclis’in normal bir dönemdeymişiz gibi üç ay tatile girmeye hazırlandığı sırada. Böyle bir ortamda farklı toplum kesimlerinin özgürlük talepleri karşılanabilir mi? Türkiye iyi kötü yakaladığı siyasî ve ekonomik istikrarı ve bunun için gerekli dış desteği (AB süreci, doğrudan yabancı yatırım) sürdürebilir mi?
Tekadamlığın bedeli
Tuhaf bir memleket burası... Her mütehassıslığı haiz bir başbakanın kendisi ve arkasını toplayanlar dışında bir partili kulun ağzını açamadığı, açanın da lâfının ağzına tıkıldığı bir ülke.
Ancak tek elde toplanmış iktidarların ciddî bedelleri olur. Bugün AKP’nin İstanbul’da gelecek seçimi rahatlıkla kazanabilecek belediye başkanı adayı yok. Çünkü Başbakan aynı zamanda Belediye Başkanı, her şeyin bakanı olduğu gibi. İstanbul’u ezkaza kaybeden bir Tayyip Erdoğan’ın nasıl bir ruh hâline gark olacağını düşündünüz mü peki?
Keza tekseçiciliğin de bir bedeli var. Önümüzdeki dönemde kararların tek elden alındığı danışsız, denetsiz, dengesiz, dolayısıyla hesapsız ve hatalı büyük projeler ekonomik pastayı büyütme adına katlanarak artacak. Gezi Parkı’ndaki itirazın ardında şu sormadan etmeden tek başına karar alıp iş yapma biçimi olduğunu hatırlayacak olursak itirazların da artacağını öngörmek zor değil.
Genel ekonomik veriler istihdam yaratma açısından ümit verici değilken, asgarî yüzde 5 büyümeyi tutturmanın yolu Kürtlerle barıştan geçerken tekadamın barışı erteleme eğilimi hayra alamet değil.
Başbakan’ın Gezi Krizi sonrası içine düştüğü telâşe seçim barajını kaldırmayacağının işaretiydi. Âkiller’le son toplantıda teyit edildi. Oysa elindeki bütün siyasî, maddî ve hukukî gücü seferber edip art arda seçim zaferleri elde etse de Türkiye’yi eskiden yönettiği gibi yönetmesi mümkün mü?
Kendi deyimiyle “kimse kusura bakmasın”bu millet bir kez daha deli gömleği giymez. Lidere tam biat etmiş AKP de dâhil olmak üzere Türkiye’nin eski partileri, seçim kazansalar da yeni Türkiye’yi yönetmekte çok bocalayacaklar. Tıpkı 28 Şubat sonrasında eski muktedirler gibi...
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020